İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği
Basın Açıklaması
25 Kasım 2019
Kadına Yönelik Şiddet, İnsan Hakları İhlalidir
Kadınlarla erkekler arasında yasada ve yaşamda eşit olmayan güç ilişkisinin neden olduğu şiddet, kadının fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmesine, acı çekmesine, özgüvenini yitirmesine, onurunun zedelenmesine ve kadınlara karşı ayrımcılığın sürmesine yol açıyor.
Ülkemizde aile içinde veya sokakta, otobüste, okulda, yuvada şiddet olayları durmuyor, önlem alınmıyor. Bir insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddet önlenemiyor.
Şiddet kadınlara karşı ayrımcılık nedeniyle ortaya çıkıyor ve şiddetin varlığı da ayrımcılığın devamına yol açıyor.
Şiddet sadece kadının sorunu olmayıp, toplumsal bir sorundur.
Aile içi şiddete maruz bırakılmasa bile, şiddete tanık olan çocukların, şiddet uygulamaya eğilimli olduğu, okulda, sokakta ve yetişkin olduğunda kendi ailesinde şiddet uyguladığı görülüyor.
Şiddeti önlemek için kararlı çalışmalar yapılmadıkça şiddet sarmalı bir kısır döngü halinde devam etmektedir.
Kadınların özellikle ekonomik bağımsızlıklarının olmaması, karar alma süreçlerinde yeterince yer alamaması, kadınları şiddete karşı zayıf ve korumasız konuma düşürüyor ve çoğu kez şiddete katlanmaya yol açıyor.
Kadına yönelik şiddet insan hakkı ihlalidir.
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak,
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde bir kez daha
“kadın erkek eşitsizliğinin bir demokrasi meselesi” olarak ele alınmasına,
“sürdürülebilir kalkınmanın ön koşulu” olarak görülmesine ihtiyaç olduğunu kamuoyu ile paylaşıyor;
şiddetin önlenebilmesi için öncelikle
kadın kuruluşlarının deneyimlerinden yararlanılarak kararlı bir devlet politikasıyla “toplumsal cinsiyet eşitliği” yolunda zihniyet değişikliğinin sağlanmasını talep ediyoruz.
Nazan Moroğlu, İKKB Koordinatörü