BM KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN KALDIRILMASI SÖZLEŞMESİNİN KABULÜNÜN 45. YILI

UNUTMAYALIM!

Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) 18 Aralık 1979 tarihinde kabul edildi. Türkiye, Sözleşmeyi 1985 yılında onayladı ve yasalardan ve yaşamın her alanından kadınlara karşı ayrımcılıkları kaldırmayı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini yaşama geçirmeyi taahhüt etti.

Cumhuriyet’in “çağdaş medeniyetler seviyesine çıkma” hedefi bu yönde benimsediği ve uyguladığı kararlı politikalar, Türkiye’de kadın-erkek eşitliği alanında ilerleme kaydedilmesinde etken olmuştur. Laik devlet yapısı ve Cumhuriyet’le benimsenen hukuk birliği sistemi, günümüze kadar gelen kadın-erkek eşitliğine yönelik olumlu yasal çerçeveyi çizmiştir. Ancak, devrim sürecinden sonra kadın erkek eşitliğine yönelik çalışmalar iktidarlar tarafından uzun yıllar ihmal edilmiştir.

Son yıllarda, kadını BİREY olarak görmeyen bir anlayışla yönetildikçe, yasalarda eşit haklar yer alsa da, yaşama geçirilemiyor. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri,

4+4+4 eğitim sisteminin yol açtığı çocuk yaşta evlendirmeler görmezden geliniyor. Kadın Hakları, Çocuk Hakları, Anayasa ve Medeni Kanun yok sayılıyor.

Dünyada bilim ve teknolojinin, yapay zeka uygulamalarının geliştiği zamanımızda, Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile “ÇEDES-Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” adlı bir İşbirliği Protokolü imzaladı. Bu protokol kapsamında okullara “manevi danışman” adı altında imam, vaiz, din hizmetleri uzmanları atandı ve ÇEDES projesi ülke çapında uygulanmaya başlandı.

Günümüzde kadınlara karşı ayrımcılığın söylemde ve eylemde giderek arttığına; yasa değişikliğiyle eşit hakların kaldırılmaya çalışıldığına kamuoyunun dikkatini çekiyoruz.

KAZANIMLARIMIZA VE CEDAW’A SAHİP ÇIKALIM!

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi’nden ve uluslararası hukuktan doğan taahhütlerin yerine getirilmesini ve yaşamın her alanında eşit hak – eşit temsilin ve gerçek demokrasinin yaşama geçirilmesi istiyoruz.

“Kadın Erkek Eşitliği, Bir Demokrasi Meselesi” diyoruz. Bu geri gidişe dur demek için tüm kişi, kurum ve kuruluşları elele vermeye ÇAĞIRIYORUZ.

Eğitimde, yönetimde, ailede, siyasette devletin temelini oluşturan laiklik, demokrasi, hukuk devleti ilkelerinin, kadın erkek eşitliğinin yok sayılmasından kaygılıyız.

Ancak kazanımlarımıza sahip çıkmaya kararlıyız. Kadınların eşitlik ve demokrasi mücadelesi kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri durdurulana kadar sürecek..

Önceki İçerik5 Aralık – Kadınların Siyasette Eksik Temsili Aslında Bir Demokrasi Meselesi