Anayasa’da laiklik ilkesine ilk adımın 96. Yılı
LAİKLİK İLKESİ DEMOKRASİNİN ve KADIN HAKLARININ GÜVENCESİ
10 Nisan 1928 tarihinde 1924 Anayasasının 2. maddesinde yapılan değişiklikle “Türkiye Devletinin dini, Dini İslâm’dır; resmi dili türkçedir, makarrı Ankara şehridir” hükmünden “..dini, Dini İslam’dır..” ibaresi kaldırılmış, devletin bütün dinlere eşit mesafede olması sağlanmış ve laiklik ilkesine ilk adım atılmıştır.
Böylece farklı dinlere mensup olan yurttaşlar, dil, ırk, renk, cinsiyet ve benzeri sebeplerle olduğu gibi dini inançları açısından da ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olmuşlardır.
Atatürkçü düşünce sisteminde laiklik, yalnızca din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını öngören bir ilke değil, aynı zamanda dünya sorunlarına akılcı ve bilimsel bakış açısı getiren bir yaşam biçimidir ve hukuk birliğinin ve demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur, kadın haklarının da güvencesidir.
5 Şubat 1937 tarihinde, 1924 Anayasasında yapılan değişiklikle laiklik ilkesine yer verilmiştir. Laiklik, 1961 ve 1982 Anayasalarında da devletin değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez temel nitelikleri arasında yer almıştır.
Son yıllarda çağdaş uygarlığın ve demokrasinin temel taşı olan laiklik göz ardı edilmekte, ülkeyi yönetenlerce eğitimden ekonomiye, aileden siyasete yaşamın her alanında dine referanslı bir yaşam biçimi dayatılmakta, laiklik ilkesi adeta yok sayılmaktadır.
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak, ülkemizde hukuk birliğinin, eğitim birliğinin, akla bilime dayalı eğitimin, demokrasinin ve kadın erkek eşitliğinin temel dayanağı olan laiklik ilkesini korumak için mücadeleye devam diyoruz.