“LAİKLİK İLKESİ”

DEMOKRASİNİN VE KADIN HAKLARININ GÜVENCESİ

5 Şubat 1937 tarihinde Anayasa’da yer verilen laiklik ilkesi, 1961 ve 1982 Anayasalarının da “devletin değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez temel nitelikleri” arasında yer almıştır.

Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını öngören bir ilke olmasının yanında, aynı zamanda her alanda aklın, bilimin ve ulusal egemenliğe dayanan hukuk kurallarının temel alındığı bir yaşam biçimidir.

Eğitimde, yönetimde, hukukta laiklik ilkesinin tam anlamıyla uygulanması, barış içinde birlikte yaşamamızın, din ve vicdan özgürlüğünün, özgür düşüncenin temelidir.

Ancak laik ülkemizde son yıllarda eğitimden siyasete yaşamın her alanı dine referanslı hale getirilmektedir.

Hukuk birliğinin ve demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan laiklik ilkesi, aynı zamanda kadın haklarının güvencesidir.

Laiklik ilkesinin korunması amacıyla Anayasamızın 24. maddesinde, kimsenin, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırmaması gerektiği önemle vurgulanmış ve “her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz” hükmüne yer verilmiştir.

İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak iktidarın, Anayasanın laiklik ilkesini fiilen kaldırmaya yönelik söylemleri ve uygulamalarının Türkiye’de eğitim birliğinin ve hukuk birliğinin yok sayılmasına yol açtığını kamuoyunun bir kez daha dikkatine sunuyoruz.

Ülkemizde hukuk birliğinin, eğitim birliğinin, demokrasinin, akla bilime dayalı eğitimin ve kadın erkek eşitliğinin temeli olan laiklik ilkesini korumak için mücadeleye devam…

Önceki İçerikTürkiye 100 geriye mi götürülmek isteniyor?
Sonraki İçerikCUMHURİYETİMİZİN 100. YILINDA KADININ İNSAN HAKLARI