65+ yurttaşlara süresiz sokağa çıkma yasağı KABUL EDİLEMEZ.

Bu insan hakları ihlalidir.

COVID-19 pandemisi, bulaşma hızının yüksek olması nedeniyle devletin aldığı sıkı önlemlerle önlenmeye çalışılıyor. “Evde kal Türkiye” denilerek alınan önlemler, insan hak ve özgürlüklerini çok yönlü ihlal etse de, kamu sağlığının korunması amacıyla alındığı için yurttaşlar bu kısıtlamalara uymakla yükümlü oldular, ve sorumluluk bilinciyle büyük ölçüde uydular.

Bu tedbirler kapsamında, İçişleri Bakanlığı’nın 21 Mart tarihli Genelgesiyle, yaşlıları korumak adına genel bir sokağa çıkma yasağı getirildi. Bu yasağın, 29 Mayıs tarihli Genelgeyle, adeta kalıcı hale getirilmesinin hukuken haklı bir gerekçesi kalmamıştır.

Normale dönüş adımları atılırken, iş yerlerinin, alış veriş merkezlerinin açılacağı, spor merkezlerinin çalışmaya başlayacağı  duyuruldu.

Ancak 65 yaş ve üstü yurttaşlara uygulanan yasakların devamına karar verilmesi, temel insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır. Aylarca evde kalmak zorunda kalan “yaşlı” insanlar sağlık açısından fiziken, ruhen çok yönlü mağdur olmaktadırlar.

Alınan kararın salgınla ilgili bilimsel dayanağı da kalmamıştır. 65+ yurttaşlar maddi,  manevi ve bedensel olarak Bakanlığın aldığı bu karardan büyük mağduriyet yaşamaktadırlar.

Bir hukuk devletinde herkes hiçbir ayrım yapılmaksızın eşit haklara sahiptir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin yazıldığı tarihlerde insan ömrü günümüzdeki gibi uzun değildi. Herkesin eşit haklara sahip olması ilke açısından ayrım yasakları arasında YAŞ kriterine yer verilmemişti. Ancak  günümüzde yaşlı haklarının korunması da devletin temel yükümlülükleri arasındadır.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin “COVID-19’un Yaşlılara Etkisi” belgesini yayınlaması ardından, üye ülkelerin yaptığı, 12 Mayıs tarihli “Destek Bildirisi”nde yeralan şu çağrıyı dikkatinize sunuyoruz:

“COVID-19’a karşı alınan tedbirlerin, yaşlıların katılımıyla hazırlanması, yaşlıların kendilerine özgü ihtiyaçlarını kapsaması, mümkün olan en yüksek fiziki ve zihinsel sağlık ölçütlerine ulaşma hakkını güvenceye alması, hayat kurtaracak tedavilere ulaşımlarını sağlaması, ve başkalarıyla eşit temelde toplumsal ve ekonomik refahlarını koruması gerektiğine kuvvetle inanıyoruz.

Bu nedenle, yaşlıların haysiyet ve haklarını bütünüyle korumak ve ilerletmek; COVID-19 pandemisi ve sonrasının, yaşlıların sağlığı, yaşamları, hakları ve iyilik hallerine olumsuz etkilerini azaltmak için çalışmayı taahhüt ediyoruz. Ayrıca, bütün paydaşlarla, daha kapsayıcı, eşitlikçi, dirençli ve yaşlı dostu toplumlar geliştirmek üzere çalışmayı da taahhüt ediyoruz.”

Ülkemizin de, bu “Destek Bildirisi”ni imzalayan 140 ülke arasında olmasını memnuniyetle karşılıyor, ve gereklerinin yerine getirilmesini talep ediyoruz.

65+ Yaşlı Hakları Derneği olarak, 65 yaş üstü yurttaşların insan haklarının korunması gerektiğini ve hak taleplerine destek oluşturacağımızı kamuoyu ile paylaşırız.

 

 

Önceki İçerik5 Haziran Dünya Çevre Günü Basın Bülteni
Sonraki İçerikAtatürk’ün Mirasına Saygısızlık Kabul Edilemez