Nazan Moroğlu

İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü

Kadına yönelik şiddet, insan hakları ihlalidir.

6284’e dokunmayın, uygulayın.

İstanbul Sözleşmesi yaşatır, dedik. Feshettim denildi. Fesih kararının hukuken yok hükmünde olması ayrı bir konu.

Şiddetin önlenmesi, mağdurun korunması için 6284 sayılı Kanun uygulanmalı, dedik. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesine attığı imzayı geri aldırtan zihniyet, şimdi kadına ve çocuğuna şiddete karşı 6284 sayılı yasayı iptal ettirmeye çalışıyor.

Oysa kadına yönelik şiddet, insan hakları ihlalidir.

6284 sayılı Kanun da 2012 yılında, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan herkesin korunması ve şiddetin önlenmesi amacıyla Kabul edilmişti.

Ancak görülüyor ki, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler öncesi kadınları yok sayarak büyümeye çalışan cumhur ittifakı, 6284 sayılı Kanunun kaldırılması koşulunda hem fikir.

Zaten, 2016 yılında iktidar partisinin önerisiyle TBMM’de kurulan “Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Meclis Araştırması Komisyonu” Raporu da muhalefet milletvekillerinin karşı oylarına rağmen iktidar tarafından oy birliğiyle kabul etmişti. Raporda, kadının kazanılmış yasal hakları, adeta aile bütünlüğünü olumsuz etkileyen nedenler olarak kabul edilmiş ve bu hakların kanunlardan kaldırılmasına yönelik öneriler getirilmişti. Kadın kuruluşlarının, kadın hakları savunucularının büyük tepkileri üzerine Medeni Kanundan nafakanın kaldırılması, 6284 sayılı Kanunda koruma kararı süresinin kısaltılması, TCK. 103’de çocuğun, istismar edenle evlendirilmesiyle failin cezasının ortadan kaldırılması gibi konularda değişiklik yapılması engellenebildi.

Şiddetin, kadın erkek eşitsizliğinden, kadınlara karşı ayrımcılıklardan kaynaklandığı görmezden gelenlere hatırlatmak gerekir. Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi, ancak kadınlar ve erkekler arasındaki hukuki ve fiili eşitliğin gerçekleşmesi ile mümkün olabilecektir. Kadın erkek eşitliği demokrasinin temel kriteridir.

Cumhuriyet devrimleriyle kazandığımız ve günün koşullarına uygun geliştirilmiş haklarımızı korumakta kararlıyız. Kadınların eşitlik ve demokrasi mücadelesi kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri durdurulana kadar sürecek..

Önceki İçerikNazan Moroğlu, Cumhuriyetimizin 100. Yılında Kadın Hakları Paneli’nde konuştu
Sonraki İçerikLAİKLİK İLKESİ: Demokrasinin ve Kadın Haklarının Güvencesi