I. TMK 187. maddesi değişikliği hakkında Genel Gerekçe önerisi:

TMK “Kadının Soyadı” başlıklı 187.maddesinin eşitlik ilkesine aykırılığı ileri sürülerek İstanbul 8. Aile Mahkemesince itiraz yoluyla yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi, 187.maddenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi, 187. maddede yeni bir düzenleme yapılması için iptal kararın 9 ay sonra yürürlüğe girmesine oybirliğiyle hükmetmiştir. 28.4.2023 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan iptal kararı 28 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Soyadı bir kimsenin kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve mutlak kişilik hakkıdır, dolayısıyla kadının soyadı da kadının kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Evlenince ve boşanınca sadece kadının soyadını değiştirmek zorunda kalması, Anayasa’nın eşitlik ilkesine ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı düşmektedir.

Medeni Kanunda değişiklik yapılarak, evlenme ve boşanma durumunda eşlerin soyadı ile çocuğun soyadına ilişkin kurallar Anayasa, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve AİHM kararı doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gereklidir.

TMK.nun 187. maddesinde yapılacak yeni düzenleme

 

  • 2001 yılında Anayasa’nın 41. maddesinde yapılan değişiklikle kabul edilen ailede “eşler arası eşitliği” öngören hükmüne;

 

  • 2004 ve 2010 yıllarında Anayasa’nın “kanun önünde eşitlik” başlığını taşıyan 10. maddesinde yapılan değişikliklerle kabul edilen “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz” hükmüne;

 

  • Anayasa’nın 12. maddesinde yer alan kişilik haklarının korunmasına ilişkin “herkes kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir” hükmüne;

 

  • Anayasa’nın 17. maddesinde yer alan “herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma.. hakkına sahiptir” hükmüne;

 

  • 2004 yılında yapılan değişiklikle Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasına eklenen “usulüne uygun yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümler esas alınır” hükmüne;

 

  • Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin 16. maddesinin 5.fıkrasında yer alan aile adına ilişkin hükmüne;

 

  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. maddesine ve Sözleşmeye Ek 7 Numaralı Protokol’ün 5. maddesinin “Eşler evlilikte, evlilik süresince ve evliliğin sona ermesi durumunda, kendi aralarında ve çocukları ile ilişkilerinde medeni haklar ve sorumluluklardan eşit şekilde yararlanırlarhükmüne

uygun olmalıdır.

Madde Gerekçesi:

Maddede yapılan yeni düzenlemeye göre eşler, her biri sadece kendi evlilik öncesi soyadını taşımaya devam etme hakkına sahip olacaktır. Bu hakkı  kullanmak istemeyen eşlere evlenirken aile adı olarak eşlerden birinin soyadının seçilme hakkı verilmesi de, toplumsal yaşamda tanındığı soyadını evlenince de kullanmaya devam etmesi açısından eşlerin eşit haklara sahip olmaları ilkesine uygun düşecektir. Soyadı aile adı seçilmeyen eş kendi soyadını aile adı önünde kullanabilecektir.

II. 187. Madde Önerisi

 Eşlerin Soyadı:

“Eşler, her birinin kendi evlilik öncesi soyadını kullanmaya devam etmek istediklerini veya eşlerden hangisinin soyadını ortak aile adı olarak kullanacaklarını evlendirme memuruna yapacakları yazılı bildirim ile seçebilirler. Kendi soyadı aile adı seçilmeyen eş, önceki soyadını aile adı önünde kullanabilir. Evlenme öncesi iki soyadı taşıyan eş, aile adı olarak yalnız bir soyadını verebilir.

NOT: Eşlerin önceki soyadı yerine eşlerin doğumla kazandıkları soyadı kullanılabilir. (Alman BGB’de olduğu gibi).

Nazan Moroğlu, Kadının Soyadı, Beta Yay., İstanbul 1999; Kadının Kimlik Sorunu, Kadının Soyadı; http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2012-99-1159

III. TMK. 187. maddesinde önerilen şekilde yapılacak değişiklikle aynı zamanda çocuğun soyadı ve boşanma durumunda eşlerin soyadı kurallarının da yeniden düzenlenmesini gerekecektir.

Önceki İçerikİstanbul Sözleşmesinden VAZGEÇMİYORUZ!
Sonraki İçerikLaik Hukukun ve Hukuk Birliğinin Simgesi Devrim Yasamız MEDENİ KANUN