• 1791 Kadın ve Yurttaş Haklar Bildirgesi
  • 10 Aralık 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
  • 1979 Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi
  • 1992 BM Kadına Yönelik Şiddet Konusunda 19 Nolu Genel Tavsiye
  • 1993 BM Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Bildirgesi
  • 1995 Pekin Deklarasyonu
  • Birleşmiş Milletler Pekin Eylem Planı
  • 1999 CEDAW İhtiyari (Optional) Protokol
  • 2011 İstanbul Sözleşmesi
  • 2017 BM Kadına Yönelik Şiddet Konusunda 35 Nolu Genel Tavsiye

  

  • 1791 Kadın ve Yurttaş Haklar Bildirgesi

 Başlangıç

Biz, anneler, kız çocukları, kızkardeşler, ulusun temsilcileri, Ulusal Meclis’e alınmayı talep ediyoruz. Toplumun sefaletinin ve siyasal iktidarların ahlâki bozulmuşluğunun başlıca nedenlerinin, kadınların haklarının tanınmaması, unutulması ya da gözardı edilmesi olduğunu gözönüne alarak, kadınların doğal, devredilemez ve kutsal haklannı bir bildirgeyle ilân etmeye karar verdik. Böylelikle istiyoruz ki, bu bildirge toplumun bütün üyelerinin gözü önünde dursun, herkese hak ve yükümlülüklerini hatırlatsın; kadınların ve aynı şekilde erkeklerin iktidarı kullanmaları siyasal kurumlar açısından karşılaştırılabilsin ve buna daha çok saygı gösterilsin; kadın yurttaşlann basit ve dokunulmaz esaslara dayanan şikayetleri daima, anayasanın ve iyi geleneklerin korunması ve herkesin esenliği için etkili olabilsin. Güzelliğiyle ve anneliği üstlenme cesaretiyle birlikte düşünülen kadın cinsi olarak bugün, Tannnın da yardımıyla, kadının ve kadın yurttaşlann haklannı bu bildirgeyle tanıyor ve ilan ediyoruz:

Madde 1– Kadın özgür doğar ve erkeklerle eşit haklara sahip olarak yaşar. Toplumsal farklılıklar yalnızca genel yarar nedeniyle kabul edilebilir.

Madde 2– Her siyasal topluluğun hedefi ve amacı, hem kadının hem de erkeğin doğal ve devredilemez haklarını korumaktır. Bu haklar: Özgürlük, güvenlik, mülkiyet ve özellikle baskıya karşı direnme hakkıdır.

Madde 3– Egemenlik ilkesi, kadın ve erkeklerin birliğinden başka bir şey olmayan ulustan kaynaklanır. Hiçbir organ ve kişi, bundan kaynaklanmayan bir gücü kullanamaz.

Madde 4– Özgürlük ve adalet kişilere, hakları olanı geri vermektir. Kadınlar doğal haklannı kullanırken, yalnızca erkeklerin karşılarına çıkardıkları sürekli uranlıkla engellenmektedir. Bu kısıtlamalar doğa ve aklın yasalanyla ortadan kaldınlmalıdır.

Madde 5– Doğanın ve aklın yasalan, topluma zarar verecek tüm edimleri bertaraf eder. Bu yasaların izin verdiği ve tannsal yasaların yasaklamadığı hiçbir şey engellenemez ve hiç kimse bu yasalann açıkça emretmediği bir şeyi yapmaya zorlanamaz.

Madde 6– Yasa, genel iradenin ifadesi olmalıdır. Bütün kadın ve erkek yurttaşlar bizzat ya da temsilcileri aracılığıyla yasaların yapımı sürecine katılmalıdır. Yasalar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Yasa önünde eşit olan bütün kadın ve erkek yurttaşlar, yetenek ve erdemlerinden başka bir ayrım gözetilmeksizin, kamu hayatındaki bütün makam, memuriyet ve mevkilere eşit olarak kabul edilmelidir.

Madde 7– Kadınlar ayrıcalıklı haklara sahip değildir; kadınlar, yasalarda belirtilen koşullarda itham edilir, gözaltına alınır ve tutuklanır. Kadınlar, erkeklerin tâbi olduğu ceza yasalarına tâbidir.

Madde 8– Yasa yalnızca açıkça zorunlu olan cezalar koyar ve hiç kimse suç oluşturan eylemden önce hukuka uygun olarak yürürlüğe konmuş ve kadınlara meşru biçimde uygulanan yasalar olmaksızın cezalandınlamaz.

Madde 9– Yasalara göre suçlu bulunmuş her kadına, yasanın öngördüğü yaptırımlar sonuna kadar uygulanmalıdır.

Madde 10– Hiç kimse, esaslı derecede farklı olsa bile, düşüncelerinden dolayı koğuşturulamaz. Kadın idam sehpasına çıkma hakkına sahiptir. Bu nedenle eylem ve ifadeleri yasalarla korunan kamu düzenini bozmamak koşuluyla, konuşma kürsüsüne de çıkma hakkına sahip olmalıdır.

Madde 11– Düşünce ve görüşlerin özgürce ifade edilmesi, kadınların en önemli haklarından biridir, çünkü bu özgürlük, babaların çocuklarıyla olan babalık bağlarını güvence altına almaktadır. Her kadın yurttaş, barbar bir önyargı tarafından gerçeği gizlemeye zorlanmadan özgürce şunu söyleyebilir: “Ben, senin bana verdiğin çocuğun annesiyim.” Bu hak, bu özgürlüğün kötüye kullanılmasından dolayı yasalardan kaynaklanan sorumluluğu ortadan kaldırmaz.

Madde 12– Kadınların ve kadın yurttaşların haklarının güvence altına alınması, daha büyük bir yaran zorunlu kılar. Bu güvence, bu hakların tanındığı kişilerin ayrıcalığı olmamalı, herkesin yararına hizmet etmelidir.

Madde 13– Güvenlik güçlerinin giderleri ve idari harcamalar için erkeklerden ve kadınlardan eşit ölçüde katkı talep edilir. Kadınlar bu yükümlülük ve ödevleri yerine getirdiklerinden dolayı, mevki ve işlerin, alt ya da üst derece memurlukların ve diğer mesleklerin paylaşılmasına da katılmalıdır.

Madde 14– Kadın ve erkek yurttaşlar, bizzat ya da temsilcileri aracılığıyla, vergilerin zorunlu olup olmadığına karar verme hakkına sahiptir. Kadın yurttaşlar, varlıklarından, erkeklerle eşit oranda vergi verme ilkesini ancak, kamu yönetimine ve vergilerin toplanması, bunların kullanılması ve süresinin belirlenmesi sürecine katılabildikleri takdirde kabul ederler.

Madde 15– Kamu harcamalarına erkeklerle eşit olarak katkıda bulunan kadınlar, her kamu makamından mali işlerle ilgili olarak bilgi alma hakkına sahiptir.

Madde 16– Hakların güvence altına alınmadığı ve güçler ayrılığının benimsenmediği bir toplumun anayasası yoktur. Eğer ulusu oluşturan bireylerin çoğunluğu, yapımına katılmamışsa, o anayasa yoktur ve geçersizdir.

Madde 17– Ortak olarak ya da tek tek, mülkiyet her iki cinsin de hakkıdır. Herkes dokunulmaz ve kutsal olan bu hakka sahiptir. Yasalarca belirlenmiş kamusal bir zorunluluk bunu açıkça gerektirmedikçe, ayrıca adil ve önceden belirlenmiş bir tazminat ödenmedikçe, kimse ulusun asli miras payından yoksun bırakılamaz.

 

  • 10 Aralık 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi

 İnsanlık ailesinin tüm üyelerinde bulunan onuru ve onların eşit ve ayrılmaz haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu,

İnsan haklarının tanınmamasının ve hor görülmesinin insanlık vicdanını yaralayan barbarca eylemlere yol açtığını, korkudan ve yoksulluktan kurtulmuş insanların söz ve inanç özgürlüğüne sahip olacakları bir dünyanın herkesin en yüksek amacı olduğunun ilan edilmiş bulunduğunu,
İnsanlık zorbalık ve baskıya karşı son bir yol olarak ayaklanmaya başvurmak zorunda bırakılmaması için, insan haklarının hukuk düzeyinde korunması gerektiğini,

Uluslar arasında dostça ilişkiler geliştirmeyi özendirmenin temel bir zorunluluk olduğunu,

Birleşmiş Milletler haklarının Birleşmiş Milletler Antlaşması’nda temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine, erkeklerde kadınların eşitliğine olan inançlarını bir kere daha belirttiklerini ve sosyal gelişmeyi sağlamaya, daha geniş bir özgürlük içinde daha iyi yaşam düzeyi oluşturmaya karar vermiş olduğunu,

Üye devletlerin Birleşmiş Milletlerle işbirliği içinde, insan haklarına ve temel özgürlüklere bütün dünyada saygı gösterilmesinin sağlanmasını üstlenmiş olduklarını,
Bu hak ve özgürlükler konusunda ortak bir anlayış oluşturmanın sözü edilen üstlenmenin tam olarak gerçekleşmesi için büyük önem taşıdığını gözönüne alarak,

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,

İnsanlık topluluğunun bütün bireyleriyle kuruluşlarının bu Bildirgeyi her zaman göz önünde tutarak eğitim ve öğretim yoluyla bu hak ve özgürlüklere saygıyı geliştirmeye, giderek artan ulusal ve uluslararası önlemlerle gerek üye devletlerin halkları ve gerekse bu devletlerin yönetimi altındaki ülkeler halkları arasında bu hakların dünyaca etkin olarak tanınmasını ve uygulanmasını sağlamaya çaba göstermeleri amacıyla tüm halklar ve uluslar için ortak ideal ölçüleri belirleyen bu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilan eder.

Madde 1 : Bütün insanlar hakları ve onurları eşit ve özgür olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik duyguları ile davranmalıdırlar.

Madde 2 : Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasal veya diğer bir inanç, ulusal ya da toplumsal köken, servet, doğuş ya da herhangi başka bir durumdan dolayı ayrıma uğramadan, bu bildiride ilan olunan hak ve özgürlüklerden yararlanma hakkına sahiptir.

Dahası, insanlar arasında, uyruğu bulundukları ülkenin ya da bölgenin, bağımsız veya bağımlı, özerk ya da herhangi bir biçimde kısıtlı oluşuna bakılarak; o ülkeye ya da bölgenin siyasal, hukuki veya uluslararası konumundan dolayı ayrım yapılamaz.

uygulanan cezadan daha şiddetli bir cezaya çarptırılamaz.

Madde 12 : Hiç kimsenin özel hayatına, ailesine, konutuna ya da haberleşme ve yazışmalarına keyfi olarak karışılamaz, şeref ve ününe sataşılamaz. Herkesin bu tür sataşma ve karışmalara karşı yasalarla korunmaya hakkı vardır.

Madde 13 : Herkesin herhangi bir devletin toprakları üzerinde serbestçe yolculuk etmek ve yerleşeceği yeri seçmek hakkı vardır. Her insanın kendi ülkesi de içinde olmak üzere, herhangi bir ülkeyi terketmeye ve yeniden dönmeye hakkı vardır.

Madde 14 : Her insanın zulüm karşısında, başka ülkelere sığınmaya ve bu ülkelerde

sığınmacı işlemi görmeye hakkı vardır. Bu hak, siyasal olmayan suçlar veya Birleşmiş Milletler ilke ve amaçlarına aykırı faaliyetlerden dolayı açılan kovuşturmalar halinde ileri Madde 3 : Yaşam, özgürlük ve kişisel güvenlik her insanın hakkıdır.

Madde 4 : Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü biçimi ile yasaktır.

Madde 5 : Hiç kimseye işkence ve zulüm uygulanamaz, insanlık dışı ya da onur kırıcı biçimde davranılamaz, ceza verilemez.

Madde 6 : Herkes, nerede olursa olsun, hukuki kişiliğinin tanınması hakkına sahiptir.

Madde 7 : Yasalar önünde herkes eşittir ve yasaların koruyuculuğundan eşit olarak faydalanma hakkına sahiptir. Bütün insanların bu bildiriye aykırı her türlü ayrımcı uygulamaya ve böyle bir ayrıma özendirici her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.

Madde 8 : Her insanın, kendisine yasalarla tanınan temel haklara aykırı uygulamalar karşısında, hak ve hukukunun fiilen korunması için, bu işle görevli ulusal mahkemelere başvurma hakkı vardır.

Madde 9 : Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, alıkonamaz veya sürgün edilemez.

Madde 10 : Herkes, haklarının, sorumluluklarının ya da kendisine yönelik, cezayı gerektirir herhangi bir suçlamanın açıklığa kavuşturulmasında, davasının, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde hakkaniyetle ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir.

Madde 11 : Bir suç işlemekten sanık her insan, savunulması için kendisine gerekli bütün koşulların sağlanmış bulunduğu açık bir yargılama ile, yasalar uyarınca suçlu olduğu kanıtlanmadıkça suçsuz sayılır.

Hiç kimse, işlendikleri sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan fiillerden veya ihmallerden ötürü mahkum edilemez. Bunun gibi, suçun işlendiği sırada sürülemez.

Madde 15 : Her insanın bir ülkenin vatandaşı olma hakkı vardır. Hiç kimse keyfi olarak vatandaşlığından ya da vatandaşlığı değiştirmek hakkından yoksun bırakılamaz.

Madde 16 : Evlilik çağına varan her erkek ve kadın, ırk, vatandaşlık ya da din bakımından hiçbir sınırlama ile karşılaşmaksızın, evlenmek ve yuva kurmak hakkına sahiptir. Kadın ve erkek, evliliğin kuruluşu, devamı ve sona erdirilişinde eşit haklara sahiptirler.

Evlilik ancak evlenecek kişilerin özgür ve kesin istekleri ile kurulabilir.

Aile toplumun temel unsurudur; toplum ve devlet tarafından korunmak hakkına sahiptir.

Madde 17 : Her insanın tek başına ya da başkaları ile birlikte mal ve mülk edinme hakkı vardır. Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılamaz.

Madde 18 : Her insanın düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din ya da inanç değiştirme özgürlüğünü, din ya da inancını tek başına ya da topluca, açık veya özel biçimde, öğretme, uygulama, ibadet ve ayinlerle açığa vurma özgürlüğünü de kapsar.

Madde 19 : Her insanın, düşüncelerini özgürce açıklamaya hakkı vardır. Bu hak, düşüncelerinden ötürü rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmadan bilgi ve düşünceleri, her türlü araç ve yollarla aramak, elde etmek ve yaymak hakkını gerektirir.

Madde 20 : Her insan barışcıl amaçlarla toplanma ve dernek kurma ve bir derneğe katılma hakkına sahiptir. Hiç kimse bir derneğe katılmaya zorlanamaz.

Madde 21 : Her insanın doğrudan doğruya ya da serbestçe seçtiği temsilcileri aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkı vardır. Herkesin, ülkesinin kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkı vardır. İktidarın gücünün tek kaynağı halk iradesidir. Bu irade, genel ve eşit oy hakkına dayalı, belli aralıklarla tekrarlanan, gizli oylama ya da serbestliği sağlayacak benzer bir yöntemle yapılan dürüst seçimlerle ortaya konur.

Madde 22 : Her insanın, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvencesi, şahsiyetinin serbestçe gelişmesi ve onuru için zorunlu olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakları vardır. Bireyler, her devletin, kuruluşları ve kaynakları gözönüne alınarak ortay konacak ulusal çabalar ve uluslararası işbirliği yoluyla bu haklarından yararlanırlar.

Madde 23 : Her insanın çalışmaya, mesleğini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizliğe karşı korunmaya hakkı vardır. Herkesin, hiçbir ayrım yapılmaksızın eşit iş karşılığında eşit ücret hakkı vardır. Çalışan her insanın kendisine ve ailesine insan onuruna yakışır bir yaşam sağlayacak ve gerekirse sosyal güvencelerle de tamamlanacak adil ve yeterli bir ücrete hakkı vardır. Herkesin çıkarlarının korunması amacıyla sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

Madde 24 : Her insanın dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle çalışma süresini akla uygun sınırlar içinde tutmaya ve belli aralıklarla ücretli tatillere hakkı vardır.

Madde 25 : Her insanın, yiyecek, giyecek, konut, sağlık hizmetleri ve gerekli toplumsal hizmetler de içinde olmak üzere; kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahını sağlayacak uygun bir yaşam düzeyine hakkı vardır. İşsizlik, hastalık, dulluk, ihtiyarlık ya da geçim olanaklarından iradesi dışında yoksun kaldığı diğer hallerde sosyal güvence hakkına sahiptir. Anneler ve çocuklar öncelikle özen ve yardım görmek hakkına sahiptirler. Bütün çocuklar evlilik içinde ya da dışında doğsunlar, aynı toplumsal güvenceden yararlanırlar.

Madde 26 : Her insanın eğitim görme hakkı vardır. Eğitim parasızdır, hiç olmazsa ilk ve temel eğitim evresinde böyle olmalıdır. İlk öğretim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitimden herkes yararlanabilmelidir. Yüksek öğrenim herkese, yeteneklerinin ve başarılarının elverdiği ölçüde tam bir eşitlikle açık olmalıdır. Eğitim, insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan hakları ile temel özgürlüklere saygının güçlenmesini amaçlamalıdır. Bütün uluslar ırk ve dinler arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletler’in barışın korunması yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir. Anne ve babalar, çocuklarına verilecek eğitimin türünü seçmek hakkına sahiptirler.

Madde 27 : Her insanın toplumun kültürel yaşamına serbestçe katılmaya, güzel sanatlardan zevk almaya, bilimsel ilerlemeden ve bunun nimetlerinden pay almaya hakkı vardır. Her insanın, sahibi bulunduğu her türlü bilimsel, edebi ve sanatsal yapıttan doğan manevi ve maddi çıkarlarının korunması hakkı vardır.

Madde 28 : Her insanın, işbu Bildiride açıklanan hak ve özgürlüklerin tam anlamıyla uygulanmasını sağlayacak bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.

Madde 29 : Her insanın, şahsiyetinin serbest ve tam gelişmesinin ancak içinde yaşaması ile mümkün olduğu topluma karşı ödevleri vardır. Her insan, hakları ve özgürlüklerinden yararlanırken, sadece, başkalarının da hak ve özgürlüklerinin tanınması ve korunması amacıyla; ahlak, kamu düzeni ve genel refahın, demokratik bir toplum yapısındaki haklı gereklerini karşılamak için, ancak yasanın koyduğu kısıtlamalara tabidir. Bu hak ve özgürlükler hiçbir surette Birleşmiş Milletler’in amaç ve ilkelerine aykırı olarak kullanılamaz.

Madde 30 : Bu Bildirinin hiçbir hükmü, içinde ilan edilen hak ve özgürlüklerin, bir devlet, zümre ya da kişi tarafından yok edilmesini savunmaya, veya bunu fiilen gerçekleştirmeye hak verdirir biçimde yorumlanamaz.

 

  • 1979 Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın

Kaldırılması Sözleşmesi – CEDAW

 

Kabul  Tarihi: 18 Aralık 1979

Yürürlük Tarihi : 3 Eylül 1981

Türkiye’nin Onaylama Tarihi: 11 Haziran 1985

 

Bu Sözleşmeye taraf olan Devletler,

Birleşmiş Milletler Yasasının temel insan haklarına, insan onur ve değerine ve erkeklerle kadınların eşit haklara sahip olmaları gerektiğine inancı yeniden onayladıklarını kaydederek;

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin, insanlara karşı ayırımcılığın kabul edilemezliği ilkesini benimsediğini ve tüm insanların özgür doğduklarını ve eşit onur ve haklara sahip olduklarını ve bu Bildirgede böylece öne sürülen tüm hak ve özgürlüklerin cinsiyete dayalı olanlar dahil hiçbir ayırıma tabi kılınmaksızın herkes tarafından kullanılabileceğinikaydederek;

İnsan Hakları Sözleşmelerine Taraf Devletlerin, kadınlarla erkeklerin tüm ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve siyasi haklardan eşit olarak yararlanmalarını sağlamak yükümlülüğü bulunduğunu kaydederek;

Birleşmiş Milletler ve ona bağlı uzman kuruluşların gözetiminde kabul edilmiş ve erkeklerle kadınların eşitliğini sağlamaya çalışan uluslararası sözleşmeleri göz önünde tutarak;

Ayrıca Birleşmiş Milletler ve ona bağlı uzman örgütlerin kabul ettikleri erkek ve kadınların haklarının eşitliğini sağlamayı amaçlayan kararlar bildiri ve önerileri de dikkate alarak;

Ancak, bu çeşitli belgelere rağmen kadınlara karşı ayırımcılığın hâlâ devam etmekte oluşundan endişe duyarak;

Kadınlara karşı ayırımcılığın, hak eşitliği ve insan şeref ve onuruna saygı ilkelerini ihlâl ettiğini, kadınların erkeklerle eşit olarak ülkelerinin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamına katılmalarını engellediğini, toplumun ve ailenin refahının artmasına engel oluşturduğunu ve kadınların ülkeleri ve insanlık hizmetinde kullanabilecekleri olanaklarını geliştirmelerini zorlaştıracağını kaydederek;

Yoksulluk durumlarında kadınların yiyecek, sağlık, eğitim, öğretim ve iş bulma ve sair ihtiyaçlarının karşılanması bakımından en az olanağa sahip olduklarından endişe duyarak;

Eşitlik ve adalete dayalı yeni uluslararası ekonomik düzenin kurulmasının, kadınlarla erkekler arasındaki eşitliği sağlamak için önemli bir aşama oluşturacağına inanarak;

Apartheid’in, ırkçılığın her şeklinin, ırk ayırımının, sömürgeciliğin, saldırganlığın, yabancı devlet işgal ve egemenliğinin ve ülkelerin iç işlerine karışmanın ortadan kaldırılmasının, erkeklerle kadınların eşit haklardan yararlanmaları için gerekli olduğunu önemle vurgulayarak;

Uluslararası barış ve güvenliğin kuvvetlendirilmesinin, uluslararası gerilimin azaltılmasının, sosyal ve ekonomik sistemlerine bakılmaksızın bütün ülkeler arasında karşılıklı işbirliğinin, genel ve tam silâhsızlanmanın ve özellikle sıkı ve etkili bir uluslararası denetim altında nükleer silâhsızlanmanın, ülkeler arasındaki ilişkilerde, adalet, eşitlik ve karşılıklı yarar ilkelerinin kabulünün ve yabancı ve sömürge yönetimi veya yabancı işgali altında bulunan yerlerdeki halkların kendi kaderlerini belirleme ve bağımsızlık elde etme hakları kadar ulusal egemenlik ve toprak bütünlüklerine saygının gerçekleşmesinin, sosyal gelişme ve kalkınmaya ve bunun bir sonucu olarak da, erkeklerle kadınlar arasında tam bir eşitliğin elde edilmesine katkıda bulunacağını kabul ederek;

Bir ülkenin tam ve eksiksiz kalkınmasının, dünyada refahın ve barışın elde edilmesinin, kadınların erkeklerle eşit koşullarda her alanda azami katkılarını gerektirdiğine inanarak;

Kadınların ailenin refahına ve toplumun kalkınmasına yaptıkları büyük katkının henüz tam olarak algılanmadığını, analığın sosyal önemini ve ana ve babanın aile içinde ve çocukların büyütülmesindeki rollerini göz önünde bulundurarak ve kadınların nesillerin üremesindeki önemli rolünün aile içinde ayırıma neden olmaması gerektiğini, nitekim çocukların yetiştirilmelerinin kadın ve erkek ile toplumun tamamının sorumluluk paylaşmaları gerektirdiğini unutmayarak;

Erkeklerle kadınlar arasında tam bir eşitliğin gerçekleşmesi için, kadınlarla erkeklerin toplumdaki geleneksel rollerinde bir değişiklik gereğinin bilincine vararak;

Kadınlara Karşı Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Bildirgesinde yer alan ilkeleri uygulamaya ve bu amaçla ayırımcılığın her tür ve görüntüsünün ortadan kaldırılması için gerekli önlemleri almaya kararlı olarak,

Aşağıdaki hususlarda anlaşmışlardır:

BÖLÜM  I

Madde 1.

İşbu Sözleşmeye göre, “kadınlara karşı ayırım” deyimi, kadınların medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diğer alanlardaki insan haklarının ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayırım, dışlama veya sınırlama anlamına gelecektir.

 

Madde 2.

Taraf Devletler, kadınlara karşı her türlü ayırımı kınar, tüm uygun yollardan yararlanarak ve gecikmeksizin kadınlara karşı ayırımı ortadan kaldırıcı bir politika izlemeyi kabul eder ve bu amaçla aşağıdaki hususları taahhüt ederler:

a- Kadın-erkek eşitliği ilkesini kendi ulusal anayasalarına ve diğer ilgili yasalara, henüz girmemişse dahil etmeyi ve yasalar ile ve diğer uygun yollarla bu ilkenin uygulanmasını sağlamayı,

b- Kadınlara karşı her türlü ayırımı yasaklayan ve gerekli yerlerde yaptırımları da kapsayan yasal ve diğer uygun önlemleri kabul etmeyi,

c- Kadın haklarının erkeklerle eşit olarak yasal açıdan korunmasını ve yetkili ulusal mahkemeler ve diğer kamu kuruluşları aracılığıyla kadınların her türlü ayırıma karşı etkin korunmalarını sağlamayı,

d- Kadınlara karşı herhangi bir ayırımcı hareket yapılmasından veya uygulanmasından kaçınmayı ve kamu yetkilileri ile kuruluşlarının bu yükümlülüğe uyumlu olarak hareket etmelerini sağlamayı,

e- Herhangi bir kişi, kuruluş veya teşebbüsün kadınlara karşı ayırım yapmasını önlemek için bütün uygun önlemleri almayı,

f- Kadınlara karşı ayırımcılık oluşturan mevcut yasa, yönetmelik, âdet ve uygulamaları, değiştirmek veya feshetmek için yasal düzenlemeler de dahil gerekli bütün uygun önlemleri almayı,

g- Kadınlara karşı ayırımcılık oluşturan bütün ulusal cezaî hükümleri kaldırmayı.

Madde 3.

Taraf Devletler, özellikle politik, sosyal, ekonomik ve kültürel sahalarda olmak üzere bütün alanlarda kadının tam gelişmesini ve ilerlemesini sağlamak, erkeklerle eşit olarak insan hakları ve temel özgürlüklerinden yararlanmalarını ve bu hakları kullanmalarını garanti etmek amacıyla, yasal düzenleme dahil bütün uygun önlemleri alacaklardır.

Madde 4.

  1. Kadın-erkek eşitliğini olgusal olarak (de facto) sağlamak ve hızlandırmak için taraf devletlerce alınacak geçici ve özel önlemler, işbu Sözleşmede belirtilen cinsten bir ayırım olarak düşünülmeyecek ve hiçbir şekilde eşitsizlik veya farklı standartların korunması sonucunu doğurmayacaktır. Fırsat ve uygulamada eşitlik hedeflerine ulaşıldığı zaman bu önlemlere son verilecektir.
  2. Anneliğin korunması amacıyla işbu Sözleşmede belirtilenler dahil, Taraf Devletlerce alınacak özel önlemler, ayırımcı olarak nitelendirilmeyecektir.

 

Madde 5.

Taraf Devletler aşağıdaki bütün uygun önlemleri alacaklardır :

a- Her iki cinsten birinin aşağılığı veya üstünlüğü fikrine veya kadın ile erkeğin kalıplaşmış rollerine dayalı önyargıların, geleneksel ve diğer bütün uygulamaların ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarını değiştirmek,

b- Anneliğin toplumsal bir işlev olarak anlaşılmasını ve çocukların yetiştirilmesi ve gelişiminde kadın ve erkeğin ortak sorumluluğunun tanınmasını öngören ve her durumda çocukların yararlarını her şeyden önce gözeten anlayışa dayanan bir aile eğitimini sağlamak,

Madde 6.

Taraf Devletler, kadın ticareti ve fahişeliğin istismarının her şekliyle önlenmesi için yasama dahil gerekli bütün önlemleri alacaklardır.

BÖLÜM  II

Madde 7.

Taraf Devletler, ülkenin siyasal ve kamusal yaşamında, kadınlara karşı ayırımı önlemek için tüm önlemleri alacaklar ve özellikle kadınlara erkeklerle eşit şartlarla aşağıdaki hakları sağlayacaklardır :

a- Bütün seçimlerde ve halk oylamalarında oy kullanmak ve halk tarafından seçilen organlara seçilebilmek,

b- Hükümet politikasının hazırlanmasına ve uygulanmasına katılmak, kamu görevinde bulunabilmek ve hükümetin her kademesinde kamu görevleri üstlenmek,

c- Ülkenin kamusal ve siyasal yaşamı ile ilgili hükümet dışı kuruluşlara ve derneklere katılmak.

Madde 8.

Taraf Devletler, kadınlara, erkeklerle eşit koşullarda ve hiçbir ayırım gözetmeksizin, hükümetlerini uluslararası düzeyde temsil etmek ve uluslararası kuruluşların etkinliklerine katılmak fırsatını sağlamak için gerekli bütün önlemleri alacaklardır.

Madde 9.

1.Taraf Devletler, uyrukluğun kazanılmasında, değiştirilmesinde veya korunmasında kadınlara erkekler ile eşit haklar tanıyacaklar ve özellikle bir yabancıyla evlenmenin veya evlilik sırasında kocanın uyrukluğunu değiştirmesinin, kadının da otomatik olarak uyrukluk değiştirmesine, uyruksuz kalmasına veya kocanın uyruğunu zorla almasına yol açmamasını sağlayacaklardır.

2.Taraf Devletler, çocukların tâbiiyeti konusunda kadınlara erkeklerle eşit haklar sağlayacaklardır.

BÖLÜM  III

Madde 10.

Taraf Devletler, özellikle aşağıdaki konularda kadın-erkek eşitliği esasına dayanarak eğitimde erkeklerle eşit hakka sahip olmalarını sağlamak için kadınlara karşı ayırımı önleyen bütün uygun önlemleri alacaklardır :

a- Meslek ve sanat yönlendirilmesinde kırsal ve kentsel alanlarda bütün dallardaki eğitim kurumlarına girişte ve diploma almada okul öncesi, genel, teknik, mesleki ve yüksek teknik eğitimde ve her çeşit mesleki eğitimde eşit koşulların sağlanması,

b- Kadınların erkeklerle aynı ders programlarından yararlanmaları, aynı sınavlara katılmaları, aynı düzeyde nitelikleri olan eğitim görevlilerine, okul, bina, araç ve gereçlere sahip olmaları,

c- Kadın ve erkeğin rolleriyle ilgili kalıplaşmış kavramların eğitimin her şeklinden ve düzeyinden kaldırılması ve bu amaca ulaşılması için  eğitim birliğinin ve diğer eğitim şekillerinin teşvik edilmesi, özellikle ders kitaplarının ve okul programlarının yeniden gözden geçirilmesi ve eğitim metodlarının bu amaca göre düzenlenmesi,

d- Burs ve diğer eğitim yardımlarından faydalanmaları için kadınlara erkeklerle eşit fırsatların tanınması,

e- Özellikle kadın ve erkekler arasında mevcut eğitim açığını en kısa zamanda kapatmaya yönelik yetişkin eğitimi ve işlevsel okuma-yazma öğretim programları dahil, sürekli eğitim programlarına katılabilmeleri için erkeklerle eşit fırsatların verilmesi,

f- Kız öğrencilerin okuldan ayrılma oranlarının düşürülmesi ve okuldan erken ayrılan kız ve kadınlar için eğitim programları düzenlenmesi,

g- Spor ve beden eğitimi etkinliklerine etkin olarak katılmaları için erkeklerle eşit fırsatlar tanınması,

h- Kadınların ailelerinin sağlık ve refahını sağlamaya yardım edecek, aile plânlaması bilgisi dahil özel eğitici bilgiyi edinmeleri.

Madde  11.

  1. Taraf Devletler, çalışma alanında kadınlara karşı ayırımı önlemek ve kadın-erkek eşitliği temeline dayanarak eşit haklar sağlamak için, özellikle aşağıda belirtilen konularda bütün uygun önlemleri alacaklardır :

a- Bütün insanların vazgeçilmez hakkı olan çalışma hakkı,

b- Çalışma alanında eşit seçim kıstasları uygulanması da dahil, erkeklerle eşit çalışma olanaklarına sahip olma hakkı,

c- Özgürce meslek ve iş seçme hakkı, terfi, iş güvenliği, hizmetin tüm koşul ve avantajlarından faydalanma hakkı, çıraklık, ileri mesleki eğitim ve bilgi yenileme eğitimi dahil mesleki eğitim ve mükerrer eğitim görme hakkı,

d- Sosyal yardımlar dahil eşit ücret hakkı, eşdeğerdeki işte ve işin cinsinin değerlendirilmesinde eşit işlem görme hakkı,

e- Ücretli izinle birlikte, özellikle emeklilik, işsizlik, hastalık, sakatlık ve yaşlılık ve diğer çalışamama hallerinde sosyal güvenlik hakkı,

f- Güvenli koşullar içinde çalışma hakkı ve sağlığın ve bu arada doğurganlığın korunması hakkı.

  1. Evlilik ve analık sebebiyle kadınlara karşı olan ayırımı önlemek ve etkin çalışma hakkını sağlamak amacıyla, Taraf Devletler uygun önlemleri alacaklardır.

a- Hamilelik ve analık izni sebebiyle veya evliliğe bağlı olarak işten çıkarma ayırımını yasaklamak, bu ayırımı yapanları cezalandırmak,

b- Önceki iş, kıdem ve sosyal haklar kaybedilmeksizin, ücretli olarak analık izni veya benzeri sosyal içerikli tazminatlar vermek,

c- Özellikle çocuk bakımevleri ağının kurulması ve geliştirilmesi yoluyla anne ve babanın aile yükümlülüklerini, görev sorumlulukları ve kamu yaşamına katılma ile birleştirmeyi mümkün kılan destekleyici sosyal hizmetlerin sağlanmasını teşvik etmek,

d- Hamilelik süresince zararlı olduğu kanıtlanan işlerde kadınlara özel koruma sağlamak.

  1. Bu maddede yer alan konulara ilişkin koruyucu yasalar bilimsel ve teknik bilgi ışığı altında dönem dönem yeniden gözden geçirilecek ve gerekirse değiştirilecek, kaldırılacak veya uzatılacaktır.

Madde 12.

  1. Taraf Devletler, aile plânlaması dahil sağlık bakım hizmetlerinden kadın ve erkeğin eşit olarak yararlanması için, sağlık bakımında kadınlara karşı ayırımı ortadan kaldıran bütün önlemleri alacaklardır.
  2. Bu maddenin 1. paragrafında öngörülen hükümler saklı kalmak kaydıyla Taraf Devletler kadına hamilelik, lohusalık ve doğum sonrası dönemde gerekli hizmetleri sağlayacaklar, hamilelik ve emzirme sırasında yeterli beslenme ile birlikte, gerektiğinde parasız hizmet vereceklerdir.

Madde 13.

Taraf Devletler kadınlara karşı ekonomik ve sosyal yaşamın diğer dallarında erkeklerle kadınların eşit olarak haklardan yararlanabilmelerini sağlayarak kadınlara karşı ayırımcılığın önlenmesi için gerekli önlemleri ve özellikle aşağıdaki önlemleri alacaklardır :

a- Aile zammı hakkı,

b- Banka kredisi, ipotek ve diğer mali krediler elde etme hakları,

c- Eğlence, spor ve kültürel hayatın tüm yönlerine katılma hakları.

Madde 14.

  1. Taraf Devletler, kırsal kesim kadınlarının karşılaştıkları özel sorunları ve ekonominin parasal olmayan sektöründeki çalışmaları dahil ailelerinin ekonomik bakımdan ayakta kalması için oynadıkları belirgin rolü göz önünde tutacak ve işbu Sözleşme hükümlerinin kırsal kesimdeki kadınlara uygulanmasını sağlamak için gerekli bütün önlemleri alacaklardır.
  2. Taraf Devletler, kadın ve erkeklerin eşitliği ilkesine dayanarak, kırsal kalkınmaya katılmalarını ve bundan yararlanmalarını sağlamak için kırsal kesimdeki kadınlara karşı ayırımı ortadan kaldıran tüm uygun önlemleri alacaklar ve özellikle kırsal kesim kadınlarına aşağıdaki hakları sağlayacaklardır :

a- Her düzeydeki kalkınma plânlarının tartışılma ve uygulanmasına katılmak,

b- Aile plânlaması konusunda bilgi, danışma ve hizmetler de dahil olmak üzere yeterli sağlık hizmetlerinden yararlanmak,

c- Sosyal güvenlik programlarından doğrudan yararlanmak,

d- Teknik yeteneklerini geliştirmek amacıyla tüm toplumsal ve yaygın hizmetler ile birlikte işlevsel okuryazarlık dahil resmi ve gayri resmi eğitim ve öğretimin her türünden yararlanmak,

e- Ekonomik fırsatlardan kendi işinde çalışma veya tam istihdam yoluyla eşit olarak yararlanmak amacıyla kendi kendine yardım grupları ve kooperatifler oluşturmak,

f- Bütün toplumsal etkinliklere katılmak,

g- Toprak ve tarım reformunda ve bunun yanısıra yeniden iskân projelerinde eşit muamele ve tarımsal kredi ve borçlanma, pazarlama kolaylıkları ile uygun teknolojiden yararlanmak,

h- Özellikle konut, sağlık, elektrik ve su temini, ulaştırma ve haberleşme konularında yeterli yaşam standartlarından yararlanma haklarını sağlamak.

 

BÖLÜM  IV

Madde 15.

  1. Taraf Devletler kadınlara, kanun önünde erkeklerle eşit haklar tanıyacaklardır.
  2. Taraf Devletler medeni haklar bakımından kadınlara erkeklerinkine benzer hukuki ehliyet ve bu ehliyeti kullanmak için eşit fırsatlar tanıyacaklardır. Özellikle, kadınlara sözleşme yapmada ve mülk yönetiminde eşit haklar verecekler ve mahkemelerde davaların her aşamasında eşit muamele edeceklerdir.
  3. Taraf Devletler, kadınların hukuki ehliyetlerini kısıtlamaya yönelik hukuki sonuç doğuran her çeşit sözleşmenin vesair özel işlemlerin tamamının geçersiz olduğunu kabul ederler.
  4. Taraf Devletler, kadın ve erkeğe hukuki olarak ikametgâh seçme ve nakletmede eşit yasal hak tanıyacaklardır.

Madde 16.

  1. Taraf Devletler, kadınlara karşı evlilik ve aile ilişkileri konusunda ayırımı önlemek için gerekli bütün önlemleri alacaklar ve özellikle kadın-erkek eşitliği ilkesine dayanarak kadınlara aşağıdaki hakları sağlayacaklardır :

a- Evlenmede erkeklerle eşit hak,

b- Özgür olarak eş seçme ve özgürce kendi onayıyla evlenme hakkı,

c- Evlilik süresince ve evliliğin son bulmasında aynı hak ve sorumluluklar,

d- Medeni durumlarına bakılmaksızın, çocuklarla ilgili konularda ana ve babanın eşit hak ve sorumlulukları tanınacak, ancak her durumda çocukların yararı en ön plânda gözetilecektir.

e- Çocuk sayısına ve çocukların ne zaman dünyaya geleceklerine serbestçe ve sorumlulukla karar vermede ve bu hakları kullanabilmeleri için bilgi, eğitim ve diğer araçlardan yararlanmada eşit haklar.

f- Her durumda çocukların çıkarı en üst düzeyde tutularak ulusal yasalarda mevcut veli, vasi, kayyum olma ve evlât edinme veya benzeri kurumlarda eşit hak ve sorumluluklar.

g- Aile adı, meslek ve iş seçimi dahil karı ve koca için eşit kişisel haklar.

h- Ücret karşılığı olmaksızın veya bir bedel mukabilinde malın mülkiyeti, iktisabı, işletmesi, idaresi, yararlanılması ve elden çıkarılmasında eşlere de eşit haklar.

  1. Çocuğun erken yaşta nişanlanması veya evlenmesinin hiçbir yasal etkisi olmayacak ve evlenme asgari yaşının belirlenmesi ve evlenmelerin resmi sicile kaydının zorunlu olması için yasa dahil gerekli tüm önlemler alınacaktır.

BÖLÜM  V

Madde 17.

  1. İşbu Sözleşmenin uygulanmasındaki gelişmeleri gözden geçirmek amacıyla, Sözleşme yürürlüğe girdiği zaman 18, Sözleşmeye taraf 35 devletin onayı veya katılmasından sonra işbu Sözleşmenin kapsadığı konularda yüksek itibar ve ehliyete sahip 23 uzmandan oluşan, Kadınlara Karşı Ayırımın Ortadan Kaldırılması Komitesi (bundan böyle Komite diye anılacaktır) kurulacaktır. Uzmanlar, Taraf Devletlerce kendi vatandaşları arasından seçilecek ve kendi şahısları namına hareket edecekler, seçimlerde dengeli coğrafi dağılım ve belli başlı hukuki sistemlerle birlikte farklı uygarlıkların temsili de gözönüne alınacaktır.
  2. Komite üyeleri Taraf Devletlerin aday listesinden gizli oy ile seçilecektir. Her Taraf Devlet kendi vatandaşlarından bir kişiyi aday gösterebilecektir.
  3. İlk seçim işbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden altı ay sonra yapılacaktır. BM Genel Sekreteri seçimlerden en az üç ay önce Taraf Devletlere adaylarını iki ay içinde bildirmelerini isteyen bir mektup gönderecektir. Genel Sekreter, aday gösteren Taraf Devletleri de belirtmek suretiyle, adayların listesini alfabetik sıraya göre hazırlayacak ve Taraf Devletlere gönderecektir.
  4. Komite üyelerinin seçimi, BM Genel Merkezinde, Genel Sekreter tarafından çağrılmış Taraf Devletler toplantısında yapılacaktır. Taraf Devletlerin üçte ikisinin (nisab) yetersayı oluşturacağı toplantıda, en fazla oy alanlar ile toplantıda hazır bulunan ve oy veren Taraf Devletler temsilcilerinin salt çoğunluğunun oylarını alan adaylar Komiteye seçileceklerdir.
  5. Komite üyeleri 4 yıllık bir dönem için seçileceklerdir. Bununla beraber, ilk seçimde seçilen dokuz üyenin süresi ikinci senenin sonunda bitecek, dokuz üyenin isimleri ilk seçimden hemen sonra Komite Başkanı tarafından kura ile saptanacaktır.
  6. Komitenin 5 ek üyesinin seçimi, 35. onay veya katılımından sonra bu maddenin 2, 3 ve 4. paragrafları hükümlerine göre yapılacaktır. Bu şekilde seçilen iki yedek üyenin görev süresi iki sene sonunda sona erecek ve bu iki üyenin ismi Komite Başkanı tarafından kura ile saptanacaktır.
  7. Çeşitli nedenlerle boşalan yerlerin doldurulması için, uzmanının Komite’deki görev süresi sona eren Taraf Devlet kendi vatandaşları arasından, Komitenin onayına bağlı olmak üzere, başka bir uzmanı atar.
  8. Komite üyeleri, BM Genel Kurulunun onayı ile ve Genel Kurulun, Komitenin sorumluluğunun önemini gözönünde tutarak kararlaştıracağı şartlar ve hükümlerle, Birleşmiş Milletlerden ücret alacaklardır.
  9. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, işbu Sözleşme uyarınca Komitenin görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmesi için, gerekli personel ve kolaylıkları sağlayacaktır.

 

Madde 18.

  1. Taraf Devletler, işbu Sözleşme hükümlerine etkinlik kazandırmak ve kaydedilen ilerlemeleri belirtmek amacıyla aldıkları yasal, adli, idari ve diğer önlemler hakkındaki bir raporu,

a- Sözleşmenin, ilgili devlet bakımından yürürlüğe girmesini takiben bir yıl içinde,

b- Daha sonra, her dört yılda bir ve ileride de Komitenin talep ettiği zamanlarda, Komite tarafından incelemek üzere, BM Genel Sekreterine sunmayı taahhüt ederler.

  1. Raporlarda, işbu Sözleşme yükümlülüklerinin gerçekleştirilmesini etkileyen unsurlar ve güçlükler belirtilebilir.

Madde 19.

  1. Komite kendi yöntem kurallarını saptayacaktır.
  2. Komite, görevlilerini 2 yıllık bir süre için seçecektir.

MADDE 20.

  1. Komite işbu Sözleşmenin 18. maddesi uygun olarak taraf devletlerin ülke raporlarını incelemek üzereyılda bir kez olağan olarak toplanacaktır.[1]
  2. Komite toplantıları Birleşmiş Milletler Merkezinde veya Komite tarafından uygun bulunan herhangi bir yerde yapılacaktır.

Madde 21.

  1. Komite, Ekonomik ve Sosyal Konsey aracılığıyla etkinlikleri hakkında BM Genel Kuruluna yıllık raporlar sunacak ve Taraf Devletlerden sağlanan bilgiler ve raporların incelenmesine dayanarak önerilerde ve genel tavsiyelerde bulunabilecektir. Bu öneri ve genel tavsiyeler, Taraf Devletlerin olabilecek yorumlarıyla birlikte Komite raporuna dahil edilecektir.
  2. Genel Sekreter Komite raporlarını Kadınların Statüsü Komisyonunun bilgisine sunacaktır.

Madde 22.

Uzman kuruluşlar, etkinlik alanlarına giren işbu Sözleşme hükümlerinin uygulanmasının görüşülmesi sırasında temsil edilme hakkına sahip olacaklardır. Komite, uzman kuruluşları, Sözleşmenin uygulanması hususunda, etkinlik alanlarına giren konularda raporlar sunmaya davet edebilir.

Madde 23.

İşbu Sözleşmedeki hiçbir husus kadın ve erkek eşitliğinin gerçekleşmesinde daha etkin olan

a- Taraf Devletin yasasındaki veya

b- O devlet için yürürlükte olan herhangi bir Uluslararası Sözleşme, antlaşma veya anlaşmadaki hükümleri etkilemeyecektir.

Madde 24.

Taraf Devletler işbu Sözleşme ile tanınan hakların tam olarak gerçekleştirilmesi için ulusal düzeyde gerekli bütün önlemleri almayı taahhüt ederler.

Madde 25.

  1. İşbu Sözleşme bütün Devletlerin imzasına açık olacaktır.
  2. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri işbu Sözleşmenin depozitörü olarak tayin edilmiştir.
  3. İşbu Sözleşme onaya bağlıdır. Onay belgeleri BM Genel Sekreterine tevdi edilecektir.
  4. İşbu Sözleşme bütün Devletlerin katılmasına açıktır. Katılma belgesinin BM Genel Sekreterine tevdi edilmesiyle katılma gerçekleşecektir.

MADDE 26.

  1. İşbu Sözleşmenin değiştirilmesi önerisi Taraf Devletlerden biri tarafından herhangi bir zamanda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine hitaben yazılı bir başvuru ile yapılabilir.
  2. BM Genel Kurulu gerekli gördüğü takdirde böyle bir öneriyle ilgili olarak yapılacak işlem hakkında karar verecektir.

Madde 27.

  1. İşbu Sözleşme 20. onaylama veya katılma belgesinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine tevdi edilmesini izleyen 30 uncu gün yürürlüğe girecektir.
  2. 20 nci onay veya katılma belgesinin tevdiinden sonra, işbu Sözleşmeyi onaylayan veya katılan her devlet için Sözleşme, kendi onay veya katılma belgesinin tevdiinden sonraki 30 uncu gün yürürlüğe girecektir.

Madde 28.

  1. BM Genel Sekreteri, onaylama veya katılma sırasında yapılan çekincelerin metinlerini alacak ve bütün Taraf Devletlere dağıtacaktır.
  2. İşbu Sözleşmenin hedef ve amacına uymayan hiçbir çekinceye izin verilmeyecektir.
  3. Çekinceler, BM Genel Sekreterine hitaben herhangi bir zamanda yapılacak duyuru ile geri alınabilir. Genel Sekreter bu duyurudan bütün Devletleri haberdar edecektir. Böyle bir duyuru alındığı tarihte geçerli olacaktır.

Madde 29.

  1. İki veya daha fazla Taraf Devlet arasında işbu Sözleşmenin yorum veya uygulamasından doğan ve müzakere ile çözümlenemeyen herhangi bir uyuşmazlık, birinin istemi ile hakem kuruluna götürülecektir. Taraflar tahkimname isteminden itibaren 6 ay içinde hakem kurulunun oluşum biçiminde anlaşmazlarsa, taraflardan herhangi biri uyuşmazlığı Uluslararası Adalet Divanına, Divan Statüsü uyarınca götürebilir.
  2. Taraf Devletlerden her biri işbu Sözleşmenin imzalanması veya onayı sırasında veya katılma sırasında, kendisini bu maddenin birinci paragrafı ile bağlı saymadığını bildirebilir. Diğer Taraf Devletler, böyle bir çekince koymuş olan Taraf Devlet karşısında aynı paragrafla bağlı olmayacaktır.
  3. Bu maddenin 2. paragrafına göre çekince koyan her Taraf Devlet, BM Genel Sekreterine ihbarda bulunarak her zaman çekincesini geri alabilir.

Madde 30.

Arapça, Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolca metinlerinin eşit derecede geçerli olduğu işbu Sözleşme Birleşmiş Milletler Genel Sekreterince muhafaza edilecektir.

Yukarıdaki hususları onaylayan ve imzaları aşağıda bulunan yetkili temsilciler işbu Sözleşmeyi imzalamışlardır.

·      Kadına Yönelik Şiddet Konusunda 19 No’lu

Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi

       Genel Tavsiye (GR)

 

19 No’lu Tavsiye Kararı (11. oturum, 1992)

Kadına yönelik şiddet

  1. 1. Cinsiyete dayalı şiddet, kadınların, erkeklerle eşit olarak hak ve özgürlüklerini kullanmalarını ciddi şekilde engelleyen bir ayrımcılık biçimidir.
  2. 2. Komite, 1989 yılında, taraf Devletlerin raporlarında, şiddetle ve bununla mücadele etmek için benimsenen tedbirlerle ilgili bilgileri dahil etmesi gerektiği tavsiyesinde bulunmuştur. (12 No’lu Tavsiye Kararı, 8. oturum).
  3. 3. 1991 yılında gerçekleşen 10. oturumda, 11. oturumda Sözleşmenin 6. Maddesi ile kadına yönelik şiddet, cinsel taciz ve kadınların istismarı hakkındaki diğer maddelerine ilişkin bir tartışmaya ve çalışmaya yer verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu konu, 45/155 sayılı ve 18 Aralık 1990 tarihli Genel Kurul kararıyla toplanan 1993 Dünya İnsan Hakları Konferansı arifesinde seçilmiştir.
  4. 4. Komite, taraf Devletlerin sundukları tüm raporların, kadınlara yönelik ayrımcılık, cinsiyete dayalı şiddet ve insan hakları ve temel özgürlüklerin ihlali ararsındaki yakın ilişkiyi yeterli derecede yansıtmadığı kararına varmıştır. Sözleşmenin tam olarak uygulanması için, taraf Devletlerin kadınlara yönelik her türlü şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla olumlu tedbirler alması gerekmektedir.
  5. 5. Komite, taraf Devletlerin, yasa ve politikalarını gözden geçirirken, ve Sözleşme altında rapor hazırlarken, Komitenin cinsiyete dayalı şiddetle ilgili aşağıdaki açıklamalara riayet etmeleri gerektiğini belirtmiştir.

Genel açıklamalar

  1. 6. Sözleşmenin 1. Maddesi kadına yönelik ayrımcılığı tanımlamaktadır. Buna göre ayrımcılık cinsiyete dayalı şiddeti, yani bir kadının sırf kadın olması nedeniyle maruz kaldığı veya kadınları artan oranlarda etkileyen şiddeti de içermektedir. Bu şiddet, kadına fiziksel, zihinsel ya da cinsel yönden zarar veya acıya neden olan davranışları, bu davranışlara ilişkin tehditleri, zorlamayı ve özgürlüklerin kaybedilmesine neden olan diğer davranışları kapsamaktadır. Cinsiyete dayalı şiddet, ilgili Sözleşme hükümleri açıkça şiddeti vurgulamasa da, bu hükümlerin ihlal edilmesi anlamına gelmektedir.
  2. 7. Kadınların genel uluslararası hukuk veya insan hakları sözleşmeleri altındaki insan hakları ve temel özgürlüklerini kullanmalarını engelleyen ya da tehlikeye sokan cinsiyete dayalı şiddet, Sözleşmenin 1. Maddesi kapsamında bir ayrımcılık biçimi oluşturmaktadır. Bu hak ve özgürlükler şunlardır:

(a) Yaşam hakkı;

(b) İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı muamele ve cezaya maruz kalmama hakkı;

(c) Uluslararası ve ülke içi silahlı çatışma durumlarında insani normlara göre eşit korunma hakkı;

(d) Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı;

(e) Hukukun korumasından eşit biçimde yararlanma hakkı;

(f) Aile içinde eşitlik hakkı;

(g) Elde edilmesi mümkün olan en yüksek standartta fiziksel ve ruhsal sağlık hakkı;

(h) Adil ve elverişli koşullarda çalışma hakkı.

  1. 8. İşbu Sözleşme kamu yetkililerince işlenen şiddeti de içermektedir. Bu türden şiddet eylemleri, bu Sözleşmenin ihlali ile birlikte, Devletlerin uluslararası insan hakları hukuku ve diğer sözleşmeler altındaki yükümlülüklerinin ihlali anlamına gelmektedir.
  2. 9. Ancak, Sözleşmeye göre gerçekleşen ayrımcılığın, sadece Hükümetlerin eylemleri ile veya sadece Hükümetler adına sınırlı kalmadığı belirtilmektedir (Bkz. 2(e), 2(f) ve 5. Maddeler). Örneğin, Sözleşmenin 2. Maddesinin (e) bendi, taraf Devletleri, herhangi bir kişi, kuruluş veya teşebbüsün kadınlara karşı ayırım yapmasını önlemek için bütün uygun önlemleri almaya çağırmaktadır. Genel uluslararası hukuk ve özel insan hakları sözleşmelerine göre Devletler, hak ihlallerini önlemede gerekli özeni göstermez ve şiddet eylemini soruşturup cezalandırmazlarsa, özel şahıslar tarafından işlenen eylemlerden ve bunlarla ilgili gerekli giderimi sağlamaktan da sorumludurlar.

Sözleşmenin belirli maddeleri hakkında açıklamalar

Madde 2 ve 3

  1. 5. ve 16. Maddeler arasında belirtilen özel yükümlülüklere ilaveten, 2. ve 3. Maddeler, kadınlara karşı her türlü ayrımı ortadan kaldırmaya yönelik kapsamlı bir yükümlülük ortaya koymaktadır.

Madde 2(f), 5 ve10(c)

  1. 11. Kadınların erkeklere göre ikincil konumda olduğu veya kalıplaşmış rolleri olduğu fikrine dayalı geleneksel tutum ve davranışlar, aile içi şiddet ve istismar, zorla evlenme, çeyiz ölümleri, asit saldırıları ve kadın sünneti gibi yaygın görülen şiddet veya zorlama uygulamalarının sürmesinde neden olmaktadır. Bu türden önyargı ve uygulamalar, kadınların korunmasının veya kontrol edilmesinin bir türü biçiminde cinsiyete dayalı şiddetin mazur gösterilmesine yol açabilmektedir. Bu türden şiddetin kadınların fiziksel ve ruhsal bütünlüğü üzerindeki etkisi, onların insan hakları ve temel özgürlüklerden eşit yararlanılmasından, kullanımından ve bu hak ve özgürlüklerin eşit bilgisinden mahrum kalmasıdır. Bu açıklama temelde fiili veya tehdide dayalı şiddeti kapsasa da, bu türden cinsiyete dayalı şiddet eylemlerinin temel sonuçları, kadınların ikincil konumlarının sürmesinde etkili olmakta, siyasete katılım oranlarının ve ayrıca eğitim, beceri ve iş imkanlarının düşük düzeylerde seyretmesine katkıda bulunmaktadır.
  2. 12. Bu türden davranışlar, ayrıca, pornografinin çoğalması ve kadınların bir birey olarak değil de, cinsel nesne olarak betimlenmesine ve ticari istismarına katkıda bulunmaktadır. Bu durum da, akabinde, cinsiyete dayalı şiddete katkı sağlamaktadır.

Madde 6

  1. 13. Taraf Devletler, Sözleşmenin 6. Maddesi gereğince, kadın ticareti ve fuhuş istismarının her şekliyle önlenmesi için yasama dahil gerekli bütün önlemleri almakla yükümlüdürler.
  2. 14. Yoksulluk ve işsizlik, kadın ticaretine uygun şartların artmasına neden olmaktadır. Yerleşik kadın ticareti biçimlerine ilave olarak, seks turizmi, gelişmekte olan ülkelerden gelen kadınların ev işçisi olarak kullanılması ve gelişmekte olan ülkelerle yabancı uluslardan gelen kadınların örgütlü evliliği gibi yeni cinsel istismar biçimleri bulunmaktadır. Bu uygulamalar, kadınların haklardan eşit yararlanması ilkesiyle bağdaşmamakla ve hak ve itibarlarına ters düşmektedir. Ayrıca, kadınları şiddet ve istismara maruz kalma riski altında bırakmaktadır.
  3. 15. Yoksulluk ve işsizlik pek çok kadını, ve özellikle genç kızları fuhuş sektörüne itmektedir. Fahişeler, yasadışı olabilen toplumsal konumlarının kendilerini marjinalleştirmesinden dolayı şiddete özellikle açık bir grubu oluşturmakta olup, tecavüz ve diğer şiddet biçimlerine karşı hukukun korunmasından eşit biçimde yararlanmalıdırlar.
  4. 16. Savaşlar, silahlı çatışmalar ve toprakların işgal edilmesi büyük çoğunlukla fuhuş, kadın ticareti ve kadınlara yönelik cinsel saldırı gibi olayların artmasına neden olup, özel koruyucu ve cezalandırıcı önlemleri gerekli kılmaktadır.

Madde 11

  1. 17. İstihdamda eşitlik ilkesi, kadınların işyerinde cinsel taciz gibi cinsiyete dayalı şiddete maruz kalmaları durumunda önemli ölçüde ihlal edilebilmektedir.
  2. 18. Cinsel taciz, fiziksel temas ve teklif gibi istenmeyen cinsel içerikli davranışları, cinsel içerikli söz ve imaları, pornografik gösterilerde bulunmayı ve sözlü veya fiziksel cinsel talepleri içermektedir. Bu davranış küçük düşürücü olabildiği gibi, sağlık ve güvenlik sorunları da oluşturabilmektedir. Bir kadının tacize karşı koyması durumunun, kadının işe alım ve terfisi de dahil olmak üzere istihdam durumunu tehlikeye sokacağı ya da düşmanca bir çalışma ortamı yaratacağına inanması için inandırıcı nedenler olduğu durumlarda ayırımcıdır.

Madde 12

  1. 19. Taraf Devletler, Sözleşmenin 12. Maddesi gereği, sağlık bakım hizmetlerinde eşit erişimi sağlamak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler. Kadına yönelik şiddet, kadınların sağlık ve yaşamlarını risk altına sokmaktadır.
  2. 20. Bazı Devletlerde, kadın ve çocukların sağlığı için zararlı ve o toplumdaki kültür ve gelenekten beslenen geleneksel uygulamalar bulunmaktadır. Bu uygulamalar, hamile kadınların beslenmelerine yönelik sınırlamaları, oğlan çocuğa yönelik tercihleri ve kadın sünnetini ya da kadın cinsel organının bir parçasının veya tamamının kesilmesini içermektedir.

Madde 14

  1. 21. Kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar, kadınların erkeklerden aşağı konumda olduklarına ilişkin ve pek çok kırsal toplulukta sürmekte olan geleneksel tutumlardan dolayı cinsiyete dayalı şiddete maruz kalma riski altındadır. Kırsal bölgelerde yaşayan genç kızlar ise, şehirlerde iş bulma nedeniyle içinde bulundukları kırsal topluluğu bırakmaları durumunda, şiddet ve cinsel istismar açısından özel bir risk grubu oluşturmaktadır.

Madde 16 (ve Madde 5)

  1. 22. Zorla kısırlaştırma veya kürtaj, kadınların fiziksel ve ruhsal sağlıklarını ciddi şekilde tehlikeye sokmakta ve kadınların çocuk sayısı ve çocukların ne zaman dünyaya geleceği hakkında karar verme hakkını ihlal etmektedir.
  2. 23. Aile içi şiddet, kadına yönelik şiddetin en sinsi biçimlerinden birisidir. Her tür toplumda yaygın olarak rastlanmaktadır. Her yaştan kadın, aile içi ilişkilerde, dayak, tecavüz, diğer cinsel saldırı türleri, ruhsal ve diğer şiddet biçimleri dahil olmak üzere geleneksel davranışlardan beslenen her türlü şiddete maruz kalmaktadır. Yeterli ekonomik özgürlüğe sahip olmamak, pek çok kadını şiddet içeren ilişkilerin içinde kalmaya zorlamaktadır. Kadının aile içi sorumluluklardan erkekler tarafından men edilmesi ise bir şiddet ve zorlama biçimi olabilmektedir. Bu şiddet biçimleri, kadınların sağlığını risk altına soktuğu gibi, aile ve toplum yaşantısına eşit olarak katılma yetilerini de zayıflatmaktadır.

Özel tavsiye

  1. 24. Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi bu açıklamalar ışığında şu tavsiyelerde bulunmaktadır:

(a) Taraf Devletlerin, ister kamusal ister özel yaşamda meydana gelsin, cinsiyete dayalı her türden şiddetle mücadele etmek amacıyla uygun tedbirleri alması gerekmektedir;

(b) Taraf Devletlerin, aile içi şiddet ve istismar, tecavüz, cinsel saldırı ve diğer cinsiyete dayalı şiddete karşı yasaların tüm kadınlara yeterli korumayı sunmasını ve kadınların bütünlüğü ve itibarına saygı duymasını sağlanması gerekmektedir. Mağdurlara, uygun koruyucu hizmetlerin ve destek hizmetlerinin sağlanması gerekmektedir. Adli ve uygulayıcı personel ile kamu görevlilerinin toplumsal cinsiyete duralı bir şekilde eğitilmeleri, Sözleşmenin etkin uygulanabilmesi için zaruridir;

(c) Taraf Devletlerin, şiddetin boyutu, neden ve sonuçları ve şiddeti önlemede ve şiddetle mücadelede alınan tedbirlerin etkinliği hakkında yapılan istatistik ve araştırma derlemeleri teşvik etmesi gerekmektedir;

(d) Medyanın kadınlara duyulan saygıyı teşvik etmesi, ve kendisinin buna saygı duyması için etkin tedbirlerin alınması gerekmektedir;

(e) Taraf Devletlerin, raporlarında, kadına yönelik şiddeti sürdüren davranış, gelenek ve uygulamaların niteliği ve boyutunu, ve bunun sonucu ortaya çıkan şiddet biçimlerini belirlemesi gerekmektedir. Şiddetin üstesinden gelmek için aldıkları tedbirler ve bu tedbirlerin sonuçları hakkında rapor hazırlamaları gerekmektedir;

(f) Bu tutum ve uygulamalarla mücadele etmek için etkin tedbirler alınması gerekmektedir. Devletler, kadınların erkeklerle eşitliğinin sağlanmasına engel olan önyargıları ortadan kaldırmaya yardım edecek eğitim ve kamu bilgilendirme programları başlatmalıdır (3 No’lu Tavsiye Kararı, 1987);

(g) Kadın ticareti ve cinsel sömürünün engellenebilmesi için özel önleyici ve cezalandırıcı tedbirler gereklidir;

(h) Taraf Devletlerin, raporlarında, bu sorunların boyutunu ve fuhuş sektörüne girmiş ya da insan ticareti ve diğer cinsel istismar biçimlerine maruz kalmış kadınları korumaya yönelik alınmış tedbirleri (cezai hükümler, önleyici ve rehabilitasyon sağlayıcı tedbirler) tanımlaması gerekmektedir. Aynı şekilde, bu önlemlerin etkinlik derecesi de tanımlanmalıdır;

(i) Tazminat dahil olmak üzere etkin şikayet ve sağaltım mekanizmalarının sağlanması gerekmektedir;

(j) Taraf Devletlerin, raporlarına, cinsel taciz ve kadınlara cinsel tacize ve işyerinde gerçekleşen diğer şiddet biçimlerine karşı koruyan önlemlerle ilgili bilgileri dahil etmeleri gerekmektedir;

(k) Taraf Devletler, mülteciler, özel eğitimli sağlık personeli, rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetlerini kapsayacak şekilde, aile içi şiddet, tecavüz, cinsel saldırı ve cinsiyete dayalı şiddetin diğer biçimlerine maruz kalmış kadınlar için gerekli hizmetler oluşturmalı ya da bu türden hizmetleri desteklemelidir;

(l) Taraf Devletlerin bu türden uygulamalarla mücadele etmek için gerekli tedbirleri alması, ve Komitenin sağlık konularıyla ilgili ve kadın sünneti hakkındaki tavsiyelerini 14 No’lu Tavsiye Kararı) göz önünde bulundurması gerekmektedir;

(m) Taraf Devletlerin, doğurganlık ve üreme ile ilgili zorlamaları önleyici önlemler alınmasını sağlaması, ve kadınların doğum kontrolü hizmetlerin yetersizliği nedeniyle yasadışı kürtaj gibi güvenli olmayan tıbbi yöntemlere başvurmak zorunda kalmasını önlemesi gerekmektedir;

(n) Taraf Devletlerin, raporlarında, bu sorunların boyutunu, sorunla ilgili olarak alınmış önlemleri ve bu önlemlerin etkilerini belirtmesi gerekmektedir;

(o) Taraf Devletlerin, şiddet mağdurları için sağlanan hizmetlerin kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar tarafından erişilebilir olmasını, ve yalıtık toplumlara gerekli olduğu takdirde özel hizmet sunulmasını sağlaması gerekmektedir;

(p) Kadınları şiddete karşı korumaya yönelik tedbirler, eğitim ve istihdam olanaklarını içermeli, ve aile içi işçilerin istihdam durumlarının izlenmesini sağlamalıdır;

(q) Taraf Devletlerin, kırsal bölgelerde yaşayan kadınların maruz kaldığı riskler, şiddet ve istismarın boyutu ve niteliği, destek ve diğer hizmetlere olan ihtiyaçları ve erişimleri ve şiddetle mücadelede alınan tedbirlerin etkinliği hakkında rapor hazırlamaları gerekmektedir;

(r) Aile içi şiddetle mücadele etmeye yönelik tedbirlerin şunları içermesi gerekmektedir:

(i) Gerekli olduğu durumlarda cezai müeyyideler ve aile içi şiddet vakaları için medeni usul hukuku yolları;

(ii) Namus nedeniyle aile üyesi kadınlara yönelik işlenen saldırı veya cinayetleri haklı gösteren yasaların kaldırılması;

(iii) Mülteciler, danışmalık ve rehabilitasyon programlarını kapsayacak şekilde, aile içi şiddet mağdurlarının emniyet ve güvenliklerini sağlayan hizmetler;

(iv) Aile içi şiddet faillerine yönelik rehabilitasyon programları;

(v) Ensest ilişkilerin ve cinsel istismarın görüldüğü ailelere yönelik destek hizmetleri;

(s) Taraf Devletlerin, aile içi şiddet ve cinsel istismarın boyutu ve bununla ilgili alınmış önleyici, cezalandırıcı ve iyileştirici tedbirler hakkında rapor hazırlaması gerekmektedir;

(t) Taraf Devletlerin, kadınları cinsiyete dayalı şiddetten korumaya yönelik tüm gerekli yasal ve diğer tedbirleri alması gerekmektedir. Bu tedbirler, diğer şeylerin yanı sıra, şunlardır:

(i) Kadınları, diğer şeylerin yanı sıra şiddet ve aile içi istismar, cinsel saldırı ve işyerinde cinsel taciz gibi her türden şiddetten korumaya yönelik ve cezai müeyyideler, medeni usul hukuku yolları ve telafi edici hükümleri içeren etkin yasal tedbirler,

(ii) Kadın ve erkeklerin toplumsal rol ve konumlarına ilişkin tutumları değiştirmeye yönelik kamu bilgilendirme ve eğitim programları gibi önleyici tedbirler;

(iii) Şiddet mağduru veya şiddet riski altında olan kadınlara yönelik ve mülteciler, danışmalık ve rehabilitasyon hizmetlerini içeren önleyici tedbirler;

(u) Taraf Devletlerin, cinsiyete dayalı her türden şiddet biçimi hakkında rapor hazırlaması ve bu raporların her türden şiddet vakasına ve bunların mağdur kadınlar üzerine etkilerine ilişkin tüm mevcut bilgileri içermesi gerekmektedir;

(v) Taraf Devletlerinin raporlarının, kadına yönelik şiddeti önlemek üzere alınmış yasal, önleyici ve koruyucu tedbirlere ve bu tedbirlerin etkinliğine ilişkin bilgileri içermesi gerekmektedir.

 

  • Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair Bildirge

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 20 Aralık 1993 tarihinde

oylamaya başvurulmadan kabul edilmiştir.

 

Genel Kurul,

Tüm insanların eşitliği, güvenliği, hürriyeti, bütünlüğü ve onuruna ilişkin hakların

ve ilkelerin kadınlara evrensel olarak uygulanmasına acilen ihtiyaç olduğunu kabul

ederek,

Bu hakların ve ilkelerin, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ve İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme dahil olmak üzere uluslararası belgelerde korunduğuna işaret ederek,

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin etkin olarak uygulanmasının kadınlara yönelik şiddetin önlenmesine katkıda bulunacağını ve bu

kararda beyan edilen Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair Bildirge’nin bu süreci güçlendireceği ve tamamlayacağını kabul ederek,

Kadınlara yönelik şiddetin, bununla mücadele etmek için bir dizi tedbirin önerildiği

Kadının İlerlemesi için Nairobi İleriye Dönük Stratejiler’de kabul edildiği gibi eşitliğe, gelişmeye ve barışa ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin tam olarak uygulanmasına engel olduğundan kaygı duyarak,

Kadınlara yönelik şiddetin, kadınların haklarının ve temel özgürlüklerinin ihlalini oluşturduğunu ve bu hak ve özgürlüklerini kullanmalarını zedelediğini veya geçersiz

kıldığını teyit ederek ve kadınlara yönelik şiddet konusunda bu hak ve özgürlükleri koruma ve teşvik etmedeki öteden beri süregelen başarısızlıktan kaygı duyarak,

Kadınlara yönelik şiddetin, erkeklerin kadınların üzerinde egemenlik kurmalarına ve onlara karşı ayrımcılık yapmalarına ve kadınların azami derecede ilerlemelerine engel olmasına yol açan, kadınlar ve erkekler arasındaki tarihten gelen eşit olmayan güç ilişkisinin bir tezahürü olduğunu ve kadınlara yönelik şiddetin, kadınları erkeklerle

karşılaştırıldığında ikincil konuma zorlayan can alıcı sosyal mekanizmalardan biri olduğunu kabul ederek,

muhtaç kadınlar, kurumlardaki veya gözlem altındaki kadınlar, kız çocuklar, engelli kadınlar, yaşlı kadınlar ve silahlı çatışma durumlarındaki kadınlar gibi bazı kadın gruplarının şiddete özellikle maruz kalma riski altında bulunduklarından kaygı duyarak,

Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 24 Mayıs 1990 tarihli 1990/15 kararındaki Ek’in 23. paragrafındaki, kadınlara yönelik aile içindeki ve toplumdaki şiddetin yaygın olduğunun ve gelir, sınıf ve kültür farkı gözetmediğinin kabulünün, bu şiddetin önlenmesi için acil ve etkin adımlarla tamamlanması gerektiği sonucunu hatırlatarak,

Ekonomik ve Sosyal Konsey’in, sarih olarak kadınlara yönelik şiddet sorununa ilişkin bir uluslararası belge için çerçeve çalışmasının geliştirilmesini tavsiye ettiği 30 Mayıs 1991 tarihli 1991/18 kararını da         

Kadın hareketlerinin, kadınlara yönelik şiddet probleminin doğasına, şiddetine ve büyüklüğüne giderek artan bir dikkat çekmekte oynadıkları rolü memnuniyetle karşılayarak,

Kadınlar için toplumda hukuksal, sosyal, siyasal ve ekonomik eşitliği kazanma fırsatlarının, başka sebeplerin yanısıra, devamlı ve sürekli şiddet sebebiyle kısıtlı olması karşısında endişelenerek,

Yukarıdakilerin ışığında, kadınlara yönelik şiddetin açık ve kapsayıcı bir tanımına, kadınlara yönelik şiddetin her biçiminin önlenmesinin temin edilmesi için uygulanacak

hakların açık bir beyanına, sorumlulukları bakımından devletlerin taahhüdüne ve kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için genel olarak uluslararası topluluğun taahhüdüne ihtiyaç olduğuna kani olarak,

 

Aşağıdaki Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair Bildirge’yi resmen ilan eder ve herkes tarafından bilinmesi ve saygı gösterilmesi için her çabanın gösterilmesini teşvik eder:

 

Madde 1

Bu Bildirge’nin amaçları bakımından kadınlara yönelik, şiddet ister kamusal ister özel hayatta olsun bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya özgürlükten keyfi olarak yoksun bırakma dahil olmak üzere, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik zarar veya acı verme sonucu doğuran veya bu sonucu doğurması muhtemel olan, cinsiyete

dayalı her türlü şiddet eylemi anlamına gelir.

Madde 2

Kadınlara yönelik şiddetin, bunlarla sınırlı olmaksızın aşağıdakileri içerir biçimde anlaşılması gerekir:

(a) Dayak ve hırpalama, ev halkına dahil olan kız çocuklarının cinsel suistimali,

drahoma bağlantılı şiddet, evlilik içi tecavüz, kadın cinsel organını sakatlama veya kadına

zarar veren diğer geleneksel uygulamalar, eş haricinde (ev halkına dahil) kişilerce

uygulanan şiddet, sömürüyle bağlantılı şiddet dahil olmak üzere aile içinde meydana

gelen fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddet;

(b) Tecavüz, cinsel suistimal, iş yerinde, eğitim kurumlarında veya diğer yerlerde kadınlara karşı şiddet meydana gelen cinsel taciz ve sindirme, kadın ticareti ve fahişeliğe zorlama dahil olmak üzere genel olarak toplum içinde meydana gelen şiddet;

(c) Nerede olursa olsun devlet tarafından işlenen veya göz yumulan fiziksel, cinsel

veya psikolojik şiddet.

 

Madde 3

Kadınların siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya herhangi başka bir alanda tüm insan haklarından ve temel özgürlüklerden eşit olarak yararlanma ve bunların eşit koruması altında olma hakları vardır. Bu haklar diğerlerinin yanı sıra şunları kapsar:

(a) Yaşama hakkı;

(b) Eşitlik hakkı;

(c) Özgürlük ve kişi güvenliği hakkı;

(d) Kanun önünde eşitlik hakkı;

(e) Tüm ayrımcılık biçimlerinden azade olma hakkı;

(f) Ulaşılabilecek en yüksek fiziksel ve ruhsal sağlık standardı hakkı;

(g) Adil ve elverişli çalışma koşulları hakkı;

(h) İşkence veya diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezalandırmaya maruz bırakılmama hakkı.

 

Madde 4

Devletler kadınlara yönelik şiddeti kınamalı ve önlenmesine yönelik yükümlülüklerinden kaçınmak için hiçbir adeti, geleneği veya dinsel düşünceyi ileri sürmemelidir.

Devletler tüm uygun yolları kullanarak ve gecikmeksizin kadınlara yönelik şiddeti önlemeye yönelik bir politika izlemek zorundadır ve bu amaca yönelik olarak:

(a) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni, henüz yapmamışlarsa onaylamayı veya buna katılmayı veya bu Sözleşme’ye koydukları çekinceleri geri almayı gündeme almalıdırlar;

(b) Kadınlara yönelik şiddet uygulamaktan kaçınmalıdırlar;

(c) Gerek Devlet tarafından gerekse özel kişiler tarafından işlenen kadınlara yönelik

şiddet eylemlerini önleme, soruşturma ve ulusal mevzuatı uyarınca cezalandırma konusunda gereken özeni göstermelidirler;

(d) Şiddete maruz kalmış kadınlara verilen zararları cezalandırmak ve tazmin etmek için ulusal hukuk vasıtasıyla cezai, hukuki, idari ve çalışma alanında yaptırımlar geliştirmelidirler; şiddete maruz kalmış kadınlara adalet mekanizmalarına başvuru imkânı ve uğradıkları zararın ulusal hukuk uyarınca adil ve etkin biçimde tazmin edilmesi sağlanmalıdır; devletler bu mekanizmalara başvurarak arayabilecekleri hakları konusunda kadınları bilgilendirmelidirler;

(e) Sivil toplum kuruluşlarınca, özellikle de kadınlara yönelik şiddet meselesi ile ilgilenenlerince sağlanabilecek işbirliği uygun olduğunca göz önünde bulundurularak,

kadınların her türlü şiddete karşı korunmalarına yönelik ulusal eylem planları hazırlanması veya halihazırda var olan planlara bu amaca yönelik hükümlerin dahil edilmesi olanağını dikkate almalıdırlar; kadınlara yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasına dair bildirge (f) Kadınların şiddetin herhangi bir türüne maruz kalmamalarını teşvik eden önleyici yaklaşımları ve hukuki, idari, kültürel ve siyasi tedbirleri kapsayıcı şekilde geliştirmeli ve kadınların, cinsiyet farklılıklarına duyarsız kanunlar, adli ve kolluk uygulamaları veya diğer müdahaleler sebebiyle yeniden mağdur haline gelmemelerini sağlamalıdırlar;

(g) Mevcut kaynaklarının ışığında mümkün olan azami derecede ve gerektiğinde uluslararası işbirliği çerçevesinde, şiddete maruz kalmış kadınların ve uygun olduğunda çocuklarının destek yapılarının yanı sıra, rehabilitasyon, çocuk bakımında yardım, tedavi, danışmanlık ve sağlık ve sosyal hizmetler, kolaylıklar ve programlar gibi, uzmanlaşmış yardım almalarını sağlamaya çalışmalı ve onların güvenliğini ve fiziksel ve psikolojik rehabilitasyonlarını sağlayıcı diğer her türlü uygun tedbiri almalıdırlar;

(h) Hükümet bütçelerinde, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin faaliyetleri

için yeterli kaynaklara yer vermelidirler;

(i) Kadınlara yönelik şiddeti önleyecek, soruşturacak ve cezalandıracak politikaları uygulamaktan sorumlu kamu yetkililerinin ve kolluk ve yargı görevlilerinin, kadınların

ihtiyaçlarına duyarlı olmaları için eğitim almalarının sağlanması için önlemler almalıdırlar;

(j) Kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış biçimlerini değiştirmek ve cinslerden birinin üstünlüğü veya aşağı olması fikrine ve kadın ve erkekler için basmakalıp rollere dayanan önyargıları, geleneksel uygulamaları ve tüm diğer uygulamaları silmek üzere, özellikle eğitim alanında tüm uygun tedbirleri almalıdırlar;

(k) Özellikle aile içi şiddet üzerine, kadınlara yönelik şiddetin değişik türlerinin

yaygınlığına ilişkin araştırmaları özendirmeli, veri toplamalı, istatistikler çıkarmalı ve

kadınlara yönelik şiddetin sebepleri, niteliği, ciddiyeti ve sonuçları üzerine ve kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve tazmin edilmesi için uygulanan önlemlerin ne kadar etkili olduğu üzerine araştırmaları teşvik etmelidirler; bu istatistikler ve araştırmaların bulguları kamuya açıklanacaktır;

(l) Şiddete özellikle maruz kalma tehlikesi altında olan kadınlara yönelik şiddeti önlemeyi hedefleyen tedbirleri almalıdırlar;

(m) İlgili Birleşmiş Milletler insan hakları sözleşmelerince sunmaları gereken raporlarına kadınlara yönelik şiddet hakkında bilgileri ve bu Bildirge’yi uygulamak için

alınan önlemleri de dahil etmelidirler;

(n) Bu Bildirge’de belirlenen ilkelerin uygulanmasına yardımcı olmak için uygun rehber ilkelerin geliştirilmesini teşvik etmelidirler;

(o) Kadın hareketinin ve tüm dünyadaki sivil toplum kuruluşlarının kadınlara yönelik

şiddet konusunda bilinçlendirme ve sorunu hafifletmedeki önemli rolünü tanımalıdırlar;

(p) Kadın hareketinin ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını kolaylaştırmalı ve güçlendirmelidirler ve onlarla yerel, ulusal ve bölgesel düzeylerde işbirliği yapmalıdırlar;

(q) Üyesi oldukları hükümetler arası bölgesel örgütlerin, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesini uygun olduğunca programlarına dahil etmesini teşvik etmelidirler.

 

Madde 5

Her biri kendi görev alanları içinde olmak üzere, Birleşmiş Milletler sisteminin organları ve uzmanlaşmış kurumları bu Bildirge’de belirtilen hakların ve ilkelerin tanınmasına ve gerçekleştirilmesine katkıda bulunmalıdırlar ve bu amaca yönelik olarak, diğerlerinin yanı sıra:

(a) Şiddete karşı mücadele etmek için bölgesel stratejiler belirlemek, deneyim alışverişinde bulunmak ve kadınlara yönelik şiddeti önlemeye yönelik programların masraflarını karşılamak amacıyla uluslararası ve bölgesel işbirliğini güçlendirmelidirler;

(b) Kadınlara yönelik şiddet konusunda tüm kişilerin dikkatini çekmek ve bilinçlendirmek amacıyla toplantı ve seminerlerin düzenlenmesi özendirmelidirler;

(c) Kadınlara yönelik şiddet konusuna etkin olarak hitap etmeleri için andlaşmalarla

kurulmuş insan hakları birimlerinin arasında, Birleşmiş Milletler sistemi içinde eşgüdümü ve alışverişi güçlendirmelidirler;

(d) Birleşmiş Milletler sisteminin örgütleri ve birimleri tarafından, dünyadaki sosyal durum üzerine hazırlanan periyodik raporlar, benzeri sosyal eğilim ve sorunlara ilişkin analizlere, kadınlara yönelik şiddetteki eğilimlerin incelenmesini dahil etmelidirler;

(e) Devam eden programlara, bilhassa şiddete özellikle maruz kalma tehlikesi altında

olan kadınlara ilişkin olarak, kadınlara yönelik şiddet konusunu dahil etmeleri için Birleşmiş Milletler sisteminin örgütleri ve birimleri arasında eşgüdümü teşvik etmelidirler;

(f) Kadınlara yönelik şiddete ilişkin olarak, bu Bildirge’de değinilen önlemleri göz önüne alan rehber ilkelerin ve kılavuzların hazırlanmasını özendirmelidirler;

(g) İnsan hakları belgelerinin uygulanmasına ilişkin görevlerinin yerine getirilmesinde,

kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi sorununu uygun olduğunca göz önünde tutmalıdırlar;

(h) Kadınlara yönelik şiddet sorununa hitap etmede sivil toplum örgütleriyle işbirliği

yapmalıdırlar.

Madde 6

Bu Bildirge’deki hiçbir şey, bir Devlet’in kanunlarında ya da bir Devlet’te yürürlükte bulunan uluslararası andlaşma veya diğer belgede olabilecek kadınlara yönelik şiddetin önlenmesinde daha yararlı herhangi bir hükmü etkilemeyecektir.

 

  • 1995 Pekin Deklarasyonu
  1. 1. Biz, Dördüncü Dünya Kadın Konferansına katılan Hükümetler,
  2. 2. Birleşmiş Milletlerin kuruluşunun 50. yıldönümü olan Eylül 1995 tarihinde Pekin’de toplanarak,
  3. 3. Bütün insanlığın yararı için heryerdeki bütün kadınlar adına eşitlik, kalkınma ve barış hedeflerini ileri götürmeye kararlı olarak,
  4. 4. Heryerdeki bütün kadınların sesine kulak veren ve kadınların, rollerinin ve koşullarının farklılığını dikkate alan, dünya gençliğinde varolan umuttan güç alan ve bu yolu açan kadınları saygıyla anarak,
  5. 5. Son on yılda kadınların statüsünde bazı önemli konularda ilerleme kaydedildiğini ama gelişmenin eşit olmadığını, kadınla erkek arasındaki eşitsizliğin devam ettiğini ve bütün insanların iyiliği için ciddi sonuçlar doğurabilecek başlıca engellerin varlığını sürdürdüğünü kabul ederek,
  6. 6. Dünyadaki insanların çoğunluğunun özellikle de kadın ve çocukların hayatını etkileyen, kökeni hem ulusal hem de uluslararası alanlarda bulunan, artan yoksulluğun bu durumu şiddetlendirdiğini de kabul ederek,
  7. 7.Kendimizi koşulsuz olarak bu sınırlama ve engelleri kaldırmaya ve böylece bütün dünyadaki kadınların ilerlemesini ve güçlendirilmesini artırmaya adadık ve bunun, şimdi ve bizi gelecek yüzyıla taşıması için, kararlılık, ümit, işbirliği ve dayanışma ruhuyla acil eylem gerektirdiğini kabul ederek,

Aşağıdaki taahhütlerimizi yineliyoruz :

  1. 8. Kadın ve erkeklerin eşit haklarına ve doğuştan değerli olduklarına ve Birleşmiş Milletler Kuruluş Yasası’nda kabul edilen diğer karar ve ilkelere, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne ve diğer uluslararası İnsan Hakları Belgeleri’ne, özellikle Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Deklarasyonu ve Kalkınma Hakkı Bildirgesi’ne bağlılığımızı;
  2. 9. Bütün insan haklarının ve temel özgürlüklerin vazgeçilemez, ayrılamaz ve bölünemez bir parçası olarak kadınların ve kız çocuklarının insan haklarının tam uygulanmasını güvence altına almayı;
  3. 10. Eşitlik, kalkınma ve barışa ulaşmak amacıyla düzenlenen daha önceki Birleşmiş Milletler konferans ve zirvelerinde –1985’de Nairobi’de kadın konusunda, 1990’da New York’ta çocuklar konusunda, 1992’de Rio de Janeiro’da çevre ve kalkınma konusunda, 1993’de Viyana’da insan hakları konusunda, 1994’te Kahire’de nüfus ve kalkınma konusunda ve 1995’te Kopenhag’da sosyal kalkınma konusunda– elde edilen görüş birliği ve ilerlemeyi temel almayı;
  4. 11. Kadının İlerlemesi için Nairobi İleriye Yönelik Stratejilerinin tam ve etkili bir şekilde uygulanmasını başarmayı;
  5. 12. Düşünce, vicdan, din ve inanç özgürlüğü dahil kadınların güçlendirilmesi ve ilerlemesini ve böylece bireysel olarak ya da toplumda diğerleriyle birlikte kadın ve erkeklerin manevi, ahlaki, ruhsal ve zihinsel ihtiyaçlarına katkıda bulunmayı ve bu yolla onlara toplumdaki tüm potansiyellerinin farkına varmaları ve kendi hayatlarını, kendi arzularına göre biçimlendirmeleri fırsatını garanti etmeyi taahhüt ediyoruz.

İnanıyoruz ki :

  1. 13. Kadınların güçlendirilmesi ve karar verici yetkiye ulaşma sürecine katılması dahil, eşitlik anlayışıyla toplumun bütün alanlarına tam katılmaları eşitlik, kalkınma ve barışın sağlanması için temel koşuldur;
  2. 14. Kadın hakları, insan haklarıdır;
  3. 15. Eşit haklar, fırsatlar ve kaynaklara eşit ulaşım, aile sorumluluklarının kadın ve erkek tarafından eşit paylaşılması ve aralarında uyumlu bir ortaklık bulunması, kendilerinin ve ailelerinin iyiliği kadar demokrasinin sağlamlaşması için de çok önemlidir.
  4. 16. Sürekli ekonomik büyüme, sosyal kalkınma, çevresel koruma ve sosyal adalete dayalı olarak yoksulluğun yokedilmesi, kadınların ekonomik ve sosyal kalkınmaya dahil edilmesini, eşit fırsatları, insan merkezli sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştiricileri ve yararlanıcıları olarak kadınların ve erkeklerin tam ve eşit katılımını gerektirmektedir;
  5. 17. Kadınların, sağlıklarının bütün yönlerini, özellikle doğurganlıklarını kontrol etme haklarının açıkça tanınması ve onaylanması kadınların güçlendirilmesinin temelidir;
  6. 18. Yerel, ulusal, bölgesel ve küresel barış, ulaşılabilir bir durumdur, ve liderlikte, anlaşmazlıkların çözümünde ve bütün düzeylerde uzun ömürlü barışın yaygınlaşmasında temel güç olan kadınların ilerleyişiyle ayrılmaz bir biçimde bağlantılıdır;
  7. 19. Kadınların güçlenmesini ve ilerlemesini her düzeyde sağlayacak kalkınma politika ve programlarının dahil olduğu, etkili, verimli ve karşılıklı takviye edici, toplumsal cinsiyete duyarlı politika ve programları kadınların tam katılımıyla düzenlemek, uygulamak ve izlemek çok önemlidir;
  8. 20. Sivil toplumun bütün üyelerinin, özellikle kadın gruplarının, ağlarının ve diğer hükümet dışı kuruluşların ve toplumsal aktörlerin özerkliklerini koruyarak ve Hükümetlerle işbirliği yaparak katılım ve katkıda bulunmaları, Eylem Platformu’nun etkili uygulanması ve takibi için önem taşımaktadır;
  9. 21. Eylem Platformu’nun uygulanması, Hükümetlerin ve uluslararası topluluğun kesin kararlılığını gerektirmektedir. Hükümetler ve uluslararası topluluk Eylem için Konferansta karar verilenler dahil ulusal ve uluslararası taahhütlerde bulunarak, kadınların güçlendirilmesi ve ilerlemesi için bir an önce harekete geçmek gerektiğini kabul etmişlerdir.

Şu konularda kararlıyız :

  1. 22. Kadının ilerlemesi için Nairobi İleriye Yönelik Stratejilerinin hedeflerini, bu yüzyılın sonuna kadar gerçekleştirmek için çaba ve eylemleri yoğunlaştırmaya;
  2. 23. Kadınların ve kız çocuklarının bütün insan haklarını temel özgürlükleri tam olarak kullanmalarını sağlamaya ve bu hak ve özgürlüklerin ihlaline karşı etkili önlemler almaya;
  3. 24. Kadınlara ve kız çocuklarına karşı her tür ayrımcılığı ortadan kaldırmak için bütün gerekli önlemleri almaya ve toplumsal cinsiyet eşitliğiyle kadınların ilerlemesi ve güçlendirilmesi önündeki bütün engelleri ortadan kaldırmaya;
  4. 25. Erkekleri, eşitliğe yönelik bütün faaliyetlere tam katılımda bulunmaya teşvik etmeye;
  5. 26. İstihdam dahil kadınların ekonomik bağımsızlığını yaygınlaştırmaya ve ekonomik yapıda değişiklikler yapma ve kalkınmanın vazgeçilmez elemanı olan kırsal bölgedekiler dahil bütün kadınların üretim kaynaklarına, fırsatlara ve toplumsal hizmetlere eşit ulaşmasını sağlama yoluyla yoksulluğun yapısal nedenlerine inerek kadınların üzerindeki devamlı ve artan yoksulluk yükünü yoketmeye;
  6. 27. Temel eğitimin, ömür boyu eğitimin, okur yazarlığın ve öğretimin ve kızlarla kadınlar için birinci basamak sağlık hizmetlerinin sağlanması yoluyla sürekli ekonomik büyümenin dahil olduğu, insanı merkez alan sürdürülebilir kalkınmayı yaygınlaştırmaya;
  7. 28. Kadınların ilerlemesi için barışı güvence altına alacak olumlu adımlar atmaya ve kadınların barış hareketinde oynadığı öncü rolü bilerek, kesin ve etkili uluslararası kontrolü kullanarak genel ve tam bir silahsızlanma için etkin bir şekilde çalışmaya ve gecikmeden, nükleer silahsızlanma ile bütün nükleer silahların çoğalmasını önlemeye katkıda bulunacak, evrensel, çok taraflı, etkin bir şekilde gerçekleştirilecek ve kapsamlı bir nükleer denemeleri yasaklama antlaşmasıyla sonuçlanacak görüşmeleri desteklemeye;
  8. 29. Kadınlara ve kız çocuklarına  yönelik her türden şiddeti önlemeye ve ortadan kaldırmaya;
  9. 30. Eğitimde ve sağlık hizmetlerinde kadınlarla erkeklere eşit davranılmasını ve bunlara eşit ulaşmalarını güvence altına almaya ve eğitim kadar kadının cinsel sağlığını ve üreme sağlığını artırmaya;
  10. 31. Kadınların ve kız çocuklarının insan haklarını yaygınlaştırmaya ve korumaya;
  11. 32. Irk, yaş, dil, etnik köken, kültür, din veya özürlü olmak gibi nedenlerle veya yerli halktan oldukları için güçlenme ve ilerlemede çeşitli engellerle karşılaşan bütün kadınların ve kız çocuklarının bütün insan haklarını ve temel özgürlükleri eşit kullanmalarını sağlayacak çabaları artırmaya;
  12. 33. Özellikle kadınları ve kız çocuklarını korumak için insani hukukun dahil olduğu, uluslararası hukuka saygıyı temin etmeye;
  13. 34. Her yaştaki kadınların ve kız çocuklarının tam potansiyelini geliştirmeye ve herkes için daha iyi bir dünya oluşturmaya tam ve eşit katılımlarını sağlamaya ve kalkınma sürecindeki rollerini zenginleştirmeye;
  14. Kadınların ve kızçocuklarının ilerlemesini ve güçlendirilmesini artıracak bir araç olarak, kadınların, toprak, kredi, bilim ve teknoloji, mesleki eğitim, bilgi, iletişim ve pazarlar dahil ekonomik kaynaklara eşit ulaşmalarını sağlayacak ve uluslararası işbirliği yoluyla bu kaynaklara eşit ulaşmanın yararlarını kullanacak şekilde kapasitelerini geliştirmeye kararlıyız.
  15. 36. Hükümetlerin, uluslararası örgütlerin ve her düzeyden kurumların kesin kararlığını gerektirecek olan Eylem Platformu’nun başarıya ulaşmasını sağlayacağız. Ekonomik kalkınma, sosyal kalkınma ve çevrenin korunmasının, bütün insanların hayat standardını yükseltme çabalarımızın çerçevesini oluşturan sürdürülebilir kalkınma kavramının birbirine bağlı ve karşılıklı olarak birbirini destekleyen unsurları olduğuna derinden inanıyoruz. Çevresel kaynakların sürdürülebilir kullanımı için yoksulların, özellikle yoksullukla içiçe yaşayan kadınların güçlendirilmesine yönelik hakkaniyetli bir sosyal kalkınma, sürdürülebilir kalkınma için gerekli bir dayanaktır. Ayrıca sürdürülebilir kalkınma bağlamındaki geniş tabanlı ve sürekli ekonomik büyümenin, sosyal kalkınma ve sosyal adaleti sürekli kılmak için gerekli olduğunu kabul ediyoruz. Eylem Platformu’nun başarısı, bütün bunlara ek olarak bütün uygun mali mekanizmalardan gelişmekte olan ülkelere kadınların ilerlemesine yönelik çok taraflı, iki taraflı ve özel kaynaklar dahil, yeni ve ek kaynakların sağlanması kadar, ulusal ve uluslararası düzeylerde kaynakların yeterli ölçüde harekete geçirilmesini; ulusal, altbölgesel, bölgesel ve uluslararası kuruluşların kapasitesini güçlendirmek için mali kaynakları; eşit haklara, eşit sorumluluklara, eşit fırsatlara bağlılığı ve bütün ulusal, bölgesel ve uluslararası oluşumlara ve politika oluşturma süreçlerine kadınların ve erkeklerin eşit katılımını taahhüt etmeyi; her düzeydeki mekanizmaları dünya kadınlarının da sorumluluğunu üstlenecek şekilde oluşturmayı veya güçlendirmeyi gerektirecektir.
  16. 37. Eylem Platformu’nun ekonomileri geçiş sürecinde olan ülkelerde de başarılı olması için uluslararası işbirliği ve yardımın sürekli olması sağlanmalıdır.
  17. 38. Biz, Hükümetler olarak cinsiyete dayalı bir bakış açısının bütün politika ve programlarımızda yansıtılacağını garanti ederek bu Eylem Platformunu uygulamayı kabul ve taahhüt ediyoruz. Birleşmiş Milletler sistemini, bölgesel ve uluslararası mali kuruluşları, diğer ilgili bölgesel ve uluslararası kuruluşları ve bütün kadınları ve erkekleri, hükümet dışı kuruluşları, özerkliklerine tamamıyla saygı duyarak, ve sivil toplumun bütün sektörlerini, Hükümetlerle işbirliği yaparak kendilerini tamamen bu Eylem Platformu’nun uygulanmasına adamaya ve katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

 

https://nazanmoroglu.com/4-dunya-kadin-konferansi-pekin-cin/

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER PEKİN DEKLARASYONU VE EYLEM PLANI

1995 yılında BM tarafından düzenlenen Pekin Kadın Konferansında, Pekin Deklarasyonu ve Eylem Planı kabul edilmiştir.

Pekin Deklarasyonu ve Eylem Planında, uluslararası topluluk ve hükümet dışı kuruluşlarla özel sektörün dahil olduğu sivil toplum, aşağıdaki ilgilenilmesi gereken 12 kritik alanda stratejik eylemler yapmaya çağrılmaktadır:

  1. Kadınlar ve Yoksulluk – stratejik hedefler:
  • Yoksulluk içindeki kadınların ihtiyaçlarına ve çabalarına cevap veren makroekonomik

politikaları ve kalkınma stratejilerini gözden geçirmek, benimsemek ve uygulamak.

  • Yasaları ve idari uygulamaları, kadınların eşit haklarını ve ekonomik kaynaklara ulaşmasını güvence altına alacak şekilde yeniden düzenlemek.
  • Tasarrufa, kredi mekanizmalarına ve kurumlarına ulaşmalarını sağlayarak kadınları desteklemek.
  • Cinsiyete dayalı metodolojiler geliştirmek ve yoksullukla kadınlar arasındaki ilişkiyi ortaya koyacak araştırmalar yapmak.

 

  1. Kadınların Eğitimi ve Öğrenimi – stratejik hedefler:
  • Eğitime eşit ulaşılabilirlik sağlamak.
  • Kadınlar arasında cehaleti yoketmek.
  • Kadının mesleki eğitime, bilim ve teknolojiye ulaşabilirliğini ve eğitimi sürdürmesini geliştirmek.
  • Ayrımcı olmayan eğitim ve öğrenimi geliştirmek.
  • Eğitime yönelik reformların uygulanmasını izlemek ve bunlar için yeterli kaynak tahsis etmek.
  • Kız çocuklar ve kadınlar için hayat boyu eğitim ve öğrenim sağlamak. Eşit Fırsatlar, Eşit Davranma, Eşit Katkı
  1. Kadınlar ve Sağlık – stratejik hedefler:
  • Kadının, hayatının bütün dönemlerinde, uygun maliyetli ve kaliteli sağlık bakımına, bilgiye ve ilgili hizmetlere ulaşabilirliğini artırmak.
  • Kadın sağlığını geliştiren koruyucu programları güçlendirmek.
  • Cinsel yolla geçen hastalıkları, HIV/AIDS’i, cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularını ele alan, toplumsal cinsiyete duyarlı girişimleri üstlenmek.
  • Kadın sağlığına ilişkin araştırmaları yaygınlaştırmak ve bilgileri yaymak.
  • Kadın sağlığına ilişkin kaynakları ve izleme çalışmalarını artırmak.

 

  1. Kadınlara Yönelik Şiddet – stratejik hedefler:
  • Kadına yönelik şiddeti önlemek ve ortadan kaldırmak için bütünleşmiş önlemler almak.
  • Kadına yönelik şiddetin nedenlerini, sonuçlarını ve şiddeti engelleyici önlemlerin etkinliğini incelemek.
  • Kadın ticaretini (trafficking in women) ortadan kaldırmak, fuhuş ve kaçakçılık nedeniyle şiddete maruz kalanlara yardımcı olmak.
  1. Kadınlar ve Silahlı Çatışma – stratejik hedefler:
  • Kadınların, çatışmaların çözülmesine karar alma düzeylerinde katılmalarını artırmak ve silahlı veya diğer türden çatışmalar ile yabancı işgali altında yaşayan kadınları korumak.
  • Aşırı askeri harcamaları azaltmak ve silahlanmayı kontrol etmek.
  • Çatışmaların çözümünde şiddete dayalı olmayan yöntemleri yaygınlaştırmak ve çatışma durumlarında insan hakları ihlallerinin oluş sıklığını azaltmak.
  • Barış kültürünü yayma çabalarına kadınların katkısını artırmak.
  • Mülteci kadınlara, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan diğer yerinden edilmiş kadınlara ve ülke içinde yerinden edilmiş kadınlara koruma, yardım ve eğitim sağlamak.
  • Sömürgelerde ve özerk olmayan bölgelerde yaşayan kadınlara yardım sağlamak.
  1. Kadınlar ve Ekonomi – stratejik hedefler:
  • İstihdama, uygun çalışma koşullarına ve ekonomik kaynakların kontrolüne ulaşabilirlik dahil, kadınların ekonomik haklarını ve bağımsızlığını yaygınlaştırmak.
  • Kadınların, kaynaklara, istihdama, piyasalara ve ticarete eşit şekilde ulaşmasını kolaylaştırmak.
  • Özellikle düşük gelirli kadınların iş bulabilmelerine yönelik hizmetlere, mesleki eğitim ve iş piyasalarına, bilgiye ve teknolojiye ulaşmalarını sağlamak.
  • Kadının ekonomik kapasitesini ve ticari ağları güçlendirmek.
  • Mesleki ayrımı ve istihdama ilişkin her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak.
  • Kadınlar ve erkekler için çalışma ve aile sorumluluklarının uyumlu olmasını yaygınlaştırmak.
  1. Yetki ve Karar Alma Sürecinde Kadınlar stratejik hedefler:
  • Kadınların yetkili ve güçlü mevkilere ve karar alma süreçlerine eşit ulaşmalarını ve tam katılmalarını sağlayacak önlemler almak.
  • Kadınların karar alma ve liderlik pozisyonlarına katılma kapasitelerini artırmak.
  1. Kadınların İlerlemesinde Kurumsal Mekanizmalar – stratejik hedefler:
  • Ulusal mekanizmalar kurmak ve hükümet organları oluşturmak veya güçlendirmek.
  • Cinsiyete dayalı bakış açısını yasalar, kamu politikaları, programları ve projeleriyle bütünleştirmek.
  • Planlama ve değerlendirme için cinsiyete göre toplanmış veri ve bilgi oluşturmak ve yaymak.
  1. Kadınların İnsan Hakları – stratejik hedefler:
  • Bütün insan hakları belgelerini özellikle de Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni bütünüyle uygulayarak kadının insan haklarını yaygınlaştırmak ve korumak.
  • Hukuk okur yazarlığını (legal literacy) başarmak.
  • Yasalarda ve uygulamalarda eşitliği ve ayrımcılık yapılmamasını sağlamak.
  1. Kadınlar ve Medya – stratejik hedefler:
  • Medya ve yeni iletişim teknolojileri içinde kadınların karar alma ve kendilerini ifade etme konumlarına katılımını ve ulaşabilirliğini artırmak.
  • Medyada kadınların dengeli ve klişeleşmiş olmayan görüntülerini yaygınlaştırmak.

11.. Kadınlar ve Çevre – stratejik hedefler:

  • Çevreye ilişkin bütün karar alma düzeylerine kadınları etkin olarak dahil etmek.
  • Cinsiyete ilişkin konuları ve bakış açılarını, sürdürülebilir kalkınma politikaları ve programlarıyla bütünleştirmek
  • Kalkınma ve çevreye ilişkin politikaların kadınlar üzerindeki etkisini değerlendirmek için

ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde mekanizmalar kurmak veya güçlendirmek.

  1. Kız Çocuk – stratejik hedefler:
  • Kız çocuğa yönelik her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak.
  • Kız çocuklarına yönelik olumsuz kültürel tutum ve uygulamaları ortadan kaldırmak.
  • Kız çocuğun haklarını korumak ve yaygınlaştırmak ve onun ihtiyaçlarıyla potansiyeline ilişkin bilinci artırmak.
  • Eğitimde, beceri geliştirmede ve öğrenimde kız çocuklara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırmak.
  • Sağlık ve beslenmede kız çocuklarına yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırmak.
  • Çocuk işçilerin ekonomik istismarını ortadan kaldırmak ve çalışan genç kızları korumak.
  • Kız çocuğa yönelik şiddeti yoketmek.
  • Kız çocuğun sosyal, ekonomik ve politik yaşama ilişkin bilincini ve katılımını artırmak.
  • Kız çocuğunun statüsünü geliştirmede ailenin rolünü güçlendirmek.

(Dördüncü Kadın Dünya Konferansı Sonuçları: Pekin Deklarasyonu ve Eylem Planı, 1995:

14,15, https://kadininstatusu.aile.gov.tr )

  • KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİNE İLİŞKİN İHTİYARİ  (OPTIONAL) PROTOKOL

 

Kabul Tarihi: 6 Ekim 1999

Türkiye’nin Onay T.: 2002

 

Madde 1.

İşbu Protokole taraf devlet (taraf devlet) Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’nin (Komite) 2. maddeye uygun olarak yapılacak başvuruları kabul ve inceleme yetkisini tanır.

Madde 2.

Başvurular, taraf devletin yargılama yetkisi altında bulunan ve Sözleşmede yer alan haklarının ihlâl edildiğini iddia eden bireyler veya bireylerden oluşan gruplar tarafından ya da bunlar adına yapılabilir. Başvurunun bireyler veya bireylerden oluşan gruplar adına yapıldığı durumlarda, birey ve bireylerden oluşan grupların rızası alınmış olmalıdır. Birey ve bireylerden oluşan gruplar adına yapılan başvurularda,  başvuruyu yapanın haklı sebebi olmadıkça, ilgililerin rızasının alınmış olması gerekir.

Madde 3.

Başvurular kimin tarafından yapıldığı belirtilerek yazılı olarak yapılacaktır. Komite, Sözleşmeye taraf olup da bu Protokole taraf olmayan bir devleti ilgilendiren başvuruları kabul etmeyecektir.

Madde 4.

1) Komite, iç hukuk yollarının makul olmayan sürede uzadığı ve etkili sonuç verme ihtimalinin olmadığı durumlar dışında, iç hukuk yolları tüketilmeden yapılan başvuruları değerlendirmez.

2) Komite aşağıda belirtilen hallerde, başvurunun kabul edilmeyeceğini bildirir:

  1. a) Aynı başvurunun, daha önce Komite tarafından veya başka bir uluslararası araştırma veya uzlaşma prosedürü çerçevesinde incelenmiş veya incelenmekte olması;
  2. b) Başvurunun Sözleşme hükümlerine aykırı olması;
  3. c) Başvurunun belirgin biçimde doğru temellere dayandırılmamış veya yeterli dayanaktan yoksun olması;
  4. d) Başvuruda bulunma hakkının kötüye kullanılması;
  5. e) Başvuru konusu olan olguların işbu Protokol’un ilgili taraf devlet açısından yürürlüğe girmesinden önce (yürürlük tarihinden sonra da sürmekte olan olgular dışında) gerçekleştirilmiş olması.

            Madde 5.

1) Başvurunun alınmasından sonra ve esasa ilişkin incelemenin sonuçlanmasından önce, Komite taraf devletten, iddiaya konu olan ihlâlin mağdur ya da mağdurlarının giderilmesi mümkün olmayan zararlar görmesini önlemek için gerekli geçici önlemleri gecikmeksizin almasını isteyebilir.

2) Komitenin bu maddenin birinci fıkrasındaki takdir yetkisini kullanması, başvurunun kabul edilebilirliği ya da esası ile ilgili karar verildiği anlamına gelmez.

            Madde 6.

            1) Başvurunun ilgili taraf devlete atıfta bulunmaksızın Komite tarafından kabul edilemez bulunması hali dışında ve birey ya da bireylerden oluşan grupların kimliklerinin sözkonusu taraf devlete açıklanmasına rıza göstermeleri durumunda Komite işbu Protokol çerçevesinde yapılan başvuruları “gizlidir” kaydıyla ilgili taraf devletin dikkatine sunar.

2) İlgili taraf devlet sözkonusu başvuru hakkında açıklamaları ve beyanları, varsa almış olduğu iyileştirici önlemleri de belirtmek suretiyle altı ay içinde yazılı olarak Komiteye bildirir.

            Madde 7.

            1) İşbu Protokol çerçevesinde yapılan başvurular, konuya ilişkin bilgilerin ilgili taraflara ulaştırılmış olması koşuluyla, bireyler veya bireylerden oluşan gruplar tarafından veya onlar adına sağlanan bilgiler ile ilgili taraf devletin verdiği tüm bilgiler ışığında Komite tarafından incelenir.

2) Komite, işbu Protokole uygun olarak yapılan başvurulara dair incelemesini kapalı oturum usulü ile yapar.

3) Başvurunun incelenmesini takiben, Komite başvuruya ilişkin görüşleri ve öngörülmüş ise önerilerini ilgili taraflara iletir.

4) Komite’nin görüş ve varsa önerileri ilgili taraf devlet tarafından değerlendirilir; konu hakkındaki bilgileri ve Komite’nin görüş ve önerileri doğrultusunda alınan önlemleri içeren yazılı bir cevap altı ay içinde Komite’ye sunulur.

5) Komite, uygun görürse taraf devleti, Komite’nin görüş ve önerileri doğrultusunda alınan önlemler hakkında       – Sözleşme’nin 18. maddesi çerçevesinde hazırlanan raporlar da dahil olmak üzere-  daha fazla bilgi sunmaya davet edebilir.

            Madde 8.

            1) Taraf devletin Sözleşme’de yer alan hakları ciddi ve sistematik biçimde ihlâl ettiği yolunda güvenilir bir bilgi aldığında Komite, taraf devleti bu bilgiye ilişkin incelemede işbirliği yapmaya ve konuyla ilgili görüşlerini sunmaya davet eder.

            2) Komite, ilgili taraf devletçe sunulmuş olan her türlü görüşü ve Komitece sahip olunan diğer güvenilir bilgileri göz önünde bulundurarak, Komite üyelerinden birini ya da birkaçını araştırma yapmak ve acil rapor hazırlamakla görevlendirebilir. Gereken hallerde ve taraf devletin rızasıyla sözkonusu araştırma ülkeye yapılacak bir ziyareti de içerebilir.

3) Araştırma bulgularının incelenmesinden sonra, Komite bu bulguları ve varsa görüş ve önerilerini taraf devlete gönderir.

4) İlgili taraf devlet, Komite’nin gönderdiği bulgu, görüş ve önerilerin alınmasından itibaren altı ay içinde kendi görüşlerini Komite’ye bildirir.

5) Araştırma gizlilikle ve her aşamasında ilgili taraf devletin işbirliğiyle yürütülür.

            Madde 9.

            1) Komite, ilgili taraf devlete Protokolun 8. maddesi uyarınca yürütülen araştırmaya ilişkin olarak, alınan önlemlerin ayrıntılarını Sözleşmenin 18. maddesine göre hazırlanan rapora eklemeye davet edebilir.

2) Komite gerektiğinde 8. maddenin 4. bendinde öngörülen altı aylık sürenin bitiminde, araştırmaya ilişkin olarak alınan önlemler hakkında bilgi vermesi için taraf devlete çağrıda bulunabilir.

            Madde 10.

            1) Taraf devletler işbu Protokolün imzası, onaylanması ya da Protokole katılma aşamalarında Komitenin 8. ve 9. maddeler ile düzenlenen yetkisinin tanınmadığını beyan edebilirler.

2) Bu maddenin 1. bendi uyarınca beyanda bulunan taraf devletler bu beyanlarını Genel Sekretere bildirimde bulunarak her zaman kaldırabilirler.

            Madde 11.

Taraf devletler, yargılama yetkileri altında bulunan bireylerin işbu Protokol uyarınca yaptıkları başvurularından ötürü tehdit veya kötü muameleye maruz kalmamalarını sağlayacak bütün önlemleri alırlar.

 

Madde 12.

Komite, Sözleşmenin 21. maddesi uyarınca hazırlayacağı yıllık rapora işbu Protokol kapsamında gerçekleştirdiği faaliyetlerinin bir özetini ekler.

Madde 13.

Taraf devletler, Sözleşme ve Protokolün tanıtımını ve yaygın bir şekilde bilinmesini sağlamayı, Komite görüş ve önerileri hakkında bilgi edinmeyi özellikle taraf devleti doğrudan ilgilendiren konularda bilgiye ulaşmayı kolaylaştırmayı taahhüt ederler.

Madde 14.

Komite, kendisine işbu Protokol çerçevesinde verilen görevleri yerine getirirken uyacağı usul kurallarını kendi belirler.

Madde 15.

1) İşbu Protokol, Sözleşmeyi imzalamış, onaylamış ve Sözleşmeye katılmış devletlerin imzasına açıktır.

2) İşbu Protokol, Sözleşmeyi onaylamış veya sözleşmeye katılmış devletlerin onayına açıktır. Onay belgeleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne verilir.

3) İşbu Protokol, Sözleşmeyi onaylamış veya katılmış devletlerin katılımına açıktır.

4) Katılmalar, katılma belgesinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne verilmesinden itibaren yürürlük kazanır.

Madde 16.

1) İşbu Protokol onuncu onay veya katılma belgesinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne verilmesinden itibaren üç ay sonra yürürlüğe girer.

2) Onay veya katılma belgesinin verilmesinden sonra Protokolü onaylayan her devlet için işbu Protokol, devletin kendi onay veya katılma belgesinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne verilmesinden itibaren üç ay sonra yürürlüğe girer.

Madde 17.

İşbu Protokole çekince konulamaz.

Madde 18.

1) İşbu Protokole taraf olan her devlet, Protokolde değişiklik yapılması yolunda teklifte bulunabilir ve bunu Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne iletebilir. Genel Sekreter, değişiklik önerilerini işbu Protokole taraf diğer devletlere iletir. Genel Sekreter, taraf devletlerden, bu önerilerin incelenmesi ve oylanması amacıyla bir konferans düzenlemesini destekleyip desteklemediklerini bildirmelerini isteyebilir. Taraf devletlerden en az üçte birinin  böyle bir konferansın düzenlenmesini uygun görmeleri halinde, Genel Sekreter Birleşmiş Milletler gözetiminde bir konferans düzenler. Konferansa katılan ve oylamada bulunan taraf devletlerin oy çokluğuyla kabul edilen bir değişiklik Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun onayına sunulur.

2) Protokolde yapılan değişiklikler, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından onaylandıktan ve bu Protokole taraf devletlerinin üçte ikisi tarafından kendi anayasal usullerine uygun olarak kabul edildikten sonra yürürlüğe girer.

3) Protokolde yapılan değişiklikler yürürlüğe girdiklerinde, değişiklikleri kabul eden devletleri bağlar, diğer taraf devletler işbu Protokolün değişiklikten önceki hükümleriyle veya daha önce kabul ettikleri değişiklik hükümleriyle bağlı kalmaya devam ederler.

Madde 19.

1) Bir taraf devlet her zaman Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne yapacağı yazılı bildirimle işbu Protokolden çekildiğini bildirebilir. Çekilme bildirimi, bu bildirimin Genel Sekreter tarafından alınmasından itibaren altı ay sonra yürürlüğe girer.

2) Protokolden çekilme, bildirimin yürürlüğe girmesinden önce, işbu Protokolün 2. maddesine göre yapılan başvuruların incelenmesini ve 8. madde kapsamındaki araştırmaların sürdürülmesini engellemez.

Madde 20.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri aşağıdaki hususlarda tüm devletleri bilgilendirir:

  1. a) Protokol uyarınca gerçekleştirilen imzalar, onaylar ve katılmalar,
  2. b) Bu Protokolün ve değişikliklerin 18. maddeye göre yürürlüğe girme tarihleri,
  3. c) 19. maddeye göre Protokolden çekilme bildirimleri.

Madde 21.

1) İşbu Protokolün eşit derecede orijinal olan Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolca metinleri Birleşmiş Milletler arşivinde saklanır.

2) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri işbu Protokolün onaylı örneğini Sözleşmenin 25. maddesinde belirtilen devletlere iletir.

BİNYIL KALKINMA HEDEFLERİ

Birleşmiş Milletler tarafından 2000 yılında, 2015 yılına kadar gerçekleşmesi hedeflenen sekiz Hedef belirlenmiştir.

Bu hedefler Binyıl Kalkınma Hedefleri olarak adlandırılmaktadır. Binyıl Kalkınma Hedefleri –aşırı yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması,

evrensel ilköğretimin gerçekleştirilmesi,

kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve kadınların konumunu güçlendirilmesi,

-çocuk ölümlerinin azaltılması,

 -anne sağlığının iyileştirilmesi,

-HIV/AIDS, sıtma ve öteki hastalıklarla mücadele edilmesi,

çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması,

kalkınma için küresel bir ortaklık geliştirilmesi başlıklarına yer vererek 8 konuyu ele almaktadır.

Kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve kadınların konumunun güçlendirilmesi hedefi kapsamında, kadınların toplumsal hayattaki pozisyonlarının güçlendirilmesi ile İlköğretim ve orta öğretimde kız-erkek öğrenci eşitsizliğinin her düzeyde giderilmesi hedeflenmektedir.

2015 yılına gelindiği zaman BM tarafından Milenyum hedeflerine ilişkin bir değerlendirme yapılmıştır.

BM’nin Milenyum Kalkınma Hedeflerini değerlendirdiği 2015 yılı raporunda; 2000 yılıyla karşılaştırıldığında daha fazla kız çocuğunun okul hayatına katıldığı, cinsiyet eşitsizliği alanında gelişmekte olan bölgelerin tamamında ilköğretimde, ortaöğretimde ve yükseköğretimde iyileşmelerin yaşandığı dile getirilmektedir (UN, 2015:5).

BM 2015 Milenyum Kalkınma Hedefleri’ne yönelik değerlendirmeler sonrasında, küresel düzeyde, cinsiyet eşitliğinin sağlanması alanında olumlu gelişmeler yaşanmasına rağmen, önemli sorunların varlığını sürdürdüğü ve ilave tedbirlerin alınması gerektiği anlaşılmaktadır.

2030 SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA GÜNDEMİ

Eylül 2015’de yapılan BM Zirvesinde 193 üye ülkenin oybirliği ile kabul ettiği daha sürdürülebilir, yaşanabilir, eşit bir dünya oluşturmak üzere 2030 yılına kadar erişilmesi öngörülen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri :

Hedef 1. Her tür yoksulluğu, nerede olursa olsun sona erdirmek

Hedef 2. Açlığı bitirmek, gıda güvenliğini sağlamak, beslenme imkanlarını geliştirmek ve sürdürülebilir tarımı desteklemek

Hedef 3. İnsanların sağlıklı bir yaşam sürmelerini ve herkesin her yaşta refahını sağlamak

Hedef 4. Herkesi kapsayan ve herkese eşit derecede kaliteli eğitim sağlamak ve herkese yaşam boyu eğitim imkanı tanımak

Hedef 5. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların ve kız çocuklarının toplumsal konumlarını güçlendirmek

Hedef 6. Herkes için suya erişimi ve suyun ve hijyenin sürdürülebilir yönetimini garanti altına almak

Hedef 7. Herkes için erişilebilir, güvenilir, sürdürülebilir modern enerji sağlamak

Hedef 8. Sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik kalkınmayı sağlamak, tam ve üretici istihdamı ve insan onuruna yakışır işleri sağlamak

Hedef 9. Dayanıklı altyapı inşa etmek, sürdürülebilir ve kapsayıcı sanayileşmeyi ve yeni buluşları teşvik etmek

Hedef 10. Ülkelerin içinde ve aralarındaki eşitsizlikleri azaltmak

Hedef 11. Kentleri ve insan yerleşim yerlerini herkesi kucaklayan, güvenli, güçlü ve sürdürülebilir kılmak

Hedef 12. Sürdürülebilir tüketimi ve üretimi sağlamak

Hedef 13. İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acil olarak adım atmak

Hedef 14. Okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını sürdürülebilir kalkınma  için korumak ve sürdürülebilir şekilde kullanmak

Hedef 15. Karasal ekosistemleri korumak, iyileştirmek ve sürdürülebilir                  kullanımını sağlamak, ormanların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, çölleşme ile mücadele etmek, toprakların verimlilik  ve biyoçeşitlik kaybını durdurmak ve dönüştürmek

Hedef 16. Sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve herkesi kucaklayan toplumları   teşvik etmek, herkesin adalete erişimini sağlamak, her seviyede etkin, hesap verebilir ve kucaklayıcı kurumlar inşa etmek

Hedef 17. Sürdürülebilir kalkınma için küresel ortaklığın uygulama araçlarını güçlendirmek ve küresel ortaklığı yeniden canlandırmak

KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE BUNLARLA MÜCADELEYE İLİŞKİN

AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİ

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ”

 

29 Kasım 2011 SALI                              Resmî Gazete                       Sayı : 28127

KANUN

KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE BUNLARLA MÜCADELEYE İLİŞKİN AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

Kanun No. 6251                                                                            Kabul Tarihi: 24/11/2011

MADDE 1 – (1) 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzalanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin onaylanması uygun bulunmuştur.

MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/11/2011

 

Giriş

Avrupa Konseyi’ne üye Devletler ve bu sözleşmeyi imzalayan diğer Devletler;

İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’yi (Avrupa Antlaşmaları Serisi (ETS) –  No. 5, 1950) ve Sözleşme’nin Protokol hükümlerini,  Avrupa Sosyal Şartı’nı (ETS No. 35, 1961, 1996’da gözden geçirilmiş hali, ETS No. 163), İnsan Ticaretine Karşı Eyleme İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni (ETS No. 197, 2005) ve Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’ni (ETS No. 201, 2007) hatırda tutarak;

Bakanlar Komitesi’nin Avrupa Konseyi üye ülkelerine: Kadınların şiddete karşı korunmasına ilişkin Tavsiye Kararı’nı Rec(2002)5, toplumsal cinsiyet eşitliği standart ve mekanizmalarına ilişkin Tavsiye Kararı’nı Rec(2007)17, çatışmaların önlenmesi, çözümü ve barışın inşasında kadın ve erkeklerin rollerine ilişkin Tavsiye Kararı’nı Rec(2010) ve diğer ilgili tavsiye kararlarını hatırlatarak;

Kadına yönelik şiddet alanında önemli standartları oluşturan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin büyüyen içtihat hukuku külliyatını dikkate alarak;

Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ni (1996), Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi (1996), Birleşmiş Milletler Kadınlara Karsı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Uluslararası Sözleşmesi’ni (“CEDAW”, 1979) ve Sözleşme’ye Ek İhtiyari Protokol (1999) ile CEDAW Komitesi’nin kadına yönelik şiddete dair 19 No’lu Genel Tavsiye Kararı’nı, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi (1989) ve Sözleşme’ye Ek İhtiyari Protokolü (2000) ve Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’yi (2006) göz önünde tutarak;

Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nü (2002) göz önünde tutarak;

Uluslararası insancıl hukukun temel prensiplerini ve özellikle Savaş Zamanında Sivillerin Korunmasına Dair 4. Cenevre Sözleşmesi’ni (1949) ve Sözleşme’nin 1. ve 2. Ek Protokol Hükümleri’ni hatırda tutarak;

Kadınlara yönelik her türlü şiddeti ve aile içi şiddeti kınayarak;

Kadın ve erkek arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleşmesinin kadına yönelik şiddeti önlemede önemli bir unsur olduğunu kabul ederek;

Kadına yönelik şiddetin, erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir tezahürü olduğunu ve bu güç ilişkisinin erkekler tarafından kadınlar üzerinde tahakküm kurulmasına ve kadınlara yönelik ayrımcılık yapılmasına yol açtığını ve kadınların ilerlemelerinin önünde engel olduğunu kabul ederek;

Cinsiyete dayalı şiddet gibi kadına yönelik şiddetin yapısal boyutunu ve bu şiddetin erkeklerle kıyaslandığında kadınları zorla ikincil bir konuma sokmanın çok önemli toplumsal mekanizmalarından biri olduğunu kabul ederek;

Kadın ve kız çocuklarının çoğunlukla aile içi şiddet, cinsel istismar, tecavüz, zorla evlendirme, sözde “namus” adına işlenen suçlar ve cinsel organları dağlama gibi insan haklarını ciddi bir şekilde ihlal eden şiddetin pek çok boyutuna maruz kaldıklarını ve bu durumun kadın erkek eşitliğini sağlamanın önündeki en büyük engel olduğunu büyük endişeyle kabul ederek;

Sivil halkı, özellikle de yaygın ve sistematik tecavüz ve cinsel şiddet şeklinde kadınları etkileyen silahlı çatışmalarda süregelen insan hakları ihlallerini ve cinsiyete dayalı şiddetin çatışma sürecinde ve sonrasında artması olasılığını kabul ederek;

Kadın ve kız çocuklarının cinsiyete dayalı şiddete maruz kalma riskinin erkeklerden daha fazla olduğunu kabul ederek;

Aile içi şiddetin orantısız bir şekilde kadınları etkilediğini ve erkeklerin de aile içi şiddet mağduru olabileceğini kabul ederek;

“Kadına yönelik şiddet” ister kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik acı veya ıstırap veren veya verebilecek Çocukların aile içindeki şiddete tanık olmak da dâhil aile içi şiddet mağduru olduklarını kabul ederek;

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kalktığı bir Avrupa yaratmak arzusuyla;

Aşağıdaki şekilde anlaşmışlardır:

 

Bölüm 1 – Amaçlar, tanımlar, eşitlik ve ayrım gözetmeme, genel yükümlülükler

Madde 1 – Sözleşmenin Amaçları

  1. Bu Sözleşmenin amaçları şunlardır:
  1. kadınları her türlü şiddetten korumak ve kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak;
  2. kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve, kadınların güçlendirilmesi yoluyla da dahil olmak üzere, kadın ve erkek arasındaki somut eşitliği teşvik etmek;
  3. kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarını korumak ve bu kişilere destek vermek için kapsamlı bir çerçeveyi, politikaları ve tedbirleri tasarlamak;
  4. kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirliğini güçlendirmek;
  5. kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütünsel bir yaklaşımı benimsemeye yönelik etkili bir işbirliği yapmaları için örgütlere ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamak.
  1. Bu Sözleşme, hükümlerinin Taraf Devletler tarafından etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla özel bir izleme mekanizması kurar.

Madde 2 – Sözleşme’nin kapsamı

  1. Bu Sözleşme, aile içi şiddet de dâhil olmak üzere orantısız bir şekilde kadınları etkileyen, kadına yönelik her türlü şiddet biçimi için geçerlidir.
  2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’yi tüm aile içi şiddet mağdurlarına uygulamaya teşvik edilir. Taraf Devletler, bu Sözleşme hükümlerinin uygulanmasında cinsiyete dayalı şiddetin kadın mağdurlarını özellikle dikkate alır.
  3. Bu Sözleşme barış zamanlarında ve silahlı çatışma durumlarında uygulanır.

Madde 3 – Tanımlar

Sözleşmenin amacı bakımından:

  1. olan cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelir ve bir insan hakları ihlali ve kadınlara yönelik ayrımcılığın bir biçimi olarak anlaşılmaktadır.
  2. “aile içi şiddet”, mağdur faille aynı haneyi paylaşsa da paylaşmasa da, aile veya hanede, eski veya şimdiki eşler ya da partnerler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet anlamına gelir.
  3. “toplumsal cinsiyet” toplum tarafından kadın ve erkeğe yüklenen ve sosyal olarak kurgulanan roller, davranışlar ve eylemler anlamına gelir.
  4. “kadına yönelik cinsiyete dayalı şiddet” doğrudan kadınlara yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya orantısız bir şekilde kadınları etkileyen şiddet anlamına gelir.
  5. “mağdur” a ve b bentlerinde belirlenen davranışlara maruz kalan gerçek bir kişi anlamına gelir.
  6. “kadın” ibaresi 18 yaş altı kız çocuklarını da kapsar.

Madde 4 – Temel haklar, eşitlik ve ayrım gözetmeme

  1. Taraf Devletler, özel ve kamusal alanda herkesin, özellikle de kadınların, şiddetten uzak yaşama hakkını korumak ve bu hakkı sağlamak amacıyla gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı kınar ve kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı önlemek üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri gecikmeksizin alır ve bu kapsamda,
    • kadın erkek eşitliği ilkesini kendi ulusal anayasalarına ya da diğer uygun mevzuata dahil eder ve bu ilkenin uygulamada gerçekleştirilmesini güvence altına alır;
    • kadınlara yönelik ayrımcılığı, ihtiyaç bulunması halinde, yaptırımlar uygulamak yoluyla yasaklar;
    • kadınlara yönelik ayrımcı yasa ve uygulamaları kaldırır.
  3. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin hükümlerinin, özellikle de mağdurun haklarını korumaya yönelik tedbirlerin cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya siyasi olmayan görüş, ulusal veya sosyal köken, ulusal azınlık ile ilişkilenme, mülkiyet, soy, cinsel yönelim, cinsel kimlik, yaş, sağlık durumu, sakatlık, medeni hal, göçmen veya mülteci olma durumu ya da benzeri herhangi bir temelde ayrım gözetmeksizin uygulanmasını güvence altına alır.
  4. Bu Sözleşme kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel önlemler ayrımcılık olarak kabul edilemez.

Madde 5 – Devlet yükümlülükleri ve gereken özeni gösterme sorumluluğu

  1. Taraf Devletler kadına yönelik herhangi bir şiddet eylemiyle ilişkilenmekten kaçınır ve devlet adına hareket eden devlet yetkililerinin, görevlilerinin, organlarının, kurumlarının ve diğer aktörlerin bu yükümlülüğe uygun davranmalarını sağlar.
  2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamında olup devlet dışı aktörler tarafından işlenen şiddet eylemlerini gereken özeni göstererek önlemek, soruşturmak, cezalandırmak ve bu eylemlerden kaynaklı mağduriyet için tazminat sağlamak amacıyla gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 6 – Toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar

Taraf Devletler bu Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülüklerinin uygulamasına ve Sözleşme hükümlerinin etkisinin değerlendirilmesine toplumsal cinsiyet perspektifini dâhil edeceğini ve kadın erkek eşitliği ve kadınları güçlendiren politikalarını teşvik edeceğini ve etkili bir şekilde uygulayacağını taahhüt eder.

Bölüm II – Bütünsel politikalar ve veri toplama

Madde 7 – Kapsayıcı ve eşgüdümlü politikalar

  1. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle mücadele ve bu şiddetin her biçiminin önlenmesi için, ilgili tüm tedbirleri kapsayacak şekilde ülke çapında etkili, kapsayıcı ve eşgüdümlü politikaların kabul edilmesi ve ve uygulanması için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır ve kadına yönelik şiddete karşı bütüncül bir mücadele yürütür.
  2. Taraf Devletler 1. fıkrada bahsedilen politikaların, mağdurun haklarını bütün önlemlerin merkezine koyarak hayata geçirilmesini ve bu politikaların tüm ilgili organlar, kurumlar ve örgütlerle etkili işbirliği içerisinde uygulanmasını sağlar.
  3. Uygun olan durumda bu madde gereğince alınacak tedbirlere hükümet organları, ulusal, bölgesel ve yerel parlamentolar ve yetkililer, ulusal insan hakları kurumları ve sivil toplum örgütleri gibi tüm ilgili aktörleri kapsar.

Madde 8 – Mali kaynaklar

Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren şiddetin tüm biçimleriyle mücadeleye ve şiddetin her biçiminin önlenmesine yönelik bütünleştirilmiş politika, önlem ve programların bunları yerine getiren hükümet dışı örgütleri ve sivil toplumu da dâhil ederek yeterli düzeyde hayata geçmesi için uygun mali kaynakları ve insan kaynaklarını tahsis eder.

Madde 9 – Hükümet dışı örgütler ve sivil toplum

Taraf Devletler, ilgili hükümet dışı örgütlerin ve sivil toplumun kadına yönelik şiddetle mücadele alanında her düzeyde yaptıkları çalışmaları göz önüne alır, teşvik eder, destekler ve bu örgütlerle etkili işbirliği gerçekleştirir.

Madde 10 – Eşgüdümü sağlayan birim

  1. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle mücadeleye ve şiddetin her biçiminin önlenmesine yönelik politika ve önlemlerin eşgüdümünden, uygulanmasından, izlenmesinden ve değerlendirilmesinden sorumlu bir ya da birden fazla resmi birim saptar ya da kurar. Bu birimler 11. maddede bahsedilen verilerin toplanması ve sonuçların analiz edilip yayılmasında eşgüdümü sağlar.
  2. Taraf Devletler, bu madde gereğince saptanan veya kurulan birimlerin 8. madde gereğince alınacak önlemlerin genel niteliği hakkında bilgi almalarını sağlar.
  3. Taraf Devletler, bu madde gereğince saptanan veya kurulan organların Taraf ülkelerdeki meslektaşlarıyla doğrudan haberleşmelerine ve ilişki kurmalarına yardımcı olur.

Madde 11 – Veri toplama ve inceleme

  1. Taraf Devletler, Sözleşme’nin amacı bakımından:
  1. sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet vakalarına dair ilgili ayrıştırılmış istatistiksel verileri belirli aralıklarla toplamayı;
  2. bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili yapılan araştırmaları; şiddetin temel nedenlerini ve sonuçlarını, şiddet vakalarını ve mahkûmiyet oranlarını, ek olarak bu Sözleşme’nin uygulanması için alınan tedbirlerin etkisini incelemek amacıyla destekleyeceğini taahhüt eder.
  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin yaygınlığını ve şiddete olan eğilimleri değerlendirmek için düzenli aralıklarla nüfus esaslı araştırmalar yapmaya çaba gösterir.
  2. Taraf Devletler, uluslararası işbirliğini teşvik etmek ve uluslararası düzeyde kıyaslama çalışmasını yapılmasını sağlamak üzere, bu madde uyarınca toplanan bilgileri bu Sözleşme’nin 66. maddesinde bahsedilen uzmanlar grubuna verir.
  3. Taraf Devletler, bu madde uyarınca toplanan bilgilerin kamuya açık olmasını güvence altına alır.

Bölüm III – Önleme

Madde 12 – Genel Yükümlülükler

  1. Taraf Devletler, kadınların aşağı bir cins olduğu veya erkekler ile kadınlar için alışılagelmiş rollerin bulunduğu düşüncesine dayanan önyargıları, örf ve adetleri, gelenekleri ve her türlü uygulamaları yok etmek amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesi için gerekli tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimlerine karşı her gerçek ve tüzel kişiyi korumak için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  3. Bu madde gereğince alınan her tedbir belirli şartlar nedeniyle savunmasız bırakılan kişilerin özel ihtiyaçlarına işaret eder ve ihtiyaçları dikkate alır ve mağdurun insan haklarını merkeze koyar.
  4. Taraf Devletler, tüm toplumu, özellikle erkekleri ve erkek çocukları bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin önlenmesine aktif bir şekilde katkıda bulunmaları için teşvik etmek amacıyla gerekli tedbirleri alır.
  5. Taraf Devletler, kültür, örf ve adet, din, gelenek veya sözde ”namus”un bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinin bir gerekçesi olarak kabul edilmemesini güvence altına alır.
  6. Taraf Devletler, kadınların güçlenmesi için program ve faaliyetleri arttırmak amacıyla gerekli tedbirleri alır.

Madde 13 – Farkındalığı arttırma

  1. Taraf Devletler, uygun olan durumlarda bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin farklı tezahürlerinin, bunların çocuklar üzerindeki sonuçlarının ve bu şiddet biçimlerinin önlenmesi gerektiğinin toplum içinde anlaşılması ve bu konuda farkındalığın arttırılması için, ulusal insan hakları kurumlarıyla ve eşitlik kurumlarıyla, sivil toplumla ve hükümet dışı örgütlerle ve özellikle de kadın hakları örgütleriyle işbirliğini içeren, düzenli ve her düzeyde farkındalık arttırıcı kampanya ve programları düzenler ya da teşvik eder.
  2. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerini önlemeye yönelik mevcut bilgi ve tedbirlerin toplum içerisinde geniş bir kapsamda yaygınlaştırılmasını güvence altına alır.

Madde 14 – Eğitim

  1. Taraf Devletler, kadın erkek eşitliği, kalıplaştırılmayan toplumsal cinsiyet rollerini, karşılıklı saygıyı, kişiler arası ilişkilerde şiddetten kaçınma temelinde çatışma çözümünü, kadına yönelik cinsiyete dayalı şiddet ve kişisel bütünlük hakkı meselelerinin resmi müfredat içerisinde ve eğitim sürecinin her düzeyinde öğrencilerin gelişim kapasitelerine uygun olarak öğretim materyallerinin içerisine dâhil edilmesi için uygun olan durumlarda gerekli adımları atar.
  2. Taraf Devletler, 1. fıkrada bahsedilen ilkelerin yaygın eğitim faaliyetlerinin yanı sıra spor faaliyetleri, kültürel faaliyetler, boş vakit faaliyetleri ve medyada teşvik edilmesi için gerekli adımları atar.

Madde 15 – Uzmanların eğitimi

  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinin mağdurlarıyla veya failleriyle ilgilenen uzmanlara, bu tür bir şiddetin önlenmesi ve ortaya çıkarılması, kadın erkek eşitliği, mağdurların hakları ve ihtiyaçlarının yanı sıra ikincil mağduriyetin nasıl önleneceği hakkında uygun eğitimi sağlar veya bu eğitimleri güçlendirir.
  2. Taraf Devletler bu Sözleşme kapsamındaki şiddet vakalarıyla ilgili başvuruların daha kapsamlı ve gerektiği gibi ele alınmasını sağlamak üzere 1. fıkrada bahsedilen eğitimin şekilde kurumlar arası eşgüdümlü çok-taraflı işbirliği hakkında eğitimi içermesini teşvik eder.

Madde 16 – Önleyici müdahale ve tedavi programları

  1. Taraf Devletler, aile içi şiddet faillerinin daha fazla şiddet eyleminde bulunmalarını engellemek ve şiddet içeren davranış kalıplarını değiştirmek üzere kişiler arası ilişkilerinde şiddet içermeyen davranışı benimsemeleri için failleri eğitmeyi hedefleyen programların oluşturulması veya desteklenmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler faillerin, özellikle de cinsel suç faillerinin tekrar suç işlemelerini önlemeyi hedefleyen tedavi programlarının oluşturulması veya desteklenmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  3. Taraf Devletler, 1. ve 2. fıkrada belirtilen önlemlerin alınmasında mağdurun güvenliğinin, desteklenmesinin ve insan haklarının öncelikli öneme sahip olmasını ve uygun durumda mağdurlara yönelik uzman destek hizmetleriyle yakın işbirliği içerisinde bu programların oluşturulmasını ve uygulanmasını güvence altına alır.

Madde 17 – Özel sektör ve medyanın katılımı

  1. Taraf Devletler, ifade özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına saygı duyarak, özel sektörü, bilgi ve iletişim sektörünü ve medyayı politikaların hazırlık ve uygulama aşamalarına katılmaya ve kadına yönelik şiddeti önlenmek ve kadın onuruna saygıyı arttırmak amacıyla yönerge ve öz-denetim standartlarını oluşturmaya teşvik eder.
  2. Taraf Devletler, özel sektör aktörleriyle işbirliği içinde, çocuklar, ebeveynler ve eğitimcilerin içeriğinde zararlı olabilecek cinsel ya da şiddet unsuru bulunan bilgi ve iletişim ortamlarıyla başa çıkma becerilerini geliştirir ve geliştirilmesini teşvik eder.

Bölüm IV – Koruma ve destek

Madde 18 – Genel yükümlülükler

  1. Taraf Devletler, bütün mağdurları daha öte şiddet fiillerine karşı korumak için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 20. ve 22. maddelerinde ayrıntısıyla sıralanan genel ve özel yardım hizmetlerine atıfta bulunmayı da kapsayacak şekilde, Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin mağdur ve tanıklarının korunması ve desteklenmesinde, iç hukuk kuralları doğrultusunda, yargı, cumhuriyet savcıları, kolluk kuvvetleri, yerel ve ulusal yetkililer dahil ilgili devlet kuruluşları ve yanı sıra hükümet dışı örgütler ve ilgili diğer örgütler ve yapılar arasında etkili bir işbirliğinin oluşturulması için uygun mekanizmaların mevcudiyetini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.
  3. Taraf Devletler, bu madde gereğince alınacak tedbirlerin:
  • kadına yönelik şiddete ve aile içi şiddete dair cinsiyetlendirilmiş bir anlayışa dayanmasını ve mağdurun insan haklarına ve güvenliğine odaklanmasını;
  • mağdurlar, failler, çocuklar ve onların toplumsal çevreleri arasındaki ilişkiyi dikkate alan bütünleştirilmiş yaklaşıma dayanmasını;
  • ikincil mağduriyetin önlemesini hedeflemesini;
  • şiddetin kadın mağdurlarının güçlenmesini ve ekonomik bağımsızlık kazanmalarını hedeflemesini;
  • uygun durumlarda, aynı tesiste çeşitli koruma ve destek hizmetlerinin bir arada sunulmasına olanak tanımasını;
  • çocuk mağdurları dâhil ederek savunmasız kişilerin özel ihtiyaçlarına dikkat edilmesini ve bu ihtiyaçların onlar için ulaşılabilir olmasını güvence altına alır.

 

  1. Hizmetlerin sağlanması, mağdurun şikâyette bulunmasına veya faile karşı tanıklık etmesine bağlı olamaz.

 

  1. Taraf Devletler, kendi vatandaşlarına ve uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülükleri uyarınca korunma hakkına sahip olan diğer mağdurlara konsolosluk hizmeti ve diğer koruma ve destek hizmetlerini sağlamak üzere uygun tedbirleri.

 

Madde 19 – Bilgi

Taraf Devletler, mağdurların mevcut destek hizmetleri ve yasal tedbirler hakkında anladıkları dilde yeterli ve zamanında bilgi edinmelerini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 20 – Genel destek hizmetleri

  1. Taraf Devletler, mağdurların şiddet sonrası toparlanmalarını kolaylaştıracak hizmetlere erişebilir olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Bu tedbirler, gerek duyulduğunda, hukuki ve psikolojik danışmanlık, maddi yardım, konut, eğitim, öğretim ve iş bulmalarına yardım gibi hizmetleri içermelidir.
  2. Taraf Devletler, mağdurların sağlık ve sosyal hizmetlere erişebilir olmasını ve hizmetler için yeterli kaynak ayrılmasını ve uzmanların mağdurlara yardımcı olmak ve uygun hizmetle yönlendirmek üzere eğitim almalarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 21 – Bireysel/ toplu şikâyette destek

Taraf Devletler, mağdurların bölgesel ve uluslararası bireysel/ toplu şikâyet mekanizmaları hakkında bilgi sahibi ve bu mekanizmalara erişebilir olmalarını güvence altına alır. Taraf Devletler, bu tür şikâyetlerin sunumunda mağdurlara duyarlı ve bilgiye dayalı destek sağlanmasını teşvik eder.

Madde 22 – Uzman destek hizmetleri

  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerine maruz kalmış her mağdura yeterli bir coğrafi dağılımla acil, kısa ve uzun dönem uzman destek hizmetlerini sağlamak veya bu hizmetleri düzenlemek için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, şiddet mağduru bütün kadınların ve onların çocuklarının kadın uzmanların destek hizmetlerinden yararlanmalarını sağlar veya buna yönelik düzenlemeleri yapar.

Madde 23 – Sığınaklar

Taraf Devletler, mağdurlara, özellikle de kadınlara ve çocuklarına güvenli konaklama sağlayan ve inisiyatif kullanarak mağdurlara ulaşan, yeterli sayıda, uygun ve kolayca ulaşılabilir sığınağın hazırlanmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 24 – Telefonla yardım hattı

Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili olarak arayanlara, gizlilik içerisinde ya da arayanın kimliğinin gizli kalmasına gereken özeni göstererek danışmanlık vermek için ülke çapında, kesintisiz (7/24) çalışan, ücretsiz telefon destek hattı hizmeti sağlamak amacıyla gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 25 – Cinsel şiddet mağdurlarına yönelik yardım

Taraf Devletler, mağdurlara yönelik tıbbi ve adli muayene, travma desteği ve danışmanlık sağlamak üzere, yeterli sayıda, uygun ve kolay erişilebilir tecavüz kriz veya cinsel şiddet yönlendirme merkezlerinin kurulması için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 26 – Çocuk tanıklar için koruma ve destek

  1. Taraf Devletler, mağdurlara yönelik koruma ve yardım hizmetlerinin sağlanmasında bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin çocuk tanıklarının haklarına ve ihtiyaçlarına gereken özenin gösterilmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Bu madde uyarınca alınan tedbirler, bu Sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet biçiminin çocuk tanıklarının yaşlarına uygun psiko-sosyal danışmanlığı kapsar ve çocuğun yüksek yararı ilkesine gereken saygıyı gösterir.

Madde 27 – Bildirme

Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamına giren şiddet eylemlerinin gerçekleşmesine tanık olan veya böyle bir eylemin gerçekleşebileceğine dair makul nedenleri olan veya olası başka şiddet eylemlerinin yaşanabileceğine inanan bir kişinin bunu yetkili makamlara veya örgütlere bildirmesini teşvik etmek üzere gerekli tedbirleri alır.

Madde 28 – Uzmanlar tarafından bildirme

Taraf Devletler, belirli meslek alanlarında iç hukuk tarafından düzenlenen gizlilik kurallarının, uygun durumda, bu Sözleşme kapsamına giren şiddet eylemlerinin gerçekleştiği veya başka ciddi şiddet eylemlerinin gerçekleşebileceği konusunda makul gerekçeleri olan uzmanların bunu yetkili makamlara veya örgütlere bildirmesine engel teşkil etmemesini sağlamak üzere gerekli tedbirleri alır.

 

Bölüm V – Maddi hukuk

Madde 29 –Hukuk davaları ve başvuru yolları

  1. Taraf Devletler mağdurların faile karşı yeterli hukuksal başvuru yollarına sahip olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun biçimde, mağdurlara, kendi yetkileri kapsamında gerekli önleyici ve koruyucu tedbirleri alma görevini yerine getirmeyen devlet makamlarına karşı yeterli hukuksal başvuru yollarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

 

Madde 30 – Tazminat

  1. Taraf Devletler, mağdurların bu Sözleşme uyarınca kabul edilen suçlar için faillerden tazminat talep etme hakkına sahip olmalarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Ciddi bedensel hasar gören ya da sağlıkları ciddi bir şekilde zarar gören ve uğradıkları zarar fail, sigorta ya da Devlete ait sağlık ve sosyal yardım hizmetleri gibi diğer kaynaklardan karşılanmayan kişilere Devlet tarafından yeterli tazminat sağlanır. Bu hüküm, mağdurun güvenliği için gereken özen gösterildiği müddetçe, Taraf Devletlerin verdikleri tazminatı failden geri talep etmelerine engel teşkil etmez.
  3. 2. fıkra uyarınca alınan tedbirler, tazminatın makul bir süre içerisinde verilmesini sağlamalıdır.

Madde 31 – Vesayet, ziyaret hakları ve güvenlik

  1. Taraf Devletler, çocukların vesayeti ve ziyaret hakkının belirlenmesinde bu Sözleşme kapsamındaki şiddet vakalarının dikkate alınmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, herhangi bir ziyaret veya vesayet hakkının kullanılmasının mağdurun veya çocukların haklarını ve güvenliğini tehlikeye düşürmemesi sağlamak üzere  gereken yasal veya diğer önlemleri alır.

Madde 32 – Zorla evlendirmenin hukuki sonuçları

Taraf Devletler, zorla evliliklerin mağdura aşırı maddi veya idari yük getirmeyecek şekilde yok sayılabilmesi, feshedilmesi ya da sonlandırılabilmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 33 – Psikolojik şiddet

Taraf Devletler, zorlama veya tehditle bir kişinin psikolojik bütünlüğünü ciddi bir şekilde bozan kasıtlı davranışların cezalandırılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 34 – Takip

Taraf Devletler, başka bir kişiye karşı mükerreren tehditkâr davranışlara girişerek kişinin güvenliğinden endişe etmesine sebep olan kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 35 – Fiziksel Şiddet

Taraf Devletler, başka bir kişiye karşı kasıtlı olarak fiziksel şiddet eylemi uygulanmasının suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 36 – Tecavüz dâhil cinsel şiddet

  1. Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davranışların cezalandırılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır:
    1. vücudun herhangi bir bölümüyle veya herhangi bir cisimle rızası olmadan başka bir kişinin vücuduna vajinal, anal veya oral yolla cinsel nitelikte girme;
    2. rızası olmadan bir kişiye karşı diğer cinsel nitelikte eylemlerde bulunma;
    3. rızası olmadan bir kişiye karşı üçüncü bir kişinin cinsel nitelikte eylemlerde bulunmasına sebep olma.
  2. Rıza, çevreleyen koşullar bağlamında değerlendirildiğinde kişilerin özgür iradelerinin sonucunda gönüllü olarak gösterilmiş olmalıdır.
  3. Taraf Devletler, 1. fıkranın hükümlerinin iç hukuk tarafından tanındığı biçimiyle eski veya şimdiki eşlere ya da partnerlere karşı gerçekleştirilen eylemler için de geçerli olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 37 – Zorla evlilik

  1. Taraf Devletler, bir yetişkini veya çocuğu evliliğe zorlayan kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, bir yetişkini veya çocuğu evliliğe zorlamak amacıyla yaşadığı yerin dışında başka bir ülke ya da Taraf ülkeye gitmeyi aldatıcı kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 38 – Kadın sünneti

Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır:

  1. sağ dış dudak, iç dudaklar ya da klitorisin tümünde ya da herhangi bir kısmında kesme, infibulasyon ya da herhangi bir şekilde sakatlanma yaratan müdahalede bulunma;
  2. bir kadını a bendinde listelenen herhangi bir eyleme maruz kalmaya zorlama veya bu eylemleri bir kadına yaptırma;
  3. bir genç kızı a bendinde belirtilen eylemlerden herhangi birine zorla maruz bırakma ya da bunları bizzat kendisine yaptırtma.

Madde 39 – Zorunlu kürtaj ve zorunlu kısırlaştırma

Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır:

  1. bir kadına, bilgilendirmeden ve önceden onayı alınmadan kürtaj yapılması;
  2. bir kadının üreme kapasitesini, kendisini usul hakkında bilgilendirmeden ve önceden onayı alınmadan sonlandıracak etkiye sahip cerrahi müdahalede bulunulması.

Madde 40 – Cinsel taciz

Taraf Devletler, özellikle de endişe verici, düşmanca, haysiyet kırıcı, aşağılayıcı veya saldırganca bir ortam yaratarak bir insanın onurunu zedelemek amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran, cinsel nitelikteki her türlü istenmeyen sözlü, sözsüz veya fiziksel davranışın cezai veya diğer yasal yaptırımlara tabi olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 41 – Yardım ve yataklık ve buna yeltenme

  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 33., 34., 35., 36., 37., 38. maddesinin a bendi ve 39. maddeleri uyarınca işlenen suçlarda kasıtlı olarak yardım ve yataklık yapılmasını bir suç olarak tanımlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 35., 36., 37., 38. maddesinin a bendi ve 39. maddeleri uyarınca belirlenen suçları kasıtlı olarak işlemeye yeltenmeyi bir suç olarak tanımlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 42 – Suçların kabul edilemez gerekçeleri; sözde “namus” adına işlenen şuçlar da  dâhil

  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinden herhangi birinin gerçekleşmesini takiben başlatılan cezai işlemlerde kültür, örf ve adet, gelenek veya sözde “namus”un bu eylemlerin gerekçesi olarak kabul edilmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Bunlar arasına, özellikle, mağdurun, kültürel, dinî, toplumsal ya da geleneksel olarak kabul gören uygun davranış normlarını ve âdetlerini ihlal ettiği iddiaları da dâhildir.
  2. Taraf Devletler, herhangi bir kişinin bir çocuğu 1. fıkrada bahsedilen eylemlerden herhangi birini işlemeye tahrik etmiş olmasının söz konusu kişinin gerçekleştirilen eylemlerle ilgili cezai sorumluluğunu azaltmamasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 43 – Cezayı gerektiren suçların uygulanması

Bu Sözleşme uyarınca tanımlanan suçlar, mağdur ile failin arasındaki ilişkinin niteliğine bakılmaksızın uygulanacaktır.

Madde 44 – Yargılama yetkisi

  1. Taraf Devletler bu Sözleşme uyarınca belirlenen herhangi bir suç:
  1. topraklarında; veya
  2. bayrakları bulunan gemilerde; veya
  3. yasalarında kaydı bulunan uçaklarda; veya
  4. vatandaşları tarafından; veya
  5. daimi ikameti kendi topraklarında bulunan bir kişi tarafından

işlendiğinde yargılama yetkisine sahip olmak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme uyarınca kabul edilen her suç,  kendi vatandaşlarından herhangi birine veya daimi ikameti kendi topraklarında bulunan bir kişiye karşı işlendiğinde yargılama yetkisine sahip olmak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri almaya çaba gösterirler.
  2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin  36., 37., 38. ve 39. maddeleri uyarınca kabul edilen suçlar hakkında açılan kovuşturmalarda suçların işlendiği ülkede cezalandırılması koşulunun yargılama yetkisinin önüne geçmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  3. Taraf Devletler, kovuşturmanın suçun mağdurunun yapacağı bildirim ya da suçun işlendiği devletin beyanı üzerine başlatılması koşulunun bu Sözleşme’nin  36., 37., 38. ve 39. maddeleri uyarınca kabul edilen suçlar hakkında açılan kovuşturmalarda 1. fıkranın d ve e bentleri ile ilgili yargılama yetkisinin önüne geçmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  4. Taraf Devletler, fail olduğu iddia edilen kişinin kendi ülkelerinde bulunduğu ve Taraf Devletler’in faili, kendi vatandaşı olduğu ülkeye geri vermemeleri durumlarında bu Sözleşme uyarınca kabul edilen suçlar hakkında yargılama yetkisine sahip olmak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  5. Bu Sözleşme gereğince fail olduğu iddia edilen kişi üzerinde birden fazla Taraf Devletin yargılama yetkisini kullanmayı iddia ettiği durumda, Taraf Devletler, gerekirse, kovuşturma için en uygun yargılamaya karar vermek amacıyla görüşürler.
  6. Uluslararası hukukun genel kuralları saklı kalmak kaydıyla, bu Sözleşme bir Taraf Devletin kendi iç hukukuna göre sahip olduğu herhangi bir cezai yargılama yetkisini dışlamaz.

Madde 45 – Yaptırımlar ve önlemler

  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme uyarınca tanımlanan suçların ciddiyetini dikkate alarak etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımlarla cezalandırılmalarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır. Bu yaptırımlar, ihtiyaç bulunması halinde, suçlunun iadesine neden olabilen özgürlükten yoksun bırakmayı gerektiren kararları da içerir.
  2. Taraf Devletler, faillere yönelik olarak:
  • mahkûmların denetlenmesi ve izlenmesi;
  • mağdurun güvenliğini de içerebilen çocuğun menfaati ilkesi başka bir yolla garanti altına alınamıyorsa velayet hakkının elinden alınması

gibi diğer tedbirleri alabilir.

Madde 46 – Cezayı ağırlaştırıcı nedenler

Taraf Devletler, halihazırda suçun unsurlarından bir kısmını oluşturmuyorlarsa, aşağıdaki koşulların, ilgili iç hukuk kurallarına uygun biçimde, bu Sözleşmede tanımlanan suçlar bağlamında verilecek cezayı ağırlaştırıcı nitelikteki koşullar olarak sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır:

    1. bir suç iç hukuk tarafından tanınan eski veya şimdiki eş ya da partnere karşı ailenin bir ferdi, mağdurla evlilik dışı ilişki yaşayan veya kendi otoritesini kötüye kullanan bir kişi tarafından işlenmişse;
    2. bir suç veya ilgili suçlar mükerreren işlenmişse;
    3. suç, çeşitli şartlar nedeniyle savunmasız durumdaki bir kişiye karşı işlenmişse;
    4. suç, bir çocuğa karşı veya bir çocuğun önünde işlenmişse;
    5. suç, iki ya da daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmişse;
    6. suç işlenmeden önce ya da suç esnasında aşırı düzeyde şiddet uygulanmışsa;
    7. suç, silah kullanılarak veya silahla tehdit ederek işlenmişse;
    8. suç mağdur için ağır fiziksel veya psikolojik hasarla sonuçlanmışsa;
    9. fail, aynı nitelikteki suçlar nedeniyle daha öncesinde mahkum edilmişse.

Madde 47 – Diğer Taraf ülke tarafından onaylanan cezalar

Taraf Devletler bu Sözleşme uyarınca kabul edilen suçlarla ilgili cezaya karar verirken, bir başka Taraf Devlet tarafından verilen nihai cezaların dikkate alınması olanağını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 48 – Zorunlu alternatif çatışma çözümü veya cezalandırma süreçlerinin yasaklanması

  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili olarak, arabuluculuk ve uzlaştırma da dâhil olmak üzere zorunlu alternatif çatışma çözüm süreçlerini yasaklamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, bir para cezası emredildiği takdirde failin mağdura karşı mâli yükümlülüklerini yerine getirip getiremeyeceğini göz önünde bulundurmak üzere gereken yasal ve diğer tedbirleri alır.

Bölüm 6 – Soruşturma, kovuşturma, usul hukuku ve koruyucu önlemler

Madde 48 – Genel yükümlülükler

  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili soruşturma ve yargılamaların usule aykırı bir gecikme olmaksızın görülmesini ve ceza davasının tüm aşamalarında mağdurun haklarının dikkate alınmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’de tanımlanan suçların etkili biçimde soruşturulmasını ve kovuşturulmasını sağlamak üzere, temel insan hakları ilkelerine uygun biçimde ve cinsiyetlendirilmiş şiddet anlayışını göz önünde bulundurarak, gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 50 – Acil müdahale, önleme ve koruma

  1. Taraf Devletler bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerine karşı, sorumlu kolluk kuvvetlerinin mağdurlara yeterli ve acil koruma sunarak derhal ve gerektiği gibi müdahale etmelerini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, sorumlu kolluk kuvvetlerinin bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin önlenmesi ve bunlara karşı koruma sağlanması için, önleyici operasyonel tedbirlerin alınması ve delillerin toplanması da dahil, anında ve gerektiği gibi müdahale etmelerini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

 

Madde 51 – Risk değerlendirmesi ve risk yönetimi

  1. Taraf Devletler, tüm ilgili yetkililerin riski yönetmek ve eğer gerekliyse eşgüdümlü koruma ve destek sağlamak için ölüm riskinin, durumun ciddiyetinin ve şiddetin tekrarlanması riskinin değerlendirilmesinin yapılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler 1. fıkrada bahsedilen değerlendirmenin, usulüne uygun olarak bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinin faillerinin ateşli silah taşıyor olmalarını veya ateşli silaha erişme imkânlarını, soruşturmanın tüm aşamasında ve koruyucu önlemlerin uygulanması sırasında dikkate alan gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 50 – Acil müdahale, önleme ve koruma

Taraf Devletler, yetkili makamların yakın tehlike halinde aile içi şiddet failinin mağdurun veya risk altında olan kişinin ikametini yeterli zaman dilimi içerisinde terk etmesini emretme ve failin mağdurun ikametine girmesini ya da mağdurla veya risk altında olan kişiyle irtibata geçmesini yasaklama yetkisine sahip olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Bu madde gereğince alınacak tedbirlerde, mağdurun veya risk altındaki kişinin güvenliğinin sağlanmasına öncelik verilir.

Madde 53 – Kısıtlama veya koruma kararları

  1. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin mağdurlarının uygun kısıtlama veya koruma kararlarından yararlanmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler 1. fıkrada bahsedilen kısıtlama veya koruma kararlarının:
  • acil koruma sağlamaya yönelik olmasını ve mağdura gereksiz mali veya idari külfet doğurmamasını;
  • belirli bir süre için ya da değiştirilene ya da kaldırılana kadar geçerli olmasını;
  • gerekli olduğunda hemen etki yaratacak şekilde nizasız (ex parte) alınmasını;
  • diğer yargı süreçlerini dikkate almaksızın ya da bunlara ek olarak alınmasını;
  • daha sonra başlatılacak yargı süreçlerine dahil edilmesini

sağlamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.

  1. Taraf Devletler 1. fıkrada saptanan kısıtlama veya koruma emirlerinin ihlallerin etkili, orantılı ve caydırıcı cezai veya diğer yasal yaptırımlara tabi olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 54 – Sorgulamalar ve kanıt

Taraf Devletler herhangi bir hukuk veya cezai davada mağdurun cinsel geçmişi ve davranışıyla ilgili var olan kanıtlara yalnızca davayla ilgili ve gerekliyse izin verilmesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.

Madde 55 – Nizasız (ex parte) ve re’sen (ex officio) yargılama

  1. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 35, 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde tanımlanan suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturmaların, suçun kısmen ya da tamamen kendi topraklarında işlenmiş olması durumunda, mağdurun ifadesine ya da şikayetine bağlı olmamasını ve mağdurun ifadesini ya da şikayetini geri çekmesi durumunda dahi devam edebilmesini sağlar.
  2. Taraf Devletler, kendi iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullara uygun biçimde, bu Sözleşme’de kabul edilen suçlarla ilgili yürütülen soruşturma ve yargılamalarda mağdurun kendi talebi doğrultusunda kamu kuruluşlarından ve hükümet dışı örgütlerden ve aile içi şiddet danışmanlarından yardım ve/ veya destek almasına olanak sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 56 – Koruma önlemleri

  1. Taraf Devletler, sorgulama ve hukuki işlemlerin tüm aşamasında mağdurların haklarını ve menfaatlerini, tanık durumunda olduklarında özel ihtiyaçlarını da dâhil ederek korumak için:
  1. onların aynı zamanda ailelerinin ve tanıkların, gözdağından, misillemeden ve mağdur olma durumunun tekrarlanmasından korunmalarını sağlamak;
  2. mağdurun, en azından kendisinin veya ailesinin tehlikede olabileceği durumlarda, failin kaçtığı ya da geçici veya kati olarak serbest bırakıldığı hakkında bilgilendirilmesini sağlamak;
  3. iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında mağdurlara hakları ve faydalanabilecekleri hizmetler ve şikayetlerinin takibi, masraflar, sorgulama veya davaların genel prosedürü ve onların prosedür içindeki rolleri, ek olarak davalarının sonuçları hakkında bilgi vermek;
  4. mağdurun iç hukuk kurallarının usulüne uygun olarak sesinin duyulmasını, kanıt temin etmesini ve kendi görüşlerini, ihtiyaçlarını ve kaygılarını doğrudan veya bir aracıyla sunmasını ve bunların dikkate alınmasını sağlamak;
  5. mağdurlara haklarının ve menfaatlerinin usule uygun olarak sunulması ve dikkate alınması için uygun destek hizmeti sunmak;
  6. mağdurun özel yaşantısı ve görüntüsünü korumak için tedbirlerin alınmasını sağlamak;
  7. mağdur ve failler arasındaki iletişimin mahkemede ve kolluk kuvvetlerinin mevkiinde, mümkün olduğu ölçüde önlenmesini sağlamak;
  8. davaya taraf olarak katılan ya da kanıt sunan mağdurlara bağımsız ve yetkin çevirmenler sağlamak;
  9. iç hukuk kurallarına uygun biçimde, mağdurun esasen mevcut ve uygun iletişim teknolojilerinden yararlanarak mahkeme salonuna gitmeden ya da en azından fail olduğu iddia edilen kişinin mahkeme salonunda bulunmadığı bir ortamda ifade vermesini sağlamak

üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

  1. Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağduru ve tanığı olan bir çocuğa, çocuğun yararı ilkesini dikkate alarak uygun durumlarda özel koruma önlemleri sağlanacaktır.

Madde 57 – Adli yardım

Taraf Devletler, mağdurların iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında hukuki yardım ve ücretsiz adli yardım alma hakkını temin eder.

Madde 58 – Zaman aşımı

Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde tanımlanan suçlarla ilgili yasal işlemlerin başlatılması için öngörülen zaman aşımı süresinin, mağdurun reşit olmasından sonra etkili bir dava sürecini başlatmaya olanak tanıyacak şekilde, yeterli bir süre devam etmesini ve suçun ağırlığıyla orantılı sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Bölüm 7 – Göç ve sığınma

Madde 59 – Oturma izni

  1. Taraf Devletler, ikametgâh durumu iç hukuk tarafından tanınan eş veya partnere bağlı olan mağdurlara, evliliğin veya ilişkinin bozulması durumunda özellikle zor koşullarda, başvuru üzerine, evliliğin ya da ilişkinin süresini dikkate almaksızın özerk oturma izninin verilmesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Özerk oturma izninin verilmesine ve süresine ilişkin koşullar iç hukuk tarafından belirlenir.
  2. Taraf Devletler ikametgâh durumu iç hukuk tarafından tanınan eş veya partnere bağlı olan mağdurların ikametgah nedeniyle başlatılan sınır dışı işlemlerini özerk oturma izni için başvurmalarına olanak sağlayacak şekilde durdurabilmelerini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  3. Taraf Devletler, aşağıdaki durumlardan biri veya her ikisi birden söz konusu olduğunda mağdurlara yenilenebilir oturma izni verir:
  1. yetkili makam mağdurların, kişisel durumlarının bir gereği olarak kalmalarının gerekli olduğunu uygun bulduğu taktirde;
  2. yetkili makam mağdurların, soruşturma veya cezai işlemler sırasında yetkili makamlarla işbirliği içinde olmaları amacıyla kalmalarının gerekli olduğunu uygun bulduğu taktirde.
  1. Taraf Devletler evlilik amacıyla başka bir ülkeye getirilen ve sonucunda daimi olarak yaşadıkları ülkenin oturma iznini kaybeden zorla evlilik mağdurlarına, izinlerini geri alabilmelerini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 60 – Cinsiyete dayalı sığınma talebi

  1. Kadına yönelik cinsiyete dayalı şiddetin, Mültecilerin Statüsüne İlişkin 1951 Sözleşmesi 1A(2) Maddesi anlamında zulüm olarak ve tamamlayıcı/ ikincil korumayı gerektiren ciddi hasar biçimi olarak tanınabilmesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler, Sözleşme’de tanımlanan tüm gerekçelerin toplumsal cinsiyete duyarlı bir şekilde yorumlanmasını ve bu gerekçelerden herhangi biri ya da bir kaçı nedeniyle zulüm görme tehdidi söz konusuysa başvuru sahiplerine, yürürlükteki ilgili araçlarla mülteci statüsünün tanınmasını güvence altına alır.
  3. Taraf Devletler sığınma başvurusu yapanlar için toplumsal cinsiyete duyarlı kabul usullerini ve destek hizmetlerini ve yanı sıra toplumsal cinsiyet yönergelerini ve mülteci statüsünün belirlenmesi ve uluslararası koruma için başvuruyu da kapsayan, toplumsal cinsiyete duyarlı sığınma usullerini geliştirmek için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.

Madde 61 – Geri göndermeme

  1. Taraf Devletler, uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülükleri uyarınca geri göndermeme ilkesinin tanınması için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Taraf Devletler statüsü ve ikametine bakılmaksızın korumaya muhtaç kadına yönelik şiddet mağdurlarının hayatlarının risk altında olabileceği ya da işkenceye veya insanlık dışı muameleye veya cezalandırılmaya maruz kalabilecekleri hiçbir ülkeye hiçbir durum altında iade edilmeyeceklerini güvence altına almak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.

Bölüm 8 – Uluslararası İşbirliği

Madde 62- Genel ilkeler

  1. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin hükümleri uyarınca, medeni ve cezai konulardaki işbirliğinin ilgili uluslararası ve bölgesel araçlarının uygulanması ve iç hukuk kuralları ile karşılıklı mevzuatlarına dayanarak kararlaştırılan düzenlemeler vasıtasıyla aşağıda belirtilen amaçlar dâhilinde, mümkün olan en geniş kapsamda işbirliği yapar:
  1. bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin önlenmesi ve şiddete karşı mücadele edilmesi;
  2. mağdurların korunması ve mağdurlara yardım sağlanması;
  3. Sözleşme uyarınca kabul edilen suçlarla ilgili soruşturmalar ya da yargılamalar;
  4. Koruma emirleri de dahil, Taraf Devletlerin yargı makamlarınca verilen hukuk ya da ceza kararlarının uygulanması.
  1. Taraf Devletler, Sözleşme uyarınca kabul edilen, ikamet ettikleri ülke haricinde başka bir Taraf Devlet’in topraklarında işlenen suçlardan mağdur olanların, ikamet ettikleri devletin yetkili makamlarından önce şikâyette bulunmalarını sağlamak için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
  2. Bu sözleşmeye taraf bir başka Taraf Devlet tarafından hukuk ya da ceza davalarında verilen kararların uygulanması ya da suçluların iadesi ve suçla mücadelede anlaşma temelinde karşılıklı işbirliği yapan bir taraf Devlet, bu Sözleşmede tanımlanan suçlarla ilgili olarak hukuk ya da ceza davalarında verilen kararların uygulanması ya da suçluların iadesi ve suçla mücadele konusunda henüz böyle bir anlaşma yapmadığı bir Taraf Devletten böyle bir işbirliği talebi aldığında, karşılıklı işbirliği için bu Sözleşmenin esas alınmasını dikkate alabilir.
  3. Taraf Devletler, 18. maddenin 5. paragrafı uyarınca mağdurların korunmasını kolaylaştırmak amacıyla üçüncü devletler ile ikili ve çok taraflı anlaşmalar da dahil olmak üzere, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve şiddetle mücadeleyi üçüncü ülkelerin yararlandığı kalkınma amaçlı yardım programlarına, ihtiyaç bulunması halinde, entegre etmeye çalışır.

 

Madde 63 – Risk altındaki kişilerle ilgili tedbirler

Bir Taraf Devlet’in, başka bir taraf ülke topraklarında yaşayan bir kişinin bu Sözleşme’nin 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde belirtilen bir şiddet eylemine her an maruz kalma riskinin olduğuna dair makul sebepleri varsa, bilgisi olan bu Taraf Devletin gerekli koruma önlemlerinin alınmasını sağlamak amacıyla elindeki bilgileri gecikmeden, bahsedilen kişinin sınırları içerisinde olduğu ülkeye iletmesi teşvik edilmektedir. Uygulanabildiği yerde, bu bilgi, risk altındaki kişinin yararı için mevcut koruma önlemleri hakkında ayrıntılı bilgi içermelidir.

Madde 64  – Bilgi Edinme

  1. Gerekli önlemlerin alınmasının talep edildiği Taraf Devlet, bu önlemlerin alınmasını talep eden Taraf Devlet’i bu madde altında yapılan eylemin nihai sonucu konusunda hızlı bir şekilde bilgilendirmelidir. Gerekli önlemlerin alınmasının talep edildiği Taraf Devlet, istenilen önlemlerin uygulanmasını imkânsız kılan ya da bu önlemlerin uygulanmasının gecikmesi muhtemel olduğu durumlarda da önlemlerin alınmasını talep eden Taraf Devlet’i derhal bilgilendirmelidir.
  2. Taraf Devlet, önceden talep olmadan, kendi iç hukuk sınırları içerisinde, kendi yaptığı soruşturma çerçevesinde edindiği bilgiyi, bu bilginin diğer Taraf Devlet’e bu Sözleşme uyarınca kabul edilen ve ceza gerektiren suçları önlemede, soruşturma başlatma ve yürütmede, bu tür ceza gerektiren suçların kovuşturmasında yardımcı olabileceğini düşündüğünde ya da kendi soruşturması kapsamında edindiği bu bilginin bu madde altında diğer Taraf Devlet tarafından işbirliği talebine yol açacağını düşündüğünde, edindiği bilgiyi diğer ülkeye iletebilir.
  3. 2 paragraf uyarınca konuyla ilgili herhangi bir bilgi alan Taraf Devlet, bu bilgileri, uygun görüldüğünde davanın açılması için ya da bu bilginin ilgili medeni ve cezai davalarda dikkate alınması için kendi ülkesindeki yetkili makamlarına ibraz etmelidir.

Madde 65 – Veri Koruma

Kişisel bilgiler, Taraf Devletlerin Kişisel Verilerin Otomatik İşlemden Geçirilme Sürecinde Bireylerin Korunması Hakkında Sözleşme (ETS No.108) altındaki yükümlülüklerine uygun biçimde saklanmalı ve kullanılmalıdır.

 

Bölüm 9 – İzleme mekanizması

Madde 66 – Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddete karşı uzman eylem grubu

  1. Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddete karşı uzman eylem grubu (bundan sonra “GREVIO” olarak geçecek olan) Sözleşme’nin Taraf Devletler’ce uygulanmasını izleyecektir.
  2. GREVIO, cinsiyet ve coğrafi dağılım dengesine ek olarak çok disiplinli uzmanlık bilgileri de dikkate alınarak en az 10, en fazla 15 üyeden oluşur. Üyeleri, Taraflar Komitesi tarafından Taraf Devletler’ce aday gösterilenler arasından, dört yıl boyunca bir kez yenilenebilir şekilde ve Taraf Devletler’in vatandaşları arasından seçilir.
  3. İlk başta 10 üyenin seçimi, bu Sözleşme’nin yürürlüğe girmesini izleyen bir yıl içerisinde yapılır. Ek beş üyenin seçimi 25. onay veya katılımı takiben yapılır.
  4. GREVIO üyelerinin seçimi aşağıdaki ilkelere bağlıdır:
  1. üyeler, insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet, mağdurların korunması ve onlara yardımcı olma alanında yetkinliğe sahip olarak bilinen yüksek ahlaki karaktere sahip olan veya bu Sözleşme kapsamında belirlenen alanlarda profesyonel deneyimini göstermiş olan kişiler arasından şeffaf bir prosedür içerisinde seçilir;
  2. GREVIO’nun (herhangi) iki üyesi aynı ülkenin vatandaşı olamaz;
  3. üyeler temel yasal sistemleri temsil etmelidirler;
  4. üyeler kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet alanında ilgili aktör ve organları temsil etmelidirler;
  5. üyeler kendi şahsi sıfatlarıyla görev yaparlar. Görevlerini yerine getirirken bağımsız ve tarafsızdırlar ve görevlerini etkili bir şekilde yerine getirmeye hazırdırlar.
  1. GREVIO’nun üyelerinin seçim prosedürü, Sözleşme’nin yürürlüğe girmesini takiben altı ay içerisinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından, Taraf Devletlerle istişare edildikten ve oybirliği sağlandıktan sonra belirlenir.
  2. GREVIO kendi iç tüzüğünü kendisi belirler.
  3. GREVIO üyeleri ve 68. maddenin 9. ve 14. fıkralarında düzenlendiği gibi ülke ziyaretleri gerçekleştiren heyetlerin diğer üyeleri, Sözleşme’nin ek bölümünde kabul edilen imtiyaz ve muafiyetlerden yararlanırlar.

Madde 67 – Taraf Devlet Komitesi

  1. Taraf Devlet Komitesi, Taraf Devletler’in Sözleşme’deki temsilcilerinden oluşur.
  2. Taraf Devlet Komitesi, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından toplanır. Komite’nin ilk toplantısı GREVIO üyelerini seçmek için Sözleşme’nin yürürlüğe girmesini takiben 1 yıl içerisinde yapılır. Sonrasında Komite, Taraf Devletlerin 3’te 1’i, Taraf Devlet Komitesi’nin Başkanı veya Genel Sekreter talep ettiği zaman toplanır.
  3. Taraf Devlet Komitesi kendi iç tüzüğünü kendisi yapar.

Madde 68 – İç tüzük

  1. Taraf Devletler, GREVIO tarafından incelenmek üzere Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne bu Sözleşme hükümlerine etkililik kazandırmak için aldıkları hukuki ve diğer tedbirleri içeren GREVIO tarafından hazırlanan soru formuna dayanan raporu sunar.
  2. GREVIO, 1. fıkra uyarınca sunulan raporu, Taraf Devlet’in ilgili temsilcileriyle birlikte inceler.
  3. Sonraki değerlendirme usulleri, uzunluğuna GREVIO tarafından karar verilen dönemlere ayrılır. Her dönemin başında GREVIO, değerlendirme usulünün dayandığı belirli hükümleri seçer ve soru formu gönderir.
  4. GREVIO izleme usulünü tamamlamak için uygun araçları tanımlar. GREVIO özellikle her değerlendirme süreci için, Taraf Devletler tarafından değerlendirme usulünün uygulanmasının gerekçesi olarak hizmet edecek anketi kabul eder. Soru formu, tüm Taraf Devletler tarafından ele alınır. Taraf Devletler soru formuna ek olarak GREVIO’dan gelen daha başka bilgi talebine yanıt verir.
  5. GREVIO, Sözleşme’nin uygulaması hakkında ilgili hükümet dışı örgütlerden ve sivil toplumdan ek olarak ulusal kurumlardan insan haklarının korunması amacıyla bilgi alabilir.
  6. GREVIO Sözleşme’nin alanına giren diğer bölgesel ve uluslararası belgelerden ve birimlerden alınan mevcut bilgilere gereken önemi gösterir.
  7. Her değerlendirme dönemi için soru formu kabul edildiğinde GREVIO, mevcut verilere ve Sözleşme’nin 11. maddesinde bahsedildiği gibi Taraf Devletler’deki araştırmalara gereken önemi gösterir.
  8. GREVIO, Sözleşme’nin uygulamasıyla ilgili Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Parlamenter Meclisi ve Avrupa Konseyi’nin diğer ilgili uzmanlaşmış birimlerinden, ek olarak diğer uluslararası belgelere referansla kurulan birimlerden bilgi alabilir. Bu birimlere sunulan şikâyetler ve bunların çıktıları GREVIO’ya ulaştırılacaktır.
  9. GREVIO, ulusal makamlarla işbirliği içerisinde ve bağımsız ulusal uzmanların yardımıyla, edinilen bilginin yetersiz olmasına veya 14. fıkranın öngördüğü durumlara bağlı olarak ülke ziyaretlerleri organize eder. GREVIO ziyaretler boyunca belirli alanlarda uzmanlaşmış kişiler tarafından desteklenebilir.
  10. GREVIO Sözleşme hükümlerinin uygulanmasına ait değerlendirmelere dayanan analizleri içeren bir rapor taslağı hazırlar, ek olarak taslağın öneri ve teklifleri, ilgili Taraf Devlet bakımından belirlenen sorunları ele alabilir. Değerlendirmeye tabii tutulan rapor taslağı, Taraf Devlet’e yorumlarını almak için iletilir. Raporun yayımlanmasında Taraf Devlet’in yorumları dikkate alınır.
  11. Taraf Devletler tarafından gelen yorumlar ve alınan bilgilere dayanarak GREVIO, Taraf Devlet tarafından Sözleşme’nin hükümlerini uygulamak için alınan tedbirleri içeren kendi rapor ve elde ettiği sonuçları yayınlar. Bu rapor ve varılan sonuçlar ilgili Taraf Devlet’e ve Taraf Devletler Komitesi’ne gönderilir. Rapor ve GREVIO’nun vardığı sonuçlar, Taraf Devlet’in nihai yorumlarıyla birlikte, bunların kabulü sırasında yapıldığı gibi, kamuya açıklanır.
  12. 1. ilâ 8. fıkraların hükümleri saklı kalmak üzere, GREVIO’nun raporu ve vardığı sonuçlara dayanarak Taraf Devletler Komitesi, Taraf Devlet’e yönelik (a) GREVIO’nun vardığı sonuçların uygulanması için alınan tedbirlerle ilgili, eğer gerekliyse tedbirlerin uygulamalarıyla ilgili bilgilerin sunulması için bir zaman belirleyerek ve (b) Taraf Devlet ile Sözleşme’nin gerektiği şekilde uygulanması için işbirliğini geliştirme amacıyla tavsiyeler yayınlar.
  13. GREVIO, Sözleşme’yle ilgili ciddi ihlalleri önlemek ya da boyutunu veya sayısını azaltmak için acil dikkat gerektiren sorunların var olduğu bir duruma işaret eden güvenilir bilgiler aldığında, kadına yönelik ciddi, büyük veya süreğen şiddet biçimlerinin önlenmesi için alınan tedbirlere ilişkin özel bir raporun acilen sunulmasını talep edebilir.
  14. İlgili Taraf Devlet tarafından sunulan bilgiler göz önüne alınarak, ek olarak daha başka güvenilir bilgi bulunduğunda, GREVIO soruşturma yürütülmesi ve acilen GREVIO’ya raporlanması için bir veya birden fazla üyesini belirler. Gerekli bulunduğu takdirde ve Taraf Devlet’in rızasıyla soruşturma, Taraf Devlet’e ziyareti içerebilir.
  15. 14. fıkrada belirtilen soruşturmada elde edilen bulgular incelendikten sonra GREVIO, bu bulguları ilgili Taraf Devlet’e ve ihtiyaç bulunması halinde Taraf Devletler Komitesi’ne ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne diğer yorum ve tavsiyelerle birlikte iletir.

Madde 69 – Genel tavsiyeler

GREVIO ihtiyaç bulunması halinde Sözleşme’nin uygulanması hakkında genel tavsiyeleri kabul eder.

Madde 70 – İzlemeye parlamenter katılım

  1. Ulusal parlamentolar, Sözleşme’nin uygulanması içi alınan tedbirlerin izlenmesine katılmaları için davet edilebilir.
  2. Taraf Devletler GREVIO’nun raporlarını kendi ulusal parlamentolarında sunabilir.
  3. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Sözleşme’nin uygulanmasını değerlendirmek için düzenli olarak davet edilir.

Bölüm 10 – Diğer uluslararası belgelerle olan ilişki

Madde 71 – Diğer uluslararası belgelerle olan ilişki

  1. Bu Sözleşme, Sözleşme’ye Taraf Devletlerin taraf olduğu veya olacağı ve bu Sözleşme’nin hükmettiği meselelerdeki hükümleri içeren diğer uluslararası belgelerden kaynaklı yükümlülükleri etkilemez.
  2. Bu Sözleşme’ye Taraf Devletler, Sözleşme’nin hükümlerini tamamlamak veya güçlendirmek ya da somutlaştırılan ilkelerin uygulanmasını kolaylaştırmak amacıyla bu Sözleşme’de değinilen meselelerde birbirleriyle iki ya da çok taraflı anlaşmalar yapabilir.

Bölüm 11 – Sözleşme’de değişiklikler

Madde 72- Değişiklikler

  1. Taraf Devlet tarafından sunulan Sözleşme’deki her değişiklik önerisi, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne iletilir ve kendisi tarafından Avrupa Konseyi üye ülkelerine, her imzalayan Devlet’e, Taraf Devlet’e, Avrupa Birliği’ne ve 75. madde hükümleri uyarınca bu Sözleşme’yi imzalamaya çağrılan her devlete ve 76. madde hükümleri uyarınca bu Sözleşme’yi kabul etmeye çağrılan her devlete yönlendirilir.
  2. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi üyesi olmayan Sözleşme’nin Taraf Devletleri’nin görüşüne başvurduktan sonra değişiklik önerisini dikkate alır ve Avrupa Konseyi Statüsü’nün 20. maddesinin d fıkrasında öngörüldüğü gibi çoğunluğa göre değişikliği kabul eder.
  3. 2. fıkra uyarınca Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilen her değişiklik metni, kabul için Taraf Devletlere iletilir.
  4. 2. fıkra uyarınca kabul edilen her değişiklik, tüm Taraf Devletlerin, Genel Sekreter’i değişikliği kabul ettikleri hakkında bilgilendirdiği tarihten sonraki bir aylık süre sonunu takiben ayın ilk günü yürürlüğe girer.

Bölüm 12 – Son hükümler

Madde 73 – Sözleşme’nin etkileri

Bu Sözleşme’nin hükümleri, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadelede kişilere daha uygun haklar sağlayan iç hukuk hükümlerine ve yürürlükte olan veya yürürlüğe konabilecek olan bağlayıcı uluslararası belgelere halel getirmez.

Madde 74 –  Uyuşmazlığın çözümü

  1. Taraf Devletler, Sözleşme’nin uygulanması veya yorumlanması sırasında doğabilecek her uyuşmazlığı müzakere, uzlaşma, hakemlik gibi araçlarla veya karşılıklı anlaşmayla kabul edilen diğer barışçı çözüm yollarıyla çözmek için çaba göstereceklerdir.
  2. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Taraf Devletlere, uyuşmazlık sırasında kullanmak için üzerinde mutabakata varmaları koşuluyla çözüm yöntemleri sağlayabilir.

Madde 75 – İmzalama ve yürürlüğe girme

  1. Bu Sözleşme Avrupa Konseyi üyelerinin ve Sözleşme’nin hazırlanmasına katılan üye olmayan ülkelerin ve Avrupa Birliği’nin imzasına açıktır.
  2. Bu Sözleşme kabule veya onaya tabidir. Kabul veya onay belgeleri Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne verilir.
  3. Bu Sözleşme 2. fıkranın hükümleri uyarınca, Sözleşme tarafından bağlı kılınma rızalarını açıklayan en az sekizi Avrupa Konseyi üyesi olan on Devlet tarafından imzalanmasından sonraki üç aylık süre sonunu takiben ayın ilk günü yürürlüğe girer.
  4. 1. fıkrada bahsedilen, sonradan Sözleşme tarafından bağlı kılınma rızasını açıklayan her devlet ve Avrupa Birliği açısından Sözleşme, kabul veya onay belgelerinin verildiği tarihten sonraki üç aylık süre sonunu takiben ayın ilk günü yürürlüğe girer.

Madde 76 – Sözleşme’ye katılım

  1. Sözleşme yürürlüğe girdikten sonra, Taraf Devletlerin Sözleşme’yi istişare etmelerinin ve oybirliğinin sağlanmasının ardından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi’ne üye olmayan ve Sözleşme’nin hazırlanmasına katılmamış olan herhangi bir devleti, Avrupa Konseyi Statüsü’nün 20. maddesinin d fıkrası gereğince oyçokluğuyla ve Bakanlar Komitesi’ne katılmaya yetkili Taraf Devlet temsilcilerinin oybirliğiyle Sözleşme’yi kabul etmesi için davet edebilir.
  2. Kabul eden her devlet açısından Sözleşme, katılım belgesinin Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne verilmesinden sonraki üç aylık süre sonunu takiben ayın ilk günü yürürlüğe girer.

Madde 77 – Ülkelerde uygulama

  1. Her devlet veya Avrupa Birliği, imza sırasında veya kabul, onay veya katılım belgelerini verirken Sözleşme’nin uygulanacağı bölgeyi veya bölgeleri belirtebilir.
  2. Herhangi bir Taraf Devlet, daha sonraki bir tarihte Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildirimle, uluslararası ilişkilerinden sorumlu olduğu veya sorumluluğunu üstlendiği ve bildirimde belirtilen ülkelerin dışındaki bölgelerde bu Sözleşme’yi uygulayacağını belirtebilir. Bu gibi bir ülke açısından Sözleşme, böyle bir bildirimin Genel Sekreter tarafından alınmasından sonraki üç aylık sürenin bittiği ayı takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girer.
  3. Önceki iki fıkranın altında yapılan her bildirim, böyle bir bildirimde belirtilen her ülke açısından Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapılacak bir bildirimle geri çekilebilir. Geri çekilme, böyle bir bildirimin Genel Sekreter tarafından alınmasından sonraki üç aylık sürenin bittiği ayı takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girer.

Madde 78 – Çekinceler

  1. 2. ve 3. fıkralarda öngörülen istisnalar dışında, bu Sözleşme’nin hükümleri açısından hiçbir çekince konulamaz.
  2. Her devlet veya Avrupa Birliği imza sırasında veya kabul, onay veya katılım belgelerini verirken Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildiriyle;
  • Madde’nin 2. fıkrası;
  • Madde’nin 1. fıkrasının e bendi ve 3. ve 4. fıkraları;
  • Küçük suçlarla ilişkili olarak 35. Madde bağlamında 55. Madde’nin 1. paragrafı
  • , 38., ve 39. Madde’ler bağlamında 58. Madde;
  • Madde

hükümlerini uygulamama veya sadece özel vaka ya da durumlarda uygulama hakkını saklı tutacağını belirtebilir.

  1. Her devlet veya Avrupa Birliği, imza sırasında veya kabul, onay veya katılım belgelerini verirken Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildiriyle, 33. ve 34. maddelerde bahsedilen davranışlar için cezai yaptırımlar yerine cezai olmayan yaptırımlar sağlama hakkını saklı tutacağını belirtebilir.
  2. Her Taraf Devlet yaptığı çekinceyi, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildiriyle tümüyle ya da kısmen geri çekebilir. Bu bildiri Genel Sekreter tarafından alındığı tarihte yürürlüğe girer.

Madde 79 – Geçerlilik ve çekincelerin gözden geçirilmesi

  1. 78. maddenin 2. ve 3. fıkralarında bahsi geçen çekinceler, Sözleşme’nin ilgili Taraf Devlet açısından yürürlüğe girdiği günden itibaren 5 yıl boyunca geçerlidir. Ancak, söz konusu çekinceler aynı süreyle geçerli olacak şekilde yenilenebilir.
  2. Çekincenin bitiş tarihinin 18 ay öncesinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği, ilgili Taraf Devlet’e bitiş tarihini bildirecektir. Bitiş tarihinden en geç üç ay önce Taraf Devlet, çekincesinin devam ettiğini, değiştirildiğini veya geri çekildiğini Genel Sekreter’e bildirir. İlgili Taraf Devlet’in böyle bir bildirimde bulunmaması durumunda Genel Sekreterlik, Taraf Devlet’i, çekincesinin otomatik olarak 6 aylık bir süreye uzatıldığı hakkında bilgilendirir. Taraf Devletin bu sürenin bitimine kadar çekincesini devam ettirme veya değiştirme niyetini bildirmemesi durumunda çekincenin zaman aşımına uğrar.
  3. Bir Taraf Devlet 78. maddenin 2. ve 3. paragrafı uyarınca çekince koyuyorsa, çekincenin yenilenmesinden önce veya talep üzerine, çekincenin devam etmesini meşru kılan nedenleri içeren bir açıklamayı GREVIO’ya iletir.

Madde 80 – Fesih

  1. Her Taraf Devlet istediği zaman Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildiriyle bu Sözleşme’yi feshedebilir.
  2. Bu tür fesihler bildirinin Genel Sekreter tarafından alınmasından sonraki üç aylık süre sonunu takiben ayın ilk günü yürürlüğe girer.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Avrupa Konseyi üye devletlerine, işbu Sözleşmenin hazırlanmasına katılan üye olmayan devletlere, her imzacıya, herhangi bir Tarafa, Avrupa Birliği’ne işbu Sözleşmeye katılmaya davet edilen herhangi bir Devlete:

  1. Herhangi bir imza;
  2. Herhangi bir kabul, onay, onama veya katılım belgesi teminatı;
  3. ve 76. Maddelere uygun olarak bu Sözleşmenin yürürlüğe gireceği herhangi bir tarih;
  4. Maddeye uygun olarak yapılan herhangi bir değişiklik ve yapılan değişikliğin yürürlüğe girme tarihi;
  5. Madde gereğince yapılan herhangi bir çekince veya çekincenin geri çekilmesi
  6. Maddenin hükümleri gereğince yapılan herhangi bir fesih;
  7. İşbu Sözleşmeye yönelik herhangi bir eylem, bildirim veya haberleşmeyi bildirir.

 

Yukarıdaki hususları tasdiken, aşağıda imzaları bulunan usulünce yetkili kılınmış temsilciler, işbu Sözleşme’yi imzalamıştır.

 

İşbu Sözleşme, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da, her iki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere İngilizce ve Fransızca olarak, Avrupa Konseyi arşivlerinde muhafaza edilecek tek nüsha olarak imzalanmıştır. Onaylı nüshaları Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından Avrupa Konseyi üyelerine, işbu Sözleşmenin hazırlanmasına katılmış üye olmayan devletlere, Avrupa Birliği’ne ve bu Sözleşme’nin hazırlanmasına katılan üye olmayan devletlere, Avrupa Birliği’ne ve Sözleşme’ye katılmaya davet edilen her devlere gönderilir.

 EK-İMTİYAZ VE MUAFİYETLER

(Madde 66)

  1. Bu ek, Sözleşme’nin 66.maddesindeki bahsedilen GREVIO üyelerine ve ülke ziyaret heyetlerinin diğer üyelerine uygulanır. Bu ekin amacı bakımından “ülke ziyareti heyetlerinin diğer üyeleri” terimi Sözleşme’nin 68.maddesinin 9.parağrafında bahsedilen bağımsız ulusal uzmanları ve mütehassısları, Avrupa Konseyi personelini ve Avrupa Konseyi tarafından istihdam edilerek GREVIO’ya ülke ziyaretleri boyunca eşlik eden tercümanları kapsar.
  2. GREVIO üyeleri ve ülke ziyareti heyetlerinin diğer üyeleri ülke ziyaretlerinin hazırlanması ve gerçekleştirmesi ile ilgili görevlerine yerine getirirken veya bunların izleyen görevlerle ilişkili olarak yolculuk ederken aşağıdaki imtiyaz ve muafiyetlerden yararlanır:
  3. şahsi tutuklama veya gözaltına alınmadan ve kişisel eşyalarının haczinden ve resmi yetkili sıfatıyla hareket ederken söyledikleri ya da yazdıkları ifadeler veya gerçekleştirdikleri eylemlerden dolayı yasal işlemlerden muafiyet;
  4. ikamet ettikleri ülkelerine giriş ve çıkışlarda ve görevlerine yerine getirdikleri ülkeye giriş ve çıkışlarda hareket serbestliği üzerindeki her türlü kısıtlamadan ve görevlerini yaparken ziyaret ettikleri veya geçtikleri ülkelerde yabancıların tabi oldukları kayıt işlemlerinden muafiyet.
  5. Görevlerinin yerine getirilmesiyle ilgili seyahatleri sırasında, GREVIO üyeleri ve ülke ziyareti heyetlerinin diğer üyeleri gümrük ve döviz denetim kontrollerinde yabancı hükümetlerin geçici resmi görevlisi olan temsilcilerine tanınan kolaylıklardan yararlanırlar.
  6. Sözleşme’nin uygulanmasının değerlendirilmesiyle ilgili GREVIO üyeleri ve ülke ziyareti heyetlerinin diğer üyeleri tarafından taşınan belgelerin, GREVIO’nun faaliyetiyle ilgili olduğu sürece, dokunulmazlıkları ihlal edilemez. GREVIO’nun resmi yazışmalarıyla veya GREVIO üyelerinin ve ülke ziyareti heyetlerinin diğer üyelerinin resmi haberleşmeleri hiçbir engelleme veya sansüre tabi tutulamaz.
  7. GREVIO ve ülke ziyareti heyetlerinin diğer üyeleri için tam bir konuşma özgürlüğü ve görevlerinin yerine getirilmesinde tam bir bağımsızlık temin etmek amacıyla, söz konusu kişilerin görevleri sona ermiş olsa dahi, görevlerinin ifşası sırasındaki sözlü ve yazılı ifadeleri ve her türlü fiilleri bakımından yasal işlemlerden muaf tutulurlar.
  8. İmtiyaz ve muafiyetler, bu ekin 1. paragrafında bahsedilen kişilere kendi şahsi çıkarları için değil görevlerinin GREVIO’nun çıkarları için yerine getirilmesini güvence altına almak üzere tanınmıştır. Bu ekin 1. paragrafında bahsedilen kişilerin ayrıcalıklarının kaldırılması, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından, muafiyetin adaleti engelleyici olduğu kanaatine vardığı herhangi bir halde ve muafiyetin GREVIO’nun çıkarlarına halel getirmeden kaldırılabileceği hallerde yapılır.

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi

Kadınlara Yönelik Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete İlişkin

35 sayılı Tavsiye Kararı

CEDAW/C/GC/35

14 Temmuz 2017

 (19 sayılı Tavsiye Kararı’nın Güncellemesi)

Komite, bu genel tavsiye kararının oluşturulmasında, yüzü aşkın sivil toplum örgütü ve kadın kuruluşları, taraf devletler, akademisyenler, BM makamları ve diğer ilgili makamların görüşleri ve yorumları ile sağladıkları değerli katkıları takdir etmektedir.

Komite, aynı zamanda, Kadınlara Yönelik Şiddet Özel Raportörü’nün bu çalışmaya ve belgeye sunduğu katıkılardan ötürü şükranlarını sunar.

  1. Giriş
  2. Komite tarafından 1992 yılında gerekleştirdikleri 11. Oturumda kabul edilen 19 sayılı Tavsiye kararında, Sözleşme’nin 1. Maddesi’nde tanımlandığı üzere kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı bir şiddettir. Şöyle ki, “kadına, kadın olduğu için yöneltilen veyahut orantısız bir biçimde kadınları etkileyen şiddet, kadınların insan haklarının ihlalidir”.
  3. 25 yılı aşkın süredir, taraf devletlerin uygulamaları, Komite’nin yorumunu teyit eder niteliktedir. Uygulamanın teamül hukukuna uygun olması gerekliliği (opinio juris) ve devletlerin uygulamaları, toplumsal cinsiyete dayalı kadına yönelik şiddetin yasaklanmasının uluslararası teamül hukuku ilkesine evrildiğini ortaya koymaktadır. 19 sayılı Tavsiye Kararı, bu süreçte kilit bir hızlandırıcı niteliğindedir.
  4. Bu gelişmeler ile Kadına Yönelik Şiddet BM Özel Raportörü’nün çalışmaları, bu çalışmaların neden ve sonuçları, insan hakları örgütlerinin çalışmaları ve özel prosedürleri göz önünde bulundurarak, Komite, 19 sayılı tavsiye kararının kabul edilişinin 25. Kuruluş yıldönümünde, taraf devletlere, toplumsal cinsiyete dayalı kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasını hızlandırmayı amaçlayan ilave bir rehberlik sağlama kararı almıştır.
  5. Komite, sivil toplumun, özellikle de kadın konusunda çalışan sivil toplum örgütlerinin, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılmasını öncelikli tuttuklarının ve bu örgütlerin faaliyetlerinin, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmesine ve bu sorunu çözmek için kanunların ve politikaların kabul edilmesine katkıda bulunmak suretiyle, önemli bir sosyal ve siyasi etkiye sahip olduğunu kabul eder.
  6. 5. Komite’nin sonuç tespitleri ve takip eden prosedürler, genel tavsiyeler, açıklamalar, görüşler ve Sözleşme’ye ek ihtiyari protokolde yer alan bilgiler ve araştırmalar, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin her türünü, her nerede meydana gelirse gelsin kınamaktadır. Bunlar, aynı zamanda, bu tür şiddetin ortadan kaldırılması ve bu bağlamda taraf devletlerin yükümlülükleri hususlarındaki standartlara açıklık getirmektedir.
  7. 6. Bu gelişmelere rağmen, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, ister devletler, hükümetlerarası örgütler, ister özel şahıslar ve silahlı gruplar da dahil devlet dışı aktörler tarafından gerçekleştirilsin, tüm dünya ülkelerinde yaygınlığını sürdürmekte ve büyük ölçüde cezasız kalmaktadır. Bu şiddet türü, çeşitli, birbiriyle bağlantılı ve tekrar eden şekillerde, özel alandan kamusal alana teknoloji aracılıklı yerler de dahil olmak üzere pek çok farklı yerde kendini göstermekte ve modern küresel dünyada ulusal sınırları aşmaktadır.
  8. 7. Pek çok devlette, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti düzenleyen mevzuat ya yoktur, ya yetersizdir ve/veya uygulamada yetersizlikler mevcuttur. Çoğunlukla gelenek, kültür, din veyahut köktenci ideolojiler adına meşru kılınan ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığı veya şiddeti ortadan kaldıracak hukuki ve politik çerçevelerin erozyonu, ekonomik ve finansal krizlerin ardından kamu harcamalarında genellikle “tasarruf tedbirlerinin” parçası olarak gidilen kesintiler, devletin tepkilerini daha da zayıflatmaktadır. Demokratik alanların daralması ve neticesinde hukukun üstünlüğünün kötüye gitmesi bağlamında, tüm bu faktörler kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin yaygınlaşmasına imkan tanımakta ve şiddetin cezasız kaldığı bir kültürün oluşmasına yol açmaktadır.
  9. Kapsam
  10. Bu belge, 19 sayılı tavsiye kararında yer alan rehber bilgileri tamamlar ve günceller nitelikte olup bu karara ek olarak okunmalıdır.
  11. 9. 19 sayılı tavsiye kararında ve diğer uluslararası belgelerde geçen “kadına yönelik şiddet” kavramı, bu şiddetin toplumsal cinsiyet kaynaklı olduğunu vurgulamaktadır. Buna göre, bu belge, “kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet” ifadesini, bu tür şiddetin toplumsal cinsiyet temelli neden ve etkilerini açık bir biçimde ortaya koyan daha kesin bir terim olarak kullanmaktadır. Söz konusu ifade, bu şiddet türünün bireysel bir sorun olmaktan ziyade bilimsel olayların ötesinde kapsamlı tepkiler gerektiren, bireysel uygulayıcıları ve mağdurları olan sosyal bir sorun olduğu anlayışını daha da güçlendirmektedir.
  12. Komite, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti, kadınların erkeklere kıyasla ikincil konumlarını ve basmakalıp rollerini kalıcı hale getiren temel sosyal, siyasi ve ekonomik araçlardan biri olarak görmektedir. Komite, bu çalışma boyunca, bu şiddet türünün gerçek kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve kadınların Sözleşme ile güvence altına alınan insan haklarından ve temel özgürlüklerden faydalanmaları önünde önemli bir engel olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
  13. Taraf devletlerin en temel yükümlülüklerine ilişkin 28 sayılı (2010) Tavsiye kararı, sözleşmenin 2. maddesi uyarınca taraf devletlerin yükümlülükleri, kadınlara karşı ayrımcılık yapılmaksızın, kadın haklarını gözetmek ve korumak ve kadınların eşitlikten hem kanunen hem de fiilen yararlanmalarını sağlamaktır. Belli bağlamlarda görülen kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin yükümlülüklerin kapsamı, 28 sayılı genel tavsiye kararında, kadın göçmen işçilerle ilgili 26 sayılı (2008) genel tavsiye kararında, yaşlı kadınlara ilişkin 27 sayılı (2010) genel tavsiye kararında, çatışmanın önlenmesi, çatışma ve çatışma sonrası durumlarda kadına ilişkin 30 sayılı (2013) genel tavsiye kararında, zararlı uygulamalara ilişkin 31 sayılı (2014) genel tavsiye kararı, kadınların göçmenlik, sığınmacılık, vatansızlık durumlarının toplumsal cinsiyet yönlerine ilişkin 32 sayılı (2014) genel tavsiye kararı, kadınların adalete erişimine ilişkin 33 sayılı (2015) sayılı genel tavsiye kararı ve kırsal bölgelerdeki kadınların haklarına ilişkin 34 sayılı (2016) genel tavsiye kararında ele alınmıştır. Bu belge, yukarıda bahsi geçen genel tavsiye kararlarının ilgili öğelerinin tekrarı değildir, bu öğelere gönderme yapar.
  14. Taraf devletlerin, sözleşmenin 2. Maddesi’nde ve kadının adalate erişimine ilişkin 33 sayılı genel tavsiye kararında belirtilen en temel yükümlülüklerine ilişkin 28 sayılı genel tavsiye kararı, kadına karşı ayrımcılığın kadınların hayatlarını etkileyen diğer faktörler ile ayrılamaz bir biçimde bağlantılı olduğunu teyit eder. Komite, bu faktörlerin, etnisite/ırk, yerli veya azınlık olma durumu, renk, sosyoekonomik durum ve/veya kast, dil, din veya inanç, siyasi düşünce, tabiyet, medeni durum ve/veya anne olup olmama, yaş, şehirde/kırsalda yerleşim, sağlık durumu, özürlülük, mülk sahibi olma, lezbiyen, biseksüel, transeksüel veya interseksüel olma, okuma yazma bilmeme, kadın kaçakçılığı, silahlı çatışma, sığınma hakkı talep etme, göçmen olma, kendi ülkesinde yerinde edilme, vatansızlık, göç, evin reisi olma, dul olma, HIV/AIDS taşıma, özgürlüğünden mahrum olma, hayat kadını olma, coğrafi uzaklık ve hakları için mücadele eden kadınların damgalanmasını kapsayabileceğinin altına çizer. Buna göre, kadınlar ayrımcılığın çeşitli ve birbiri ile kesişen ve durumu ağırlaştırıcı bir olumsuz etkiye sahiptürleri ile karşı karşıya kaldıkları için, Komite toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, bazı kadınları farklı bir derecede veya farklı şekillerde etkileyebileceğini, bu nedenle de uygun yasal düzenlemelerin ve politikaların gerekli olduğunu kabul eder.
  15. 13. Komite, Sözleşme’nin 23. Maddesi’nin, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin dışında, kadın erkek eşitliğinin gerçekleşmesinde daha etkin olan taraf devletin yasasındaki veya o devlet için yürülükte olan herhangi bir uluslararası sözleşme, antlaşma veya antlaşmadaki hükümlerin Sözleşme’de yer alan yükümlülükleri ve buna bağlı olarak bu belgede yer alan tavsiye kararının üstünde olduğunu hatırlatır. Komite aynı zamanda, taraf devletlerin, Sözleşme’ye koydukları çekincelerin, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ele alış biçimlerini etkilediğine işaret eder. Bir insan hakları sözleşme organı olan Komite, taraf devletlerin koydukları çekincelerin kabul edilebilirliğini değerlenirebildiğine dikkati çeker ve özellikle kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılması çabalarında kilit role sahip Madde 2 ve Madde 16’ya uymak konusunda konulacak olan çekincelerin, sözleşmenin amacı ve hedefi ile örtüşmediğini, dolayısyla 28. Madde’nin 2. Fıkrası uyarınca bu noktada çekince yasağı bulunduğunu vurgular.
  16. 14. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet kadınları tüm yaşam döngüleri boyunca etkilemektedir ve buna bağlı olarak bu belgede bahsi geçen kadınlar kızları da kapsamaktadır. Bu şiddet türü, muhtemelen kadınların ölümüne neden olan veyahut ölümle sonuçlanan eylemler veya ihmaller, ya da kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak zarar veren ya da acı çekmelerine neden olan eylemler, bu tür eylemler ile tehdit ve taciz etme, baskı kurma veyahut özgürlükten mahrum bırakma gibi pek çok farklı şekilde kendini gösterir. Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, kültürel, ekonomik, ideolojik, teknolojik, dini, sosyal ve çevresel faktörlerden etkilenir ve genellikle de kötüye gider. Bu durum kendini, yerinden edilme, göç, küresel tedarik zincirleri, madencilik ve kıyılar ötesi endüstri de dahil ekonomik faaliyetlerin artarak küreselleşmesi, askerileşme, yabancı istilası, silahlı çatışma, şiddet içeren aşırılık ve terörizm bağlamlarında görülmektedir. Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, aynı zamanda, siyasi, ekonomik ve sosyal krizlerden, sivil kargaşadan, insani acil durumlardan, doğal afetlerden, yıkımlardan veya doğal kaynakların azalmasından etkilenebilir. Kadının insan hakları savuncularına, politikacılara, aktivistlere veya gazetecilere yönelik zararlı uygulamalar ve işlenen suçlar da bu tür kültürel, ideolojik ve siyasi faktörlerden etkilenen kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin türleridir.
  17. 15. Kadının, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten bağımsız olarak yaşam hakkı, yaşam, sağlık, özgürlük, kişi güvenliği hakları ile eşitlik, aile içinde eşit bir biçimde korunma, işkenceden, zalim, insalık dışı veyahut aşağılayıcı muameleden bağımsız olma, ifade, hareket, katılım, toplantı ve örgütlenme hürriyetleri de dahil diğer insan haklarından ayrılamaz ve tüm bu haklar birbirlerine bağlıdır.
  18. 16. Kadına yönelik toplumsal cinsiyet dayalı şiddet, tecavüz, aileiçi şiddet veya zararlı uygulamalar da dahil belli durumlarda işkence, zalim, insanlıkdışı ve aşağılayıcı muamele ile eşdeğerdir. Bazı durumlarda, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, uluslararası suçları da içerebilir.
  19. 17. Komite, diğer insan hakları örgütlerinin ve özel prosedürler konusunda yetki sahibi olanların, adına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet eylemlerinin ne zaman işkence, zalim, insalıkdışı veya aşağılayıcı muamele olarak kabul edileceğini, kadınların maruz kaldığı acı ve sıkıntıların derecesini anlamının toplumsal cinsiyet hassasiyetli bir yaklaşımı gerektirdiğini ve bir eylemin işkence olarak kabul edilmesi için gereken amaç ve niyet unsurlarının bu tür eylemler bir cinsiyete yönelik gerçekleştirildiğinde veya kişinin cinsiyetine dayalı olarak o kişiye yöneltildiğindetamamlandığını içerem görüşünü desteklemektedir.
  20. 18. Sünnet, kürtaja zorlama, zorla gebe bırakma, kürtajın yasaklanması, güvenli kürtajın yapılmaması veya geciktirilmesi, kürtaj sonrası bakım, gebeliğin zorla devam ettirilmesi, cinsel sağlığa ve üreme sağlığına ilişkin bilgiye, mal ve hizmetlere erişmek isteyen kadınların ve kızların taciz edilmeleri ve kötü muameleye maruz kalmaları da, duruma bağlı olarak, işkence, zalim, insanlıkdışı ve aşağılayıcı muameleye eşdeğer olabilecek şekilde kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin türleridir.
  21. 19. Komite, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, erkeklerin kadınlar üzerinde hak sahibi olması veya kadınlara göre ayrıcalıklı olması ideolojisinden, erkeklik ile ilgili sosyal normlar, erkek kontrolü ve gücünü uygulama, toplumsal cinsiyet rollerine bürünme veya kadınlar için kabul edilemez olarak görülen davranışları engelleme, bu davranışlardan vazgeçirme veya bunları cezalandırma ihtiyacından doğduğunu kabul eder. Bu faktörler, aynı zamanda, çoğunlukla özel bir mesele sayılan kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin açık ya da kapalı olarak sosyal kabulüne ve bu şiddet türünün yaygın bir biçimde cezasız kalmasına katkı sağlamaktadır.
  22. 20. Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, özel ya da kamusal alanda insan etkileşiminin olduğu tüm yer ve mecralarda görülmektedir. Bunlar, aile, toplum, kamusal alan, işyeri, boş vakitler, siyaset, spor, sağlık hizmetleri, eğitim ortamlarını ve şiddetin internet ve dijital ortamlarda ortaya çıkan modern türleri gibi teknoloji aracılıklı ortamlarda yeniden tanımlanmış şekillerini kapsar. Tüm bu ortamlarda, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, devletlerin bölge dışı askeri harekatları da dahil olmak üzere bölgesel veya bölge dışı, bireysel veya uluslararası ya da hükümetlerararası kuruluşların ya da brliklerin üyeleri olarak devlet aktörlerinin veya devlet dışı aktörlerin eylemleri ya da ihmalleri sonucu ortaya çıkabilir.

III.        Sözleşme bünyesindeki taraf devletlerin kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle ilgili olarak genel yükümlülükleri

  1. Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, madde 1 bünyesinde kadınlara karşı ayrımcılık teşkil etmektedir ve bu nedenle Sözleşmedeki tüm yükümlülüklerle ilgilidir. Madde 2’de, taraf devletlerin kapsayıcı yükümlülüğünün uygun tüm yolları kullanarak ve en kısa zamanda kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet de dahil olmak üzere kadınlara karşı ayrımcılığı ortadan kaldırma politikası oluşturmak olduğu belirtilmektedir. Bu acil nitelikli bir yükümlülüktür; gecikmeler ekonomik, kültürel veya dini nedenler de dahil olmak üzere herhangi bir şekilde gerekçelendirilemez. 19 sayılı genel tavsiye kararında, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet açısından bu yükümlülüğün devlet sorumluluğunun iki yönünü kapsadığı belirtilmektedir: bu tür şiddetin (a) bir taraf devletin veya aktörlerinin ve (b) devlet dışı aktörlerin eylemleri veya ihmallerinden kaynaklanması.

Devlet aktörlerinin eylemleri veya ihmalleri konusunda sorumluluk

  1. 22. Sözleşme ve genel uluslararası hukuk doğrultusunda, taraf devlet kendi örgüt ve temsilcilerinin kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet teşkil eden eylemlerden ve ihmallerden sorumludur. Bunlara yürütme, yasama ve yargı birimlerindeki görevlilerin eylemleri ve ihmalleri de dahildir. Sözleşmenin 2 (d) Maddesi taraf devletlerin ve onların örgüt ve temsilcilerinin kadınlara karşı doğrudan veya dolaylı ayrımcılık yapan olan her türlü eylemden veya uygulamadan kaçınmasını ve kamu makam ve kurumlarının da bu yükümlülüğe uygun hareket etmelerini sağlamasını gerektirmektedir. Yasaların, politikaların, programların ve prosedürlerin kadınlara karşı ayrımcılık yapmamasını sağlamanın yanı sıra, madde 2 (c) ve (g)’ye göre taraf devletler kendi bölgelerinde veya bölgeleri dışında devlet temsilcileri tarafından gerçekleştirilen kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı her türlü şiddet formunu belirtmek adına etkili ve erişilebilir bir yasal ve hizmet çerçevesi temin etmelidir.
  2. 23. Taraf devletler kendi teşkilatları veya temsilcileri tarafından bu eylemlerin veya ihmallerin gerçekleştirilmesini önlemekten – eğitim aracılığıyla, ve yasal hükümlerin, idari yönetmeliklerin ve davranış kurallarının benimsenmesi, uygulanması ve denetlenmesi de dahil olmak üzere – ve uluslararası suç teşkil edenlerin yanı sıra kamu makamları tarafından hata, ihlal veya ihmal teşkil eden durumlar da dahil olmak üzere kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet vakalarında uygun yasal veya cezai yaptırımları araştırmak, mahkemeye vermek ve uygulamaktan ve bunun yanı sıra düzeltilmesini sağlamaktan sorumludur. Bunu yaparken, kadınların çeşitliliği ve bundan doğan çoklu/kesişimsel ayrımcılık riskleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Devlet dışı aktörlerin eylemleri veya ihmalleri konusunda sorumluluk

  1. 24. Genel uluslararası yasaların yanı sıra uluslararası paktlar kapsamında, özel bir aktörün eylemleri veya ihmalleri bazı durumlarda devletin uluslararası sorumluluğuyla da ilgili olabilir. Bunlara aşağıdakiler dahildir:
  2. a)Devlet dışı aktörlerin devlete atfedilebilecek eylemleri ve ihmalleri. Sağlık hizmetleri veya eğitim, veya gözaltı merkezlerinin işletimi gibi kamu hizmetleri sunan özel kurumlar da dahil olmak üzere devlet makamının unsurlarını uygulama konusunda o devletin yasaları ile yetki sahibi verilmiş olan özel aktörlerin eylemleri veya ihmallerinin yanı sıra yurtdışında işleyiş sağlamak da dahil olmak üzere o devletin talimatları, yönlendirmesi veya kontrolü altında hareket eden özel temsilcilerin eylemleri veya ihmalleri, devletin kendisine atfedilebilecek eylemler olarak değerlendirilecektir.
  3. b)Devlet dışı aktörlerin eylemleri ve ihmalleri için gerekli özen yükümlülükleri. Sözleşmenin 2 (e) Maddesi taraf devletlerin herhangi bir kişi, kuruluş veya işletme tarafından kadınlara karşı ayrımcılık yapılmasını önlemek için tüm uygun önlemleri almaları gerektiğini açıkça belirtmektedir. Sıklıkla gerekli özel yükümlülüğü olarak anılan bu yükümlülük, Sözleşmeyi bir bütün olarak desteklemektedir ve bu doğrultuda taraf devletler Devlet dışı aktörlerin kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle sonuçlanan eylemleri veya ihmalleri için uygun önlemleri alamaz ve bunun yanı sıra araştıramaz, mahkemeye veremez, cezalandıramaz ve düzeltilmesini sağlayamaz ise bundan sorumlu olacaktır. Buna bölge dışında çalışan şirketlerin eylemleri de dahildir. Bilhassa, taraf devletler etkileyebilecekleri şirketlerin yurtdışındaki insan hakkı ihlallerini önlemek adına yönetmeliklerle veya ekonomik teşvikler de dahil olmak üzere teşvik kullanımıyla gereken adımları atmakla yükümlüdür. Gerekli özen yükümlülüğü bünyesinde, taraf devletler, devlet dışı aktörler tarafından gerçekleştirilen kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemek için farklı önlemler benimsemek ve uygulamakla yükümlüdür. Söz konusu şiddeti tespit etmek için yasalara, kurumlara ve bir sisteme sahip olmaları gerekmektedir. Ayrıca taraf devletler bu işlevin etkili şekilde uygulanmasını ve tüm devlet teşkilatları ve kurumları tarafından desteklenip usulünce yerine getirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Teşkilatları şiddet tehlikesini bildiğinde veya bilmesi gerektiğinde taraf devlet kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet eylemlerini önlemek için uygun önlemleri alamazsa, veya bu eylemlerin mağdurlarının mağduriyetlerini tazmin etmek için bu eylemleri araştıramaz, mahkemeye veremez, cezalandıramaz ve düzeltilmesini sağlayamazsa, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet eylemlerine üstü kapalı izin vermiş veya teşvik etmiş olacaktır. Bu ihmaller veya ihlaller insan hakları ihlalleridir.
  4. 25. Ayrıca, hem uluslararası insani hukuk hem de insan hakları yasaları, belirli durumlarda silahlı çatışma tarafları da dahil olmak üzere devlet dışı aktörlerin doğrudan yükümlülüklerini tanımıştır. Buna, geleneksel uluslararası hukukun bir parçası olan ve mutlak bir norm (juscogens) olmuş olan işkencenin önlenmesi de dahildir.
  5. 26. Yukarıdaki fıkralarda açıklanan genel yükümlülükler, federal, ulusal, alt ulusal, yerel ve merkezsiz hale getirilmiş seviyelerin yanı sıra özelleştirilmiş hizmetler de dahil olmak üzere tüm seviyelerdeki yasama, yürütme ve yargı alanları da dahil olmak üzere devlet eyleminin tüm alanlarını kapsamaktadır. Devlet veya devlet dışı aktörler tarafından gerçekleştirilen kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet biçimlerini ortadan kaldırmaya yönelik olarak anayasal seviye de dahil olmak üzere yasal normların formüle edilmesini, umumi politikaların, programların, kurumsal çerçevelerin ve gözetim mekanizmalarının geliştirilmesini gerektirmektedir. Ayrıca Sözleşmenin 2 (f) ve 5 (a) maddeleri doğrultusunda, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kök nedeni olan önyargıları, kalıp yargıları ve uygulamaları ortadan kaldırmak için önlemlerin benimsenip uygulanmasını da gerektirmektedir. Genel olarak, ve aşağıdaki bölümde sunulan belirli tavsiyelere ek olarak, bu yükümlülükler aşağıdakileri de kapsamaktadır:
  6. a)Yasama seviyesinde, madde 2 (b), (c), (e), (f) ve (g) ve madde 5 (a)’ya göre devletlerin kadınlara ve kızlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet biçimlerini engelleyen yasalar oluşturarak ulusal yasaları Sözleşme ile uyumlu hale getirmesi gerekmektedir. Bu yasalar kadın mağdurları/şiddete maruz kalanları hak sahipleri olarak değerlendirmeli ve söz konusu şiddet durumunda yaptırımlar ve iyileştirmeler de dahil olmak üzere yaşa ve toplumsal cinsiyete duyarlı hükümler ve etkili yasal koruma da sağlamalıdır. Sözleşme ayrıca mevcut dini, geleneksel, yerli ve toplumsal adalet sistemi normlarının da standartlarıyla uyumlu hale getirilmesini ve bunun yanı sıra kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddete neden olan, teşvik eden veya meşrulaştıran veya bu eylemler için ceza verilmemesine neden olan tüm yasaların yürürlükten kaldırılmasını gerektirmektedir. Bu normlar, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddete neden olan veya bu bağlamdaki cezaları azaltan ayrımcılığa veya kalıp yargılara veya uygulamalara dayanan hükümler gibi kanuni, geleneksel, dini, yerli veya örf hukuku, anayasal, medeni, ailevi, cezai veya idari hukuk, delile veya usule dayalı hukukun bir parçası olabilir.
  7. b) Yürütme seviyesinde, madde 2 (c), (d) ve (f) ve madde 5 (a)’ya göre, devletler ilgili devlet kollarıyla işbirliği içinde farklı kurumsal önlemler benimsemek ve bunlara yeterli bütçe sağlamakla yükümlüdür. Buna odaklanmış umumi politikaların tasarlanması, gözetim mekanizmalarının geliştirilmesi ve uygulanması, ve yetkin ulusal kurulların oluşturulması ve/veya bunlara bütçe sağlanması da dahildir. Taraf devletler, kadınları toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten korumak, tekrar gerçekleşmesini önlemek ve tüm mağdurlarının /şiddete maruz kalanların iyileştirilmesi için bütçe sağlamak için erişilebilir, uygun maliyetli ve yeterli hizmetler sunmalıdır. Taraf devletler ayrıca kamu görevlilerinin kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet teşkil eden veya bu şiddete tolerans gösteren ve karşılık verilmemesine veya yetersiz karşılık verilmesine temel teşkil eden bağımsız uygulama ve davranışlarını ve kurumsal uygulamaları da ortadan kaldırmalıdır. Bunlara bu şiddetin kaydı, önlenmesi veya araştırılmasından veya mağdurlara/maruz kalanlara hizmet sağlamaktan sorumlu kamu görevlilerinin yetersizliği, suç ortaklığı ve ihmaline yönelik yeterli araştırma ve yaptırımlar da dahildir. Bu seviyede kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti meşrulaştıran veya teşvik eden uygulamalar da dahil olmak üzere kadınlara karşı ayrımcılık teşkil eden davranış ve uygulamaları değiştirmek veya ortadan kaldırmak için uygun önlemler alınmalıdır.
  8. c) Yargı seviyesinde, madde 2 (d), (f) ve 5 (a)’ya göre, tüm yargı kurumlarının kadına yönelik ayrımcılık veya karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet eylemleri veya uygulamalarından kaçınması; ve bu şiddeti cezalandıran tüm ceza hukuku hükümlerini katiyen uygulayarak kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet iddialarını kapsayan vakalarda tüm yasal prosedürlerin tarafsız ve adil olmasını, toplumsal cinsiyet kalıp yargılarından veya uluslararası hukuk da dahil olmak üzere yasal hükümlerin ayrımcılığa yol açan şekilde yorumlanmasından etkilenmemesini sağlaması gerekmektedir. Neyin kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olduğuna, kadınların bu şiddete karşılığının ne olması gerektiğine ve meydana gelmesine dair gereken kanıt standardına dair peşin hükümlü ve kalıp yargılı yaklaşımların uygulanması, kadınların yasalar nezdinde eşit olma, adil yargılanma ve bu Sözleşme’nin 2. ve 15. Maddelerinde oluşturulan etkili çözümlerden yararlanma hakkını etkileyebilir.
  9. Tavsiyeler
  10. 27. 19 sayılı genel tavsiye kararı ve yürürlüğünden itibaren Komite çalışması doğrultusunda, Komite taraf devletlerin, taraf devletin bölgesinde veya bölgesi dışında kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle bağlantılı yükümlülüklerini uygulamalarını takviye etmelerini teşvik etmektedir. Komite, taraf devletlerin Sözleşme’nin İhtiyari Protokolünü imzalaması ve çekilmeleri açısından Sözleşme’ye ilişkin kalan tüm çekinceleri gözden geçirmeleri konusunda taraf devletlere çağrısını vurgulamaktadır.
  11. 28. Komite, ayrıca taraf devletlerin önleme, koruma, kovuşturma, cezalandırma ve düzeltme alanlarında aşağıdaki önlemleri almasını da tavsiye etmektedir; kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılmasını hızlandırmak için veri toplama ve gözetim ve uluslararası işbirliği. Tüm bu önlemler mağdur/şiddete maruz kalan odaklı bir yaklaşım ile uygulanmalı, kadınlar hak sahibi olarak kabul edilmeli ve kızların çocukluktan gençliğe evrilme kapasiteleri de dahil olmak üzere etkinlikleri ve özerklikleri teşvik edilmelidir. Ayrıca, bu önlemler kadınların katılımıyla tasarlanıp uygulanmalı, çoklu/kesişimsel ayrımcılık biçimlerinden etkilenen kadınların özel durumları göz önünde bulundurulmalıdır.

Genel yasal önlemler

  1. 29. Fiziksel, cinsel veya psikolojik bütünlüklerini ihlal eden tüm alanlarda kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet biçimlerinin suç olarak kabul edilmesinin ve gecikme olmaksızın suçun önemine oranlı yasal yaptırımların yanı sıra yasal çözümlerin kabulünün veya güçlendirilmesinin sağlanması.
  2. 30. Çoğul yasal sistemler de dahil olmak üzere tüm yasal sistemlerin, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet mağdurlarının/şiddete maruz kalanların korumasının ve onların Komitenin 33 sayılı genel tavsiye kararında (2015) sağlanan yönlendirici ilkeler doğrultusunda etkili yargı ve çözüme erişimi olmasının sağlanması.
  3. 31. Geleneksel, dini ve yerel yasalar da dahil olmak üzere kadınlara karşı ayrımcılık yaparak onlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti teşvik eden, neden olan, meşru kılan veya tolere eden tüm yasal hükümlerin yürürlükten kaldırılması. Özellikle aşağıdakiler yürürlükten kaldırılmalıdır:
  4. a)Çocuk yaşta veya zorla evlilik ve diğer zararlı uygulamalar da dahil olmak üzere kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddete izin veren, tolere eden veya bunları görmezden gelen hükümler, kürtajı, lezbiyen, biseksüel veya transseksüel olmayı, seks işçiliği veya zina yapan kadınları suçlu olarak kabul edilen yasaların yanı sıra engelli kadınları bilgilendirip rızalarını almadan tıbbi prosedürler gerçekleştiren hükümler, veya kadınlara ölüm cezası verilmesi yönündeki ayrımcı uygulamayla sonuçlananlar da dahil olmak üzere kadınları orantısız olarak etkileyen diğer ceza hükümleri.
  5. b)Kadınların şiddetten korunması için özgürlüklerini kısıtlayan prosedürler, ‘bekaret’ odaklı uygulamalar ve sözde ‘namusun korunması’, geleneksel özürler, mağdurların ailesinin özür dilemesi, veya cinsel saldırıdan sonra mağdurun faille evlendirilmesi gibi kültür, din veya erkek önceliğine dayalı yasal savunma veya indirgeyici faktörler, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet tarihini kadın sanıkların zararına yok sayan adli uygulamaların yanı sıra genellikle kadınlara yönelik olan taşlama, kırbaçlama ve ölüm gibi en ağır cezalarla sonuçlanan prosedürler.
  6. c)Kadınları yasal haklarından alıkoyan veya engelli kadınların mahkemede şahitlik yapma hakkını kısıtlayan velayet yasaları gibi kadınların toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti rapor etmesini engelleyen veya kısıtlayan yasalar; sözde ‘koruyucu velayet’ uygulaması; göçmen işçiler de dahil olmak üzere kadınların bu şiddeti rapor etme konusunda gözünü korkutan kısıtlayıcı göç yasaları ve bunun yanı sıra aile içi şiddet durumunda ikili tutuklamaya veya diğerleriyle birlikte fail suçsuz bulunduğunda kadınların kovuşturmaya tabi olmasına neden olan yasalar.
  7. 32. Eşitsizlik teşkil etmediklerinden veya mevcut eşitsizlikleri artırmadıklarından emin olmak adına toplumsal cinsiyet konusunda tarafsız yasa ve politikaların incelenmesi ve bu durumda yürürlükten kaldırılmaları veya tadil edilmeleri.
  8. 33. Tecavüz de dahil olmak üzere cinsel saldırıların kadınların kişisel güvenlik haklarına ve fiziksel, cinsel veya psikolojik bütünlüklerine karşı bir suç olarak değerlendirilmesinin sağlanması. Evlilik içinde ve tanınan/birlikte olunan kişi tarafından gerçekleştirilen tecavüz de dahil olmak üzere cinsel suçlar tanımımın özgür iradeyle rıza verilmemesine dayanmasının ve mecburi koşulları da göz önünde bulundurmasının sağlanması. Varsa, her türlü zaman sınırı kurbanların/kurtulanların çıkarlarına öncelik tanımalı ve yetkili hizmetlere/makamlara uğranan şiddeti rapor etme yetkinliklerini engelleyen koşullar da göz önünde bulundurulmalıdır.

Önleme

  1. 34. Ataerkil tavırlar ve basmakalıp düşünceler de dahil kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin altında yatan nedenlerin, aile içindeki eşitsizliğin, kadınların sivil, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının ihmal edilmesinin veya hiçe sayılmasının üzerine gidecek etkin yasama tedbirlerinin ve diğer uygun önleyici tedbirlerin alınması ve uygulanması ve kadınların güçlendirilmesini, eylemsellik kazanmalarını ve seslerini duyurmalarını teşvik etmek.
  2. 35. Kadın örgütleri, marjinal kadın ve kız gruplarını temsil eden örgütler gibi tüm ilgili örgütlerin aktif katılımı ile, Sözleşme’nin 5. Maddesi’nde belirtilen kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, görmezden gelen veya teşvik eden, kadınlar ile erkekler ararsındaki yapısal eşitsizliği destekleyen kalıplaşmış düşünceleri, önyargıları, gelenek ve buna bağlı uygulamaları ortadan kaldırmak için etkin tedbirler geliştirmek ve uygulamak. Bunlar, aşağıda sıralanan tedbirleri kapsar:
  3. a) Hem devlet okullarında hem de özel okullarda, erken çocukluk döneminden başlayarak, eğitimin her seviyesinde ve tüm eğitim programlarında, insan hakları yaklaşımını benimseyerek toplumsal cinsiyet eşitliğini müfradata entegre etmek. Bu, kalıplaşmış toplumsal cinsiyet rollerini hedef almalı ve toplumsal cinsiyet ile şiddet içermeyen maskulinite de dahil ayrımcılık yapmamayı teşvik etmeli, aynı zamanda kız ve erkek çocuklar için yaşa uygun, somut örneklere dayanan ve bilimsel olarak doğrulanmış kapsamlı cinsellik eğitimi verilmesini sağlamak.
  4. b) (1) Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kabul edilemez ve zararlı olduğu anlayışını destekleyen ve şiddete karşı başvurulacak mevcut yasal yollar hakkında bilgilendiren bu şiddetin ihbar edilmesini ve şiddete tanık olanların müdahalesini teşvik eden (2) bu tür şiddetin mağdurlarının/ şiddette maruz kalanların yaşadıkları utanç/toplum tarafından damgalanmış olma sorunsalının üzerine giden (3) kadınların kendi güvenliklerinden ve maruz kadıkları şiddetten kendilerinin sorumlu olduklarına ilişkin mağduru suçlayıcı yaygın inanışları ortana kaldıran bilinçlendirme/farkındalık yaratma programları. Bu programların hedef kitlesi, (a) toplumun her kesimindeki kadın ve erkekleri (b) eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve emniyet personeli ile önleme ve koruma süreçlerinde rol oynayan, yerel düzeydekiler de dahil diğer meslek grupları ve aktörleri (c) geleneksel ve dini liderleri ve (d) yeniden bu suçu işleme eğilimlerini engelemek amacıyla toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti gerçekleştirenler olmalıdır.
  5. 36. Kamusal alanı güvenli hale getirmek için, kadın gruplarının da katılımıyla kabul edilen, destekleyici toplum temelli tedbirleri teşvik etmek ve desteklemek de dahil, etkin tedbirler geliştirmek ve bunları uygulamak. Bu tedbirler, kentsel ve kırsal alanlarda, özellikle de okulların içinde ve çevrelerinde, ışıklandırma da dahil, yeterli fiziki altyapıyı tesis etmeyi kapsamalıdır.
  6. 37. Reklam, bilişim ve iletişim teknolojileri de dahil tüm medya organlarını, faaliyetlerinde, kadınların ve kadınların insan haklarının savunucuları gibi özel kadın gruplarının zararlı ve basmakalıp bir biçimde sergilenmesi de dahil olmak üzere kadına karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmak için etkin tedbirler almaları ve bu tedbirlerin uygulamaları yönünde teşvik etmek. Bu tedbirler aşağıdakileri kapsamalıdır;

(a) Online veya sosyal medya da dahil medya kanalları yoluyla, kadınlara ve erkeklere veya spesifik kadın gruplarına atfedilmiş basmakalıpları ortadan kaldırmayı amaçlayan kendi kendini düzenleyen mekanizmaların yaratılmasını veya güçlendirilmesini teşvik etmek, medya kanallarının hizmetleri ve platformları yoluyla kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet sorunsalını ele almaları

(b) Medyada kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı davalara yeterli miktarda yer vermek konusunda yönlendirici ilkeler ve,

(c)Kadını nesneleştiren veya küçük düşüren ya da erkek şiddetini destekleyici nitelikte, cinsiyete dayalı ayrımcılık içeren görüntü ve içerikleri gösteren medya kanallarını denetlemek veya bunlara ilişkin şikayetleri değerlendirmek için ulusal insan hakları örgütleri kurmak veya varolanların kapasitesini arttırmak

  1. 38. Yargı mensuplarına, avukatlara, emniyet mensuplarına, adli tıp personeline, yasa koyuculara, cinsel sağlık ve üreme sağlığı alanındakiler ile cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve HIV önleme ve tedavi hizmetlerindekiler de dahil olmak üzere sağlık hizmetleri personeline, bakım ve huzur evlerinde, sığınma merkezlerinde ve cezaevlerindekiler gibi kadınlar ile/kadın konusunda çalışan  sosyal refah hizmetleri personeline, bu kişilerin kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti yeterli bir biçimde engellemeleri ve bununla baş etmeleri amacıyla gerekli donanıma sahip olmaları için, bu kişilere zorunlu, tekrarlayan ve etkin kapasite geliştirici eğitim vermek. Bu eğitimler aşağıdakileri kapsamalıdır;

 

(a) Kadına karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ve bu şiddete yetersiz tepki verilmesine yol açan toplumsal cinsiyet ile ilgili basmakalıp düşünceler ve önyargılar

(b) Travma ve etkilerini anlamak, eş şiddetini tanımlayan/karaterize eden güç dinamikleri, toplumsal cinsiyetin farklı türlerine maruz kalmış kadınların farklı durumları;bu, spesifik kadın gruplarını etkileyen  çoklu/kesişimsel ayrımcılığın yanısıra kadınlara yeterince eğilmeyi ve devlet kuruluş ve kurumlarında kadınları yeniden mağdur hale getiren ve güvenlerini zayıflatan faktörleri ortadan kaldırmayı içerir;  ve

(c) Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin ulusal mevzuatta mevcut yasal düzenlemeler ve kurumlar, mağdurların/şiddette maruz kalanların yasal hakları, uluslarararası standartlar, birleşik mekanizmalar ve bu bağlamda sorumlulukları; bu, çeşitli organlar arasında gerekli koordinasyon ve yönlendirmeleri, bu şiddetin kadınların mahremiyetine ve gizliliğine saygı gösterilerek ve mağdurun/şiddete maruz kalanın özgür ve bilgilendirilmiş onayı ile yeterli bir biçimde belgelenmesini kapsar.

  1. 39. Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı her türlü şiddetin ortadan kaldırılması için teşviklerin ve kurumsal sorumluluk modellerinin kulanımı, şirketler ve sınır ötesi şirketler de dahil özel sektörün de sürece dahil olmasını ve faaliyetleri kapsamında bu tür şiddet ile ilgili sorumluluğunun arttırmasını teşvik etmek. Bu, işyerinde meydana gelen veya kadın işçileri etkileyen toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin her türünü hedef alan, emniyet yetkilerine müracaat edilebileceğini de kapsayan etkin ve ulaşılabilir iç şikayet prosedürlerini içeren protokoller ve prosedürleri zorunlu kılmalıdır.

Koruma

  1. 40. Toplumsal cinsiyete bağlı şiddetin mağduru kadın başvurucuları ve şiddete şahit olanları korumak ve bu kişilere destek sağlamak için yasal işlemler öncesinde, süresince ve sonrasında, şu yollarla etkin tedbirler almak ve uygulamak;
  2. a) Mağdurun/şiddete maruz kalanın, tanıkların ve sanığın yasal hakları düşünülerek, 33 sayılı genel tavsiye kararına uygun olarak, toplumsal cinsiyet konusunda hassasiyet gösteren mahkeme prosedürleri ve tedbirler yoluyla da olmak üzere mahremiyeti ve gizliliği korumak
  3. b) Mağdurların/şiddete maruz kalanların yasal işlem başlatması için herhangi bir ön koşul olmaksızın, engelli mağdurlar için iletişim engellerini ortadan kaldırmak da dahil olmak üzere, şiddetin bir daha yaşanmasını veyahut potansiyel şiddeti engelleyecek uygun ve ulaşılabilir koruma mekanizları sağlamak. Bu, gerektiğinde evden uzaklaştırma, koruma, şiddetin faili olduğu iddia edilen kişilere karşı sınırlayıcı veya olağanüstü yasaklayıcı kararlar alınması, bunların izlenmesi ve uyulmaması halinde yeterli yaptırımlar uygulanmasını ve geniş yelpazede etkin tedbirleri içeren acil risk değerlendirmesi ve korumayı kapsar. Koruma tedbirleri, kadın mağdurlara/şiddete maruz kalanlara aşırı bir mali, bürokratik veya şahsi yük yüklenmesinden kaçınmalıdır. Şiddetin failleri veya faili olduğu iddia edilenlerin yargılama sırasında ve sonrasındaki, mal, gizlilik, çocuğun velayeti, çocuğa erişim, irtibat ve ziyaret hakları ve talepleri,  kadınların  ve çocukların yaşam hakkı, fiziksel, cinsel ve psikolojik bütünlüğü ışığında karara bağlanır. Bunu yaparken, çocuğun yüksek faydası ilkesi gözetilir.
  4. c) Kadın mağdurlar/şiddete marus kalanlar ve aile fertleri için, finansal yardıma erişim ile ücretsiz veya düşük bir ücret ödeyerek yüksek kaliteli adli yardıma, tıbbi, psikososyal hizmetler ile danışma hizmetlerine, eğitime, uygun fiyatlı barınmaya, çocuk bakımına, eğitime, uygun maliyetli barınmaya, çocuk bakımına, eğitim ve istihdam olanaklarına erişimi sağlamak. Sağlık hizmetleri travmaya cevap verir nitelikte olmalı ve acil kontrasepsiyon ile HIV PEP (HIV Bulaşma Sonrası Koruma) de dahil zamanında ve kapsamlı ruhsal, cinsel ve üreme sağlığına ilişkin hizmetleri kapsamalıdır. Devletler, 24 saat hizmet veren yardım hatları , yeterli bir biçimde donatılmış güvenli kriz, destek ve başvuru merkezlerinin numaraları ile kadınlar, çocukları ve gerektiğinde diğer aile üyeleri için sığınma evleri gibi uzmanlaşmış kadın destek hizmetlerini sağlamalıdır;
  5. d) Bakım ve sığınma evleri ile kişinin hürrüyetinden mahrum olduğu yerler de (cezaevleri) dahil tüm kurumlarda, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ile ilgili koruyucu ve ve destekleyici tedbirlerin sağlanması;
  6. e) Şiddet mağduru kadınların kapsamlı hizmetlere etkin bir biçimde erişimini sağlamak için, kadın sivil toplum örgütleri ile tam bir katılım ve işbirliğini tesis ederek, uygun çok sektörlü başvuru mekanizmaları kurmak ve uygulamak.
  7. 41. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kadın mağdurlarına yasal takibat, koruma ve destek tedbirleri ve hizmeleri sağlamak onların otonomisine saygı göstermek ve bunu güçlendirmek demektir. Bu tedbir ve hizmetler, özellikle çoklu/kesişimsel ayrımcılıktan etkilenenler olmak üzere tüm kadınlar için erişilebilir olmalı ve bu kadınların çocukları ve bakmakla yükümlü oldukları diğer kişilerin özel ihtiyaçlarını da dikkate almalıdır. Bunlar, taraf devlet içindeki her yerde erişilebilir olmalı ve kadınların ikamet ettikleri yerden, şiddetin faili olduğu iddia edilen kişiye karşı başlatılacak yasal işlemlerde mağdur kadınların işbirliği içinde olabilirlikleri veyahut bu yönde istekleri olup olmamasından bağımsız olarak onlara sağlanmalıdır. Devletler aynı zamanda geri göndermeme ilkesine riayet etmelidirler.
  8. 42. Kadınların, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin çeşitli türlerine maruz kalma riskini arttıran silahların erişilebilirliği, mevcudiyeti ve hatta ihracatı, silahlı çatışma ya da artan güvensizlik ile de çoğalabilen yüksek suç oranları ve şiddetin cezasız bırakılması gibi faktörlere eğilmek. Kadınlara saldırmak için kullanılan asi ve diğer maddelere erişilebilirliği ve mevcudiyetini kontrol altına almak için çaba gösterilmelidir.
  9. 43. Özellikle çoklu/kesişimsel ayrımcılığa maruz kalmış, engelli, okur-yazar olmayan veya [bulunduğu ülkenin] resmi dillerini bilmeyen ya da sınırlı seviyede bilen kadınlar başta olmak üzere, kadınlar için, çeşitli ve erişilebilir medya kanalları yoluyla ve toplumiçi diyalog ile kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet mağdurları/bu şiddete maruz kalanlar için mevcut , tazminata ilişkin olanlar da dahil, yasal ve sosyal kaynaklara ilişkin erişilebilir bilgiler oluşturmak ve bu bilgileri yaymak.

Yasal Takibat ve Ceza

  1. 44. Mağdurların mahkemelere etkili bir şekilde erişimini sağlamak; yetkililerin, ceza hukuku hükümlerini uygulayarak ve şiddetin falili olduğu iddia edilen kişilerin, adil, tarafsız, zamanında ve hızlı bir şekilde yargılanması ve uygun res’en cezaların uygulanması da dahil olmak üzere, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin her türüne yeterince yanıt vermesini sağlamak. Ücretler ya da mahkeme masrafları mağdurlara / şiddete maruz kalanlara yüklenmemelidir.
  2. 45. Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konusunda, arabuluculuk ve uzlaşma dahil olmak üzere, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına gitmenin zorunlu olmamasını sağlamak. Bu yolların kullanımı, kesinlikle, yalnızca uzmanlaşmış bir ekibin öncesinde yaptığı bir değerlendirme ile, şiddet mağdurlarının /şiddete maruz kalanların özgür ve bilgilendirilmiş onayı sağladığında ve mağdur veya aile bireyleri için herhangi bir risk göstergesi olmadığı zaman düzenlenmeli ve bu yola başvurulmasına izin verilmelidir. Alternatif çözüm yolları, kadın mağdurlara / şiddete maruz kalanlara güç sağlamalı ve özellikle kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olaylarını anlaması ve buna yeterince müdahale edebilmeleri için eğitilmiş uzmanlar tarafından; kadın ve çocuk haklarının yeterince korunması sağlanarak ve ayrıca kadınların herhangi bir basmakalıplaştırma yapılmaksızın veya yeniden mağdur edilmeden yapılan müdahale ile sağlanmalıdır. Bu alternatif çzöüm yolları, kadınların adalete erişimine engel teşkil etmemelidir.

Tazminat

  1. 46. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet mağduru / kazazedesi kadınlar için etkili tazminat sağlamak. Tazminat, maddi tazminat ve tam iyileşme için cinsel sağlık, üreme ve zihinsel sağlık dahil olmak üzere yasal, sosyal ve sağlık hizmetlerinin sağlanması, 28, 30 ve 33 sayılı genel tavsiye kararlarına uygun olarak memnuniyet ve zararın tekrarlanmamasinin garantisi gibi farklı tedbirleri içermelidir. Bu tür tazminatlar, yeterli, derhal atfedilen, bütünsel ve çekilen zararın ağırlığına orantılı olmalıdır.
  2. 47. Taraf Devletler, özel tazminat fonları tesis etmelidir ya da geçiş dönemi adalet mekanizmaları dahil mevcut fonlar içinde kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet için tahsisatları bünyesinde bulundurmalıdır. Taraf Devletler mağdurların / kazazedelerin yargı yollarına başvurma haklarını halel getirmeksizin idari tazminat programlarını uygulamalıdır. Devletler, bireysel, kurumsal ve yapısal hususları göz önüne alarak ihlalde önemli derecede rol alan ya da neden olan temel ayrımcılık veya dezavantajlara değinmeye yardımcı olan dönüşümsel tazminat programları tasarlamalıdır. Mağdurun / şiddete maruz kalanın temsiline, dilek ve kararlarına, güvenlik, onur ve namusuna öncelik verilmelidir.

Koordinasyon, izleme ve veri toplama

  1. 48. Çoklu/kesişimsel ayrımcılığa uğrayan kadınları temsil edenler de dahil olmak üzere sivil toplum örgütleriyle, özellikle de kadın örgütleriyle istişarede bulunan tüm mevzuat, politika ve programları geliştirme ve değerlendirme. Taraf devletler, adalet sisteminin tüm kademeleri ve dalları içinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddet mağduru /şiddete maruz kalan kadınları korumak ve desteklemek için çalışan kuruluşlar arasında işbirliğini, onların da görüşlerini ve uzmanlıklarını dikkate alarak, teşvik etmelidir. Taraf devletler insan hakları ve kadın sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını desteklemelidir.
  2. 49. Teknoloji aracılıklı şiddet, çıkarılan koruma kararlarının sayısı ve türü, işten çıkarılma ve şikayetlerin giderilmesi oranları, şikayetlerin reddedilme ve geri çekilme oranları, yasal takibat ve mahkumiyet oranları ve davaların sonuca bağlanması için harcanan zaman da dahil olmak üzere kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin her biçimiyle ilgili şikayetlerin sayısı hakkında istatistiksel verileri düzenli olarak toplamak, analiz etmek ve yayınlamak üzere bir sistem oluşturmak.  Sistem şiddet faillerine verilen cezalar ve mağdurlar / şiddete maruz kalanlar için hükmedilen  tazminat da dahil olmak üzere mağdurların uğradıkları zararın tazmini hakkında bilgiler içermelidir. Bütün veriler, şiddet türüne, mağdur /şiddete maruz kalan ile fail arasındaki ilişkiye ve ayrıca kadınlara karşı çoklu/kesişimsel ayrımcılığa ve mağdurun yaşı da dahil olmak üzere diğer  sosyo-demografik özelliklere göre ayrılmalıdır. Verilerin analizi, koruma hatalarının belirlenmesini sağlayacak ve önleyici tedbirlerin iyileştirilmesi ve daha fazla geliştirilmesini sağlayacaktır. Bu, gerekirse, ‘femisit [kadın cinayetleri]’ veya ‘feminisit’ olarak da adlandırılan kadın cinayetlerine teşebbüs ve toplumsal cinsiyet cinayetleriyle ilgili idari bilgi toplamak amacıyla toplumsal cinsiyete dayalı kadın cinayetleri gözlemevleri kurmayı veya tasarlamayı içermelidir.
  3. 50. Kadınlara karsı toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin yaygınlığını ve bu tür şiddeti artıran ve cinsiyet ilişkilerini şekillendiren sosyal ve kültürel inançları değerlendirmek için anketleri, araştırma programlarını ve kadına karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet araştırmalarını üstlenme veya destekleme. Bu çalışmalar ve anketler, kendini kimliklendirme ilkesine dayanan çoklu/kesişimsel ayrımcılığı göz önünde bulundurmalıdır.
  4. 51. Kadınlara karsı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet üzerine veri toplanması ve korunması sürecinin, veri koruması ile ilgili mevzuat da dahil olmak üzere, belirlenmiş uluslararası standartlara ve güvencelere uygunluğunu sağlamak. İstatistiklerin toplanması ve kullanılması, insan haklarını, temel özgürlükleri ve etik ilkeleri korumak için uluslararası kabul görmüş normlara uygun olmalıdır.
  5. 52. Bu belgede, kadına yönelik toplumsal şiddetin her türünün önlenmesi ve ortadan kaldırılması icin önerilenler ve diğer ilgili bölgesel ve uluslararası standartların ve yönlendirici ilkeler de dahil olmak üzere önlemlerin ulusal, bölgesel ve yerel uygulama ve etkinliğini düzenli olarak koordine etmek, izlemek ve değerlendirmek için bir mekanizma ya da organ kurmak veyahut mevcut bir mekanizmanın veya organın yetkilendirilmesi.
  6. 53. Kadın örgütlerine destek olmak da dahil olmak üzere kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin her türünden mağdur olanlara/ şiddete maruz kalanlara; önleme, korunma, mağdur desteği, soruşturma, kovuşturma ve tazminatın karşılanması için kanun ve politikaları etkin bir şekilde uygulamak amacıyla ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde uygun insan kaynaklarını ve mali kaynakları tahsis etmek.

Uluslararası işbirliği

  1. 54. Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ortadan kaldırmak ve bunlara tepki göstermek için tüm uygun önlemleri tasarlayıp uygulayarak, gerektiğinde, BM uzman kuruluşları, uluslararası toplum ve sivil toplum gibi dış kaynaklardan insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmek için destek isteme. Bu, özellikle teknoloji aracılıklı ortamlarda ve yerel devlet dışı aktörlerin kendi sınırları dışındaki operasyonları da dahil olmak üzere, gelişmekte olan global bağlamları ve bu şiddetin gittikçe ulusötesi bir hal almasını göz önünde bulundurmalıdır. Taraf devletler, yönetimini etkileyebildikleri iş dünyası aktörlerine, kadınların şiddetten uzak yaşama hakkını tam olarak gerçekleştirme çabalarında faaliyet gösterdikleri devletlere yardımcı olmaları konusunda ısrarcı olmalıdır.
  2. 55. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin, özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği ve tüm kadınların ve kızların güçlendirilmesi konusundaki hedeflerin (Hedef 5) ve sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumları teşvik etmek, adalete erişimi sağlamak ve her seviyede etkin, güvenilir ve kapsayıcı kurumlar inşa etmek için hedef 16’nın uygulanmasına öncelik vermek. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni, sivil toplumun ve kadın örgütlerinin SKH [Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri] uygulamasına ve sonraki süreçlerine anlamlı katılımlarını sağlayarak Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu’nun 60. oturumunun Sonuç Bildirgesi ile uyumlu tüm Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni toplumsal cinsiyete duyarlı bir şekilde uygulamak için ulusal planları desteklemek ve bilgi paylaşımı ile etkili ve hedeflenen kapasite artırma için uluslararası destek ve işbirliğini geliştirmek.

 

[1] 26.8.1999 tarih ve 4451 sayılı “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nde Yapılan Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunmasına Dair Kanun”la 20/1.madde yukarıda yazılı şekli almıştır. Daha önce yıllık olağan toplantılar iki hafta ile sınırlı idi. (RG. 29.8.1999, S. 23801).

Önceki İçerikKadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesinin Kabulünün 40. Yılında
Sonraki İçerikLaiklik İlkesi Demokrasinin ve Kadın Hakların Güvencesi